| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 12.06.2024 |
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öyle bir ülke düşünün ki 500 binden fazla askeri olsun ama askerî hastanesi olmasın. Öyle bir ülke düşünün ki dört bir yanında bin türlü güvenlik tehlikesi olsun ama askerî hastanesi olmasın. Öyle bir ülke düşünün ki terörün her türlüsü olsun ama askerî hastanesi olmasın. Dünyada bu kadar güçlü ordusu olan ancak askerî sağlık sistemi olmayan Türkiye'den başka bir ülke yoktur. Türkiye, NATO'nun en büyük 2'nci ordusu olmasına rağmen askerî hastanesi olmayan tek ülkesidir.
Değerli milletvekilleri, çatışma alanlarındaki harp yaralanmalarında yerinde ilk müdahale yapılması hayati önem taşımaktadır. Bunun için de alanında uzman askerî hekimlerin bulunması olmazsa olmazdır ancak sınır içi ve ötesinde zorlu operasyonlarda görev alan Mehmetçik'le birlikte saha tecrübesi olmayan askerî hekimlerin yerine sivil hekimlere görev verilmeye başlanmıştır. Hiçbir askerî eğitimi ve çatışma deneyimi olmayan sivil doktorların çatışma bölgelerinde görevlendirilmesi hem askerlerimizin alanda nitelikli, sağlıklı hizmet alamamasına neden olmakta hem de askerî saha tecrübesi olmayan sivil hekimlerimizin canının tehlikeye atılmasına neden olmaktadır. Tüm bu sorunlar yaşanırken dünyada sayılı olan ve saygınlığıyla bir marka hâline gelmiş GATA'yı bir OHAL kararnamesiyle kapatarak Sağlık Bakanlığına devretmek Mehmetçik'in hayatıyla oynamak değil de ne demektir. İki yüz yılı aşkın süredir hizmet veren, harp tıbbı ve cerrahisi uzmanı yetiştiren böylesi bir kurumun sivil idarenin eline bırakılması AK PARTİ'nin bu ülkeye verdiği en büyük zararlardan bir tanesidir.
Askerî hastaneleri kapatarak ülkemizin en iyi yetişmiş kaynaklarından olan ve harp cerrahisinde emsallerine taş çıkaran tüm askerî hekimlerimizi atıl duruma getirdiniz. Gülhane geleneğinde yetişen, Kırım Savaşı'ndan Balkan Savaşı'na, Çanakkale'den Trablusgarp'a, Kurtuluş Savaşı'ndan Kıbrıs Harekâtı'na kadar her yerde görev alan askerî hekimlerimizi mesleklerine küstürdünüz. Türkiye'nin iki yüz yıllık modern askerî tıp tarihini ne yazık ki çöpe attınız. Türk ordusunun bu özel kabiliyetini yerle bir ederek Mehmetçik'in hayatını da tehlikeye attınız.
Değerli milletvekilleri, askerî hastaneler sadece savaş durumlarında değil afet durumunda da çok kritik rol oynamaktadır. Bakın, 6 Şubat 2023 tarihinde en büyük felaketi yaşadık. Askerî hastane sisteminden yoksun olmamız nedeniyle başka ülkelerin kurduğu sahra hastanelerinden yararlanmak zorunda kaldık. İlk sahra hastanelerinin yabancı devletler tarafından kurulması bu ayıbı ortaya koymaktadır. Oysa kendi askerî hastanelerimiz kapatılmamış ve askerî tabiplerimiz görevleri başında olsaydı, deprem bölgesinde bir an önce sahra hastaneleri kurar ve depremzede vatandaşlarımıza zamanında hizmet verip hayatlarını kurtarabilirdik.
Değerli milletvekilleri, önceki Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar askerî hastanelerin yeniden açılacağı müjdesini vermişti. Devlette devamlılık esastır, şimdi Sayın Yaşar Güler'e soruyorum: Bu sözü siz tutmayacak mısınız? Bu hastaneleri eski statüsüne getirmek için neyi bekliyorsunuz? Cumhuriyetin temelleri harbiye, mülkiye ve tıbbiyeyle atıldı. Siyasi ikbal uğruna askerî hastaneleri kapattınız, yetişmiş uzman doktorları kaçırdınız, ordumuzu doktorsuz bıraktınız. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Yirmi iki yılda yaptığınız hatalardan lütfen ders alın. Askerî hastaneleri derhâl yeniden açın. Göz bebeğimiz ordumuzu da siyasallaştırmaktan vazgeçin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)