GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:12.06.2024

SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına teklifin 33'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Terör örgütleriyle ilişkisi bulunanların sözleşmelerinin feshedilmesini düzenleyen maddeye ilkesel bir itirazımız elbette yok ama yakın geçmişten kalma dramatik hatıralarımız var tabii. Bu konuda yalnız ve ancak FETÖ'ye özel olarak, yetkilendirilerek teslim edilen yargının Türk ordusuna kurduğu kumpaslardan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün orduları boşaltılırken ki seyir sürecinden ibret alınmış olmasını ve bunun gereklerinin sözde bırakılmamasını temenni edebiliriz. PKK terör örgütü militanlarının gizli tanık yapıldıkları davalarda terörle mücadele kahramanlarımızın sanık yapılmasının, aldatıldıktan daha güven verici siyasi sonuçlarını da görebilmeyi yine aynı şekilde umut edebiliriz.

Kıymetli milletvekilleri, bu kanunu yapmaya çalışırken ki temel hassasiyetimiz millî güvenlikse, beka kavramı üzerine inşa ediyorsak eğer Atatürk'ün "Kılıçla zafer kazananlar sabanla zafer kazananlara mağlup olmaya ve bunun sonucu yerlerini onlara bırakmaya mecburdurlar." sözünden ilhamla, bekamız için en yakın tehdidi oluşturan tarımsal üretimin salasının okunuyor olmasına dair birkaç şey söylemek istiyorum. TÜİK'e göre bile mayıs ayı yıllık enflasyonu yüzde 75, günlerdir defalarca söylüyoruz. Yine, TÜİK'e göre bile aslı yüzde 100'ü geçti ama tarımsal girdi fiyat artışı yüzde 49,93; Toprak Mahsulleri Ofisinin buğday alım fiyatındaki artışsa yüzde 11-12; arpa unu fiyatındaki artış, o arpayla beslenen hayvanın gübresi bile mücevher değerindeyken yüzde 3,6. Ziraat odaları 1 kilo buğdayın maliyetini 10 lira 87 kuruş olarak açıklamış, bu bile düşük bulunmuş ama TMO'nun buğday için açıkladığı fiyat 9 lira 250 kuruş yani maliyetinin altında. Günlerdir bu kürsüde defalarca tekrarlandı dediğim gibi ama daha defalarca da tekrarlanmalı, Türk milleti emeğinin nasıl hiç edildiğini, alın terinin nasıl hiç edildiğini, geleceğinin -çiftçi yoksa, köy yoksa, tarım yoksa bir geleceğimiz de yok, olmayacak çünkü- nasıl hiç edildiğini anlayana kadar yılmaksızın tekrar edilmeli; devletin buğdaya biçtiği fiyat buğdayın maliyetini karşılamıyor. Böyle iş mi olur, böyle hesap mı olur, böyle vicdan mı olur? 1 kilo buğday satıp 1 litre mazot alamıyorsunuz, 1 litre mazotun fiyatı 1 kilo buğdayın fiyatının 4 katından fazla; 1 ton buğdaydan kazandığınızla 1 ton gübre alabilme ihtimaliniz yok.

ÇKS'ye kayıtlı çiftçilere verdiğiniz destek 1.000 TL'ydi, onu da bir yıl sonra verdiniz; 100 TL'lik değeri kalmadı, çiftçinin cebine girmeden zaten buhar oldu gitti. Çocuklar bile, yazık ki biliyor artık, 5 yaşındaki bir çocuk "Biz çocukken böyle değildi." diye konuşuyor ve 10 yaşına gelince muhtemelen bir iktisat profesöründen hâllice olacak. Çocuklukları çalınan o çocukların 1 top dondurmasının fiyatı bile bir yılda 5'e, 6'ya, bazı muhitlerde 10'a katlanmış ama buğday ve arpa için 2024 fiyatını -bırakın önceki yılın 2, 3, 5 katını, bırakın yüzde 30, 40, 50 fazlasını- 2023 yılı fiyatlarının sadece ama sadece 1.000 TL üzerinde açıklıyorsunuz. Bunun yapılabilmiş olması bile başlı başına bir vaka analizi gerektiriyor, dolayısıyla insan gerçekten nasıl tepki verebileceğini bilemiyor aslında. İzahı olmayan şeylerin mizahı olur ama milyonlarca insanımız kanlı gözyaşı dökerken takdir edersiniz ki bunun mizahını da yapabilme imkânımız kalmıyor. Sayın Bakan -çok tekrarlandığı üzere burada- hani hububat tarımsal planlamanın amiral gemisi olacaktı? Amiral battı. Şimdi ne olacak, bir planınız var mı? Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik çıkardınız, Planlama Kurulu kurdunuz, teknik komite oluşturdunuz, kanun yaptık. Neden? Çiftçiye günün sonunda "Ekmesem daha iyiydi." dedirtmek için miydi bunların hepsi? Açıklanan fiyat ayrı ayıp, ödeme takvimi ayrı ayıp, başta benim seçim bölgem Tekirdağ da olmak üzere depo sorununun çözülememiş olması ve zaten zararına satılan ürünün buralarda açık alanlarda ziyan edilmesi ayrı ayıp; aslında, bu kadar taksitli ayıba ne gerek vardı? Keşke en başından "Biz bu buğdayı almayacağız arkadaş." deseydiniz, keşke en başından üreticiyi tüccara yem edeceğinizi söyleseydiniz, onlar da bu kadar emek sarf etmeseydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hamşıoğlu.

SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) - Bu vesileyle, dün Tekirdağ'dan ziyaretimize gelen bütün ziraat odası başkanlarımızı, onların nezdinde bütün üreticilerimizi saygıyla selamlıyorum. Mücadelelerinin mücadelemiz, Türk milletinin ekmek kavgasının kavgamız olduğunu bir kere daha ilan ediyorum.

Daha önce süt fiyatlarıyla ilgili konuşurken de burada hatırlatmıştım, Atatürk'ün hemen hiçbir sözüne kulak kabartmadınız ama ne olur buna kabartın, Atatürk diyor ki: "Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün bu dünya üzerinde olmayacaktık." Çiftçimizi korumazsak yarın bu dünya üzerinde olamayacağız. Yok olalım istiyorsanız, sözüm yok ama var olmak gibi bir derdiniz varsa, lütfen, üretimi destekleyin, üreteni destekleyin. Mesela, şu Büyükşehir Yasası'ndan vazgeçin, köylerin tüzel kişiliğini geri verin ve köye dönüşü destekleyin.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)