GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Geçmiş Kurban Bayramı'na, Diyarbakır'ın Çınar ilçesi ile Mardin'in Mazıdağı ilçesi arasındaki bölgede çıkan yangına, tasarruf tedbir paketine ve Gelir İdaresi Başkanlığının yaptığı çalışmaya, iktidarın itiraf etmesi gereken konulara, ana muhalefet partisinin ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısının Maliye Bakanına yaptığı ziyarete, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine ve iktidar ile ana muhalefetin görüşmelerinden beklenen faydaya ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:25.06.2024

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle herkesin geçmiş Kurban Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum.

Tabii, Kurban Bayramı siyasi gündem açısından da çok yoğundu; birçok konuyu konuştuk, tartıştık ama öncelikle, Diyarbakır'ın Çınar ilçesi ile Mardin'in Mazıdağı ilçeleri arasındaki bölgede çıkan yangında 15 vatandaşımızı kaybettik, kendilerine Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

Tabii, bayram boyunca konuştuğumuz, tartıştığımız bir başka konu da Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından bir bildiri, bir belge yayınlandı, kamuoyunda bu çok tartışıldı, bayram sofralarının ana konusuydu. Şimdi, Maliye Bakanının ekonominin gelmiş olduğu bu noktadan Türkiye'yi kurtarmak için bir çaba içerisinde olduğunu görüyoruz ve haklı olarak iki noktaya odaklanıyor. Bunlardan bir tanesi tasarruf -ki bununla ilgili tasarruf tedbir paketi açıklandı- bir diğeri de böyle bir ekonomiyi düzeltmek için yapacağınız ikinci konu da gelirleri artırmak ve hazineye ek, ilave gelir sağlamak. Bununla ilgili de -az önce bahsettim- Gelir İdaresinin yapmış olduğu bir çalışma var, kamuoyuna yansıdı. Tabii, Maliye Bakanının unuttuğu başka bir şey var, bence en önemli konu da o, odaklandığı bu iki alanın dışında asıl odaklanması gereken konu biz buraya nasıl geldik konusu. Bu üçüncü noktaya odaklanmazsa eğer bugüne kadar yapmış olduğu bütün önerilerin, vergilerle ilgili yapacağı bütün düzenlemelerin kamuoyu nezdinde hiçbir karşılığı olmayacak, uygulama açısından da hiçbir tutarlılığı olmayacak, samimiyetine de inanılmayacaktır. Nasıl buraya geldik derken kastettiğim şu: İktidarın bir itirafta bulunması lazım. "Biz bu ekonomiyi bu hâle soktuk. Nasıl bu hâle soktuk? Yanlış ekonomi politikalarıyla bu hâle soktuk." Bakın, konunun başlangıcı şudur: "Bu yolda ben bu faizi savunanla beraber olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece faiz ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada, nas ortadayken sana bana ne oluyor?" Bütün filmin başladığı nokta burası. Şimdi, nastan bahsediliyor, peki, ben size nasta olan başka şeyleri hatırlatayım; buralar hiç hatırlanmıyor. Nasta mesela şu da var: "Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir." var, "Kul hakkı en büyük günahtır." var, bunun gibi gene nasta birçok hatırlanmayan, atlanılan nokta var, "İşi ehline veriniz." var, "Yakınlara, tanıdıklarınıza, eşe, dosta, akrabaya makam, mevki, bunları peşkeş çekmeyiniz." var. Bütün bu "nas" diye nitelendirilen konular yüce dinimizde varken "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." kafasıyla buralara gelindi, bunların itiraf edilmesi lazım.

İtiraf edilmesi gereken başka bir konu, ülkemize doldurulan milyonlarca sığınmacı. Daha bayramda -İçişleri Bakanı açıkladı- bayram boyunca tam 1.456 kaçak göçmen, düzensiz göçmen yakalanmış, bunların ülkeden çıkarılmasıyla ilgili çalışma başlıyor, bunu itiraf etmeniz lazım.

Anayasa Mahkemesine nasıl tanımadığınızı itiraf etmeniz lazım; böylelikle hukuka olan güvenin nasıl kaybolduğunu, yatırımcının nasıl kaçtığını ve böylelikle dünyanın en yüksek enflasyon oranına nasıl ulaştığımızı itiraf etmeniz lazım.

Eğer itiraf etmezseniz biz şunu anlayacağız: "Biz ekonomiyi mahvettik; ekonomiyi bizim tekrar mahvetme ihtimalimiz, kapasitemiz ve potansiyelimiz var."

Ana muhalefet partisinin ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Maliye Bakanını ziyaret etti. Eğer bu itirafta bulunulmazsa, bu ziyaretler de geçmişi unutturmaktan ve yapılanların meşru olduğunu hissettirmekten başka hiçbir işe yaramaz. Zira, Maliye Bakanına şu soru herhâlde soruldu: "Tasarruf tedbirleri kapsamında 100-120 milyarlık bir kaynak oluşturulacağı düşünülüyor; ek gelirlerle 200-225, hadi 300 milyar diyelim; toplamda 400 milyar TL'lik bir paket. Kamu-özel iş birliğiyle yapılan yap-işlet-devret modelinden iş alan müteahhitlerin silinen vergi borçları ne kadar biliyor musunuz?" Tasarruf tedbirleri ve ek gelirle elde edilecek gelirin çok üstünde. Acaba bu ziyarette Maliye Bakanına bu soru soruldu mu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Bu sorulursa muhtemelen alınmış cevap da şudur: "Efendim, ben buna karar veremem, buna karar verecek olan Cumhurbaşkanıdır." Değişmesi gereken bu zihniyettir, değişmesi gereken bu ucube Cumhurbaşkanlığı sistemidir. Siz, Maliye Bakanının bu konularda karar veremediğini bildiğiniz hâlde gidip bunları sorduğunuzda alacağınız cevap ortadayken bunların hiçbirinin düzelmeyeceği de aşikârdır.

Normalleşme sürecinden bahsediliyor, iktidar ile ana muhalefet görüşüyor; güzel. Ama bakın, ben size nasıl normalleştiğimizi söyleyeyim: 15 vatandaşımızı yangında kaybettik, 8 kadın cinayeti oldu, bunun dışında yine 3 polisimiz aynı gün intihar etti. İnşallah, bu görüşmeler, ülkede bazı şeylerin düzelmesine yol açar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ama böyle normalleşeceksek yapılmış olan bu görüşmelerin muhalefet ile iktidarın kendileri arasındaki komünikasyonu, olması gereken ilişkiyi normalleştirmeden başka ülkeye sağlayacak hiçbir faydası yoktur diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)