Konu: | Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 95 |
Tarih: | 25.06.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin bölümleri üzerine konuşuyoruz. İktidar partisi temsilcisi az önce, konuşmasında yüksek sesle konuştuğumuzdan dem vurdu, eyvallah. Arkadaşlar aralarında konuştuğu için, ses ulaşsın diye yüksek sesle konuşuyordum, düzelteyim. Tabii, burada kamu adına, millet adına iş yapıyoruz, bu milletin bize emanetini yerine getirmeye gayret ediyoruz, varsa gördüğümüz eksiklikleri kardeşlik hukuku çerçevesinde aktarıyoruz; ne var ki buradaki sözleri üzerlerine alınıyorlar. Burada nedir hata, onları ortaya koyuyoruz, kimsenin alınganlık göstermesine gerek yok; varsa sözlerden rahatsız olacak geldiği yeri de bilmeli değerli milletvekilleri.
Burada şunu arz etmek isterim: Hani mantıkta bir kural vardır, mefhumumuhalif. Burada, bizim sözlerimizden, sadece yüksek sesle konuştuğumuzdan ve Komisyona gelmediğimizden bahsetti. Komisyon üyesi değilim, gelsem de ne yaptığınızı zaten görüyoruz; noktasına, virgülüne dokunulmadan, seremoni faslını tamamlamak üzere yasa teklifleri geçiyor, zaten yasa teklifinin içeriği de ortada. Burada mefhumumuhalifinden anlaşılan da şu: Bu kadar ithamlarımız, iddialarımız oldu "Hiçbir şeyine dokunmadınız, sadece SPK yetkililerinin elini rahatlatacak, güvence verecek işler yaptınız, siz yoksunuz." gibi pek çok şey söyledik, hepsine susuldu, zannediyorum kabullenilmiş oldu; demek ki bunlar doğru. Arz ettiğim gibi, burada kırılmaya, gücenmeye gerek yok.
Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetildiğimiz söyleniyor. Evet, başlangıçta belki yönetim sisteminin adı öyle verildi ama artık biz bu sisteme "KHK ve vergi hükûmeti" desek daha doğru olur; bütün kanunlar KHK'lerle... KHK'lerin ne anlama geldiğini herkes biliyor ve şu bir yıllık süreç içerisinde de hemen her alanın dönüp dolaşıp vergiye geldiği, vatandaşın üzerinde biraz daha baskı oluşturulduğu da gayet açık şekilde görülüyor.
Burada, yasa teklifini savunan arkadaşların öyle heyecan içerisinde savunduklarını görünce doğrusu şaşırdım, korktum, birazdan "Ampulü de biz bulduk." diyecekler zannettim. Hâlbuki bu söz... Tam on beş yıldan beri ihmal edilen, milyarlarca doların heba edildiği, yüz binlerce insanın mağdur edildiği, onlarca insanın intihar ettiği bir ortamda bütün bunlara kayıtsız kalıp, hiçbir tepki göstermeyip, bu feryatlara kulak tıkayıp da tam on beş yıl sonra 10 milyon kişinin işlem yaptığı alanda kanun çıkarmak bir yüz kızartıcı suçtur, büyük bir ihmaldir, vebaldir.
Az önce buradaki konuşmamızı takip eden vatandaşlarımızdan pek çok dönüş oldu; kıyamet kopmuş durumda, bütün insanlar tedirgin. Başkanım, bir kez daha huzurunuzda tekrar ediyorum, keşke aziz milletimiz bizi dinleyebilseydi, şu anda muhtemelen ya bir maçın özeti tekrar ediliyor ya başka bir şey. Burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin sesi halka ulaşmıyor. Kayıtlara bir kez daha girsin; ey TRT! Bu yayınları kesme, sen millete hizmet için varsın, milletin yayınını milletin sesine ulaştır. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Buradan bir kez daha tüm Meclis adına bunu ifade etmek istiyorum. Eğer buradaki konuşmalar halka ulaşmayacaksa, halk gerçeği görmeyecekse o zaman halktan kaçılıyor demektir. İktidar mensuplarından da bu konuda ayrıca katkı bekliyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Katkı nasıl versinler, kimse yok ki!
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, yasa teklifinin neresinden tutsak orası berbat. Bakın, az önce maddeler üzerine konuşacağız diye maddeleri çıkardım. İlk 10 madde içerisinde 1 numarada tanımlar var, 6 numarada kurumların kurulmasına yönelik işlem; 10 maddenin 8'i SPK'ye nasıl yetkileri devrederiz, bunun üzerine kurulmuş. Bu, gerçekten vahim bir durum. Bakın, Dışişleri yasasında aynısını yaptınız "İlelebet, ölünceye kadar bu yönetimde biz kalacağız, hiç kimsenin eline geçmeyecek." düşüncesi yanlış bir düşünce. Kaldı ki burada sadece çoğu belki de kontrolünüzde olmayan bürokratlara, teknokratlara teslim ediliyor; bu konuyu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, reel sektörü gündeme almamız gerekir, burada işsizliğin had safhada olduğunu bilmemiz gerekir; yüz binlerce mezun... Bakın, bu hafta ortaöğretimle beraber üniversitelerden de mezun olunduğu, öğrencilerin okulla ilişiğini kestiği bir haftadayız. Aslında yüz binlerce gencimiz "Mezun oldum, diploma sahibi oldum." diye sevineceği yere hepsi kara kara düşünüyor. Üniversite hocalığı yapmış birisi olarak net söyleyeyim ki hiçbir gencimiz sevinemiyor durumda, bunun da elbette buranın sorumluluğu olduğunu hatırlatmak isterim.
Değerli milletvekilleri, yasada evet, yetkiler var ama bu yetkiyi kullananların suistimali olduğu zaman neyle karşılaşacaklarına dair bir hüküm yok. Madem bu yasayı bürokratlar hazırladı, size teslim etti, hepsini olduğu gibi getirdiniz, bari sonuna da bir ilave ederek deseydiniz ki: "Ey bürokrat, kötü örneklerine şahit olduğumuz üzere siz de görevinizi suistimal ederseniz size de şu şu yaptırımlar uygulanır." O son bir cümleyi eklemekten bile âciz kalınmış olduğu maalesef ki görülüyor.
Değerli milletvekilleri, burada pek çok husus soru işareti olarak duruyor. Mesela, bu Bitcoin ve benzeri kurumlarda artık çok geç kalındığı için "VIM" gibi marka kelime hâline geldi. Bu kasaların, cüzdanların nerede muhafaza edileceği, siber güvenliğin nasıl sağlanacağı, hele de dijital ortamda güvenliğin had safhada olduğu, pek çok olumsuz örneğini yaşadığımız bir dönemde bunların hiçbirisiyle ilgili doyurucu bilgi yok. Evet, bu kanun belli hedef çerçevesinde yapılmış çünkü bütün kanunlarda olduğu gibi sadece gerektiği kadar, sadece istenildiği kadar, dar çerçeveli olarak hazırlık yapıldığı da gayet açık bir şekilde görülüyor. Gönül isterdi ki bu yasada bu hususla ilgili geleceğe yönelik de bir projeksiyon çizilsin. Mesela, gelecek hedefimiz nedir? Normal alışverişlerde para yerine kullanılacak kadar aktif olacak mı, bu husustaki büyüklük nedir? Ve tabii ki en önemli husus da şeffaflıkla ilgili. Vatandaşların tedirginliğini giderecek, problemlerini çözecek ve aldatılmalarına, dolandırılmalarına tedbir olarak hangi hususların alınacağı belli değil. Evet, gördük ki bundan sonra her isteyen toplamayacak; SPK'den izin alacak, izinden sonra toplayacak ama bilelim ki bugüne kadar sistem nasıl işledi? Sistem; herhangi bir uyanık bazı sitelere reklam verdi, sonra belli zatlarla fotoğraf çektirdi, yayınladı, parayı topladı ve ortadan kayboldu. Senelerce biz bunu yaşadık, senelerce bu millet mağdur oldu. Bugün hâlen bu hususun tekrar etmeyeceğine dair bir güvence yok, denetleme mekanizması da yasada görüldüğü kadarıyla gayet dar durumda. Sadece SPK'nin bu tür organizasyonların başlangıcı veya faaliyetine son vermesine yönelik tedbir alınmış ama işlerlik, süreklilik ve sürdürülebilirlik açısından bir tedbirin olmadığı da gayet açık bir şekilde görülüyor. Onun için diyorum ki yasada -bugüne kadarkiler hızlı geldi geçti ama- bu sefer vicdanımızın sesini dinleyelim, şu yasa çıkmışken seneye tekrar düzeltelim demek mecburiyetinde kalmayalım, eksiklikleri şimdiden giderelim, bütün vatandaşlarımızın mağduriyetini önleyecek tedbirleri yasanın içerisine direkt alalım.
Bu vesileyle Mardin ve Diyarbakır'da vefat eden vatandaşlarımıza Rabb'imden rahmet diliyorum. Bu konu da aslında gösteriyor ki "Taziye verirsen işten kurtulursun." gibi... Dört ayrı parti hepsi de şunu araştıralım diye yalvardığı hâlde yine reddedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Onun için burada vatandaşlarımızın sorunlarına "İki kutsalımız, partimiz ve partimizin başındakini nasıl koruruz?"a değil, "Bu millete nasıl hizmet ederiz, millete karşı sorumluluklarımızı nasıl yerine getiririz, vatandaşlarımızın mağduriyetini nasıl gideririz, hangi beklentilere cevap veririz?"e, bunlara yönelik tedbirler alınmalı. Bugüne kadarki performanstan görünen -ki önümüzdeki birkaç hafta içinde ortaya konandan anlaşıldığı kadarıyla- belli sipariş dosyalar tamamlanıp Meclis tatile girecek. Bu Hükûmetin gündeminde halk yok, vatandaş yok, garip gureba yok, ezilen yok. Fakir sofralarından alınan yetki zengin sofralarında heba ediliyor, meze ediliyor. Bunu da bu milletimiz acıyla burada seyrediyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)