Konu: | Amasya Tamimi'nin 105'inci yıl dönümüne, Mardin ve Diyarbakır'da meydana gelen yangınlara ve Hükûmetin bu konuda tedbir almadığına, yeni vergi paketinin yakında kanun teklifi olarak geleceğine, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtikten sonra göreceli olarak Türkiye'nin kötü yönetildiğine, geçen gün Manisa Soma'da gerçekleşen depreme ve deprem gerçeğiyle iktidarın yirmi iki senedir yüzleşmediğine, bugün akşam A Millî Futbol Takımı'nın Çekya'yla yapacağı Avrupa Şampiyonası maçına ve verdikleri yazılı soru önergelerine makul, akli ve de mantıklı cevaplar beklediklerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 96 |
Tarih: | 26.06.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Amasya Tamimi'nin 105'inci yıl dönümünü idrak etmiştik. Şöyle söylüyordu Ziya Paşa: "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini/Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini." ve Mustafa Kemal de cevap veriyordu: "Vatanın bağrına düşman dayamışsa hançerini/Elbet bulunur kurtaracak kara maderini." Amasya'ya gittiklerinde Ali Fuatlarla, Kâzım Karabekirlerle, Mustafa Kemallerle beraber çıktılar. Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi, ardından Ankara'ya geliş ve bu Anadolu topraklarından bizi kovmak isteyenlere karşı "Burası bizim topraklarımızdır, vatanımızdır ve devletimiz olacaktır." diyerek meydan okuyanlar sonunda başardılar ve yüz yıldır Anadolu topraklarındayız. Kendilerini, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün kahramanları rahmetle anıyorum ve inşallah bundan sonra da kıyamete kadar da vatan topraklarında özgür yaşayacağız, hür yaşayacağız ve bu toprakların bizim olduğunu bütün dünyaya haykırmış olacağız.
Biliyorsunuz, son zamanlarda yangınlar meydana gelmeye başladı; bu, genellikle Ege Bölgesi'nde ve Akdeniz Bölgesi'nde oluyordu, birazcık da Marmara Bölgesi'nde ama son zamanlarda gerek anızlar nedeniyle gerekse de oradaki elektrik tellerinin birbirlerine temas etmesiyle orada yangınlar meydana geldi. Nerede? Mardin'de ve Diyarbakır'da yangınlar meydana geldi. Bununla ilgili olarak da dün burada bütün partiler grup önerilerini bu konuya tahsis etmişlerdi; kendilerine de teşekkür ediyorum. Orada özelleştirme yapılabilir, yapılıyor zaten özelleştirmeler. Ben Manisa Milletvekilliği yaparken de Manisa'da da bunlar, özelleştirmeler yapıldı. Ama bu özelleştirmeler yapılırken buraların denetim mekanizmalarının sağlam yapılmadığını, bu anlaşmaların doğru ve güzel yapılmadığını gözlemlemiştim ben, bunları gördük. Şöyle söylüyor özelleştirme firmaları, özelleştirilen yerlerle ilgili firmalar: "Biz az paralarla masrafımızı yaparız ama çok kâr elde etmek isteriz. Elektrik direklerini değiştirmeyiz, elektrik tellerini yerin altına almayız veya bunlarla ilgili yenileme çalışmaları yapmayız ve yapmasak da kimse bize hesap sormaz." Sonra da yangınlar meydana gelir. Nerede gelir? Muğla'da gelir, Bodrum'da gelir, Milas'da gelir, Manisa'da gelir, Çanakkale'de gelir, şimdi de Mardin'de ve Diyarbakır'da geldi ve burada da 15 vatandaşımız Rahmetirahman'a kavuştu, aynı zamanda hayvanlar telef oldu. Önemli olan, olayların arkasından gitmek değil, burada bir araştırma önergesi verildikten sonra, soruşturma önergesi verildikten sonra bir komisyon kurulması değil; önemli olan, olaylar olmadan önce tedbir alabilmektir. Görüyoruz ki Hükûmet bu konuda tedbir almıyor. Buralarla ilgili helikopterlerin olması lazım, buralarla ilgili gece görüşlü uçakların olması lazım ve aynı zamanda geceleyin de faaliyette bulunabilecek uçakların ve helikopterlerin olması gerekiyor. Bundan iki buçuk sene önce ben Muğla'daydım ve yangınların olduğu zaman içerisinde üç gün boyunca benim bulunduğum yere helikopter gelmemişti. Hatta bazı yangınları ben söyledim yangınlar başladığında, bulunduğum yere dört saat, beş saat boyunca helikopter gelmemişti. Binlerce orman alanları yandı, bizim sedir ormanlarımız yandı, hayvanlarımız yandı, ekolojik dengemiz bozuldu, sularımız kayboldu; gelecek nesillere havamızı, suyumuzu, toprağımızı emanet edemedik. Bunlar elli yılda, hatta yüz yılda, hatta bazıları iki yüz yılda oluşan ormanlarımız. O nedenle çok ciddi tedbir almanız gerekiyor. Bir yandan "İklim değişikliği vardır." diyorsunuz, bir diğer yandan da bununla ilgili tedbirleri almıyorsunuz, orman yangınları olduktan sonra da seferberlik ilan ediyorsunuz. Bunu yaparken de şöyle yapıyorsunuz: Eğer Muğla'da olduysa yani muhalefet partilerinin olduğu yerde olduysa burada muhalefet partilerini suçluyorsunuz, "Buralarda itfaiyeler gitmedi." diyorsunuz. Ya itfaiye ormana gider mi? İtfaiye şehirde faaliyet gösterir. Ama bir sel felaketi Kastamonu'da olduğu zaman orada belediyeleri suçlamıyorsunuz, orada "kader" diyorsunuz. Bunlar da doğru şeyler değildi.
Şimdi, bir vergi geldi önümüze, yakında buraya bir kanun olarak getirecekler. Şimşekgiller ailesinden kurtarıcı Mehmet Şimşek IMF programını yapmaya devam ediyor kendisi. Burada yeni vergiler ihdas ediyorlar. Eğer utanmasalar "Niye baktın?" "Niye konuştun?" "Niye çocuk doğurdun?" "Niye çocuk doğurmadın?" "Sen niye selam verdin?" diyerek neredeyse buralardan da vergi alacaklar. Hani Türkiye'nin ekonomisi pik yapmıştı ve hatırlarsanız, sabık, eski Maliye Bakanı şöyle söylüyordu: "'Biz uzaya, aya 2 gidiş, 2 geliş yol yapacağız.' desek, herkes inanır ve yine bize oy verirler, bizim ekonomimiz pik yaptı." Ama bu sırada 128 milyar dolar Merkez Bankasının arkasından birileri tarafından hiç ediliyordu. O nedenle gördüğümüz şu ki: Yeni vergi paketiyle beraber yine yırtılan Deli Bekir'in yakası olacak, vatandaşa olan olacak ama öbür tarafta ise bazı özel şirketlerin, büyük şirketlerin vergi borçları silinmiş olacak, bazılarına kamu-özel iş birliği anlaşması üzerinden özel imtiyazlar tanınacak. Bu imtiyazlar neler olacak? Bir yandan vergi istisnaları olacak, bir diğer yandan hesap sormayacağız. Soru önergeleri veriyoruz, bunlar "ticari sır anlaşması, ticari sır" diye değerlendiriliyor bakanlarınız tarafından. O nedenle utanılacak konular bunlar. Bu Hükûmetin özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtikten sonra göreceli olarak burada Türkiye'nin kötü yönetildiğini görebiliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Beğenmediğiniz o parlamenter sistemde Türkiye'de hakikaten çok önemli işler yapıldı. Birileri izafi olarak "Yok canım, iyi şeyler yapılmadı, eksik şeyler yapıldı." diyebilir ama bunu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde özellikle yedi seneyle kıyasladığımız zaman, Türkiye iflasın eşiğine gelmiş ve 35 milyar dolar alabilmek için burada anlaşmalarda Suriyelilerin işe girmesi, Suriyelilere istihdam yaratılması gibi dayatmalarla karşı karşıyayız, sanki Düyun-ı Umumiye'yle karşı karşıyayız. O nedenle, Türkiye'de vergiyle ilgili değişiklik yapılırken vatandaşları ezmek yerine, daha çok kazanandan daha çok vergi alarak, daha az kazanandan daha az vergi alarak bu konuyu halletmeniz gerekmektedir.
Bir diğer taraftan, deprem var, biliyorsunuz; geçen gün de Manisa Soma'da 4,8 şiddetinde bir deprem oldu. Türkiye'de deprem bir gerçek. Peki, bu gerçekle bu iktidar özellikle yirmi iki senedir yüzleşti mi? Hayır, yüzleşmedi. Daha önce bu kürsüde söyledim: Meksika dünyanın 50'nci büyük devleti yani ekonomik olarak 50'nci sırada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım, istirham ediyorum...
BAŞKAN - Bu 7'nci dakika.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - O kadar oldu mu Sayın Başkanım?
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Teşekkür ediyorum.
Bu depremle ilgili gerek Şili gerek Meksika çözümler buldular ki biri 40'ıncı sırada, biri 50'nci sırada dünyada ekonomik olarak. Türkiye ise 21'inci sırada veya 20'nci sırada, G20 ülkeleri arasındayız; bulabildik mi? Bulamadık ve 2003 ile 2014 yılları arasında 61 milyar para topladınız, çok büyük bir para bu; o günün parasıyla "deprem vergisi" diyerek. Peki, bu deprem vergisi nereye gitti? Sayın Mehmet Şimşek'in ifadesiyle yollara gitti ama Sayın Cumhurbaşkanın ifadesiyle depreme harcandı. Hangisi doğruydu, bunu da bilmiyorduk. O nedenle, bu depremle ilgili yüzleşmede iktidar ve muhalefet beraberce yüzleşmemiz gerekiyor.
Bugün akşamleyin A Millî Futbol Takımı'mızın Avrupa Şampiyonası'nda bir eleme maçı var, Çekya'yla yapacak ve bir beraberlik bile bize yetiyor. Ben temenni ederim ki bütün Türkiye'yi bir araya getirecek olan, yüreklerin hep beraber, topluca ve birlikte çarpacağı bir iklimi oluştururlar bizim futbolcularımız. Kendilerine başarılar diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Son bir cümle söyleyeyim efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Bir diğer taraftan da burada özellikle soru önergelerimizi, yazılı soru önergelerimizi veriyoruz. Bu yazılı soru önergelerimize, lütfen, Anayasa'nın 98'inci maddesini çiğnemeden işlem yapın. Keser döner sap döner, bir gün de hesap döner ve mutlaka ve mutlaka bir gün adaletin önüne çıkarsınız. Bakanlara sesleniyorum: Layüsel değilsiniz yani tartışılamaz değilsiniz. Sizler Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşısınız, bugün oradasınız, yarın başka yerde olabilirsiniz. Lütfen, soru önergemize makul, akli ve de mantıklı cevaplar verin. Vermediğiniz takdirde biz sizi milletimize şikâyet etmeye devam edeceğiz, hatta ben bazı bakanlıkların önüne giderek oralarda basın toplantıları yapacağım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Efendim, anlayışınız için teşekkür ederim.