| Konu: | İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 10.04.2013 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, şimdi, bu tasarıyla ilgili Adalet Komisyonunun raporunu okuyunca bu tasarının İçişleri Komisyonuna da havale edilmiş olduğunu öğrendim, ilk defa öğrendim, yeni öğrendim. Oysa ben İçişleri Komisyonunun üyesiyim. Burada benim dışımda İçişleri Komisyonu üyesi olan gerek iktidar partisine gerekse muhalefet partilerine mensup milletvekilleri var, muhtemeldir ki onların da haberi yok. Bu nasıl anlayıştır ki, bu nasıl bir yönetim tarzıdır ki yetkiyi eline geçiren istediği gibi keyfî olarak kullanıyor. Bizim burada, yasa yapmaktan önce kafaları değiştirmemiz lazım, bir zihniyet değişikliği lazım. Her tür yönetimde bu sergileniyor.
Şimdi, biraz önce tanık olduk. Bir hatip burada tasarıyı eleştirdi, Hükûmeti eleştirdi. Sayın Bakana sataşmadan söz veriyorsunuz. Yani, biz, burada, tasarıyı eleştirmeyecek miyiz? Sayın Bakanın icraatlarını eleştirmeyecek miyiz? Her eleştiri sataşma gibi mi nitelendirilecek? Siz bu kürsüyü dilediğiniz şekilde Meclisi idare etmek için mi kullanacaksınız Sayın Başkan? Herkesi adil olmaya, adaletli olmaya ve demokratik kuralları içine sindirmeye çağırıyorum. Öyle bir yönetim tarzı olmaz.
Sayın Başkan, şimdi bu, dördüncü yargı paketi. Demek ki bir var, iki var, üç var; bu dört. Muhtemeldir ki diğerleri gelecek. Peki, madem bir ihtiyaç hissediliyorsa, duyuluyorsa neden tüm bu tedbirler bir arada görüşülmüyor da düzgün, dört başı mamur bir tasarı şeklinde önümüze gelmiyor? Siz her olaya göre, her duruma göre yasa çıkarıyorsunuz. Böyle bir yasa tekniği yok, öyle bir yasama şekli yok. Yasalar ne olmalı? Yasalar genel olmalı, yasalar nesnel olmalı, yasalar soyut olmalı. Belli bir olaya endeksli yasa çıkmaz ama siz "Yaptık, oldu." diyorsunuz.
Şimdi, Sayın Bülent Arınç'ın özel yetkili mahkemelerle ilgili sözleri var. "Özel yetkili mahkemeler yetkilerini aşıyor. Sıfatı ne olursa olsun herkesi çağırıyor, tutukluyorlar. Genelkurmay Başkanlığı yapmış birine her suç atfedilir ama `Sen teröristsin kardeşim.' demek ne vicdana sığar ne hukuka, adamın asli görevi terörle mücadele." ve devam ediyor. Şimdi, böyle nitelenen mahkemeler hâlâ yargılama faaliyetlerine devam ediyorlar, Sayın Bakan da çıkıyor onların icraatlarını savunuyor.
Şimdi, Sayın Başkan, bakın, bizim sürekli dile getirdiğimiz bir konu var. Siz Türkiye'yi belli bir yere götürmek istiyorsunuz Sayın Bakan ama bunları açık söylemiyorsunuz. Bakın, sizin İstanbul İl Başkanınız düşüncelerini çok güzel ifade etmiş. Ne diyor bakın Sayın Başkan, AKP İl Başkanı ne diyor? Diyor ki: "On yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde paydaş olanlar gelecek on yılda bizimle paydaş olamayacaktır çünkü bu geçtiğimiz on yıl içinde bir tasfiye süreci ve özgürlük, hukuk, adalet söylemi etrafında yaptıklarımızda paydaşlar vardı. Onlar da şu ya da bu şekilde, ne kadar bizi hazmedemeseler de diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi, onların arzuladığı gibi olmayacaktır. Dolayısıyla, o paydaşlar bizimle beraber olmayacaktır. Dün bizimle beraber şu ya da bu şekilde yürüyenler, yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaktır. Çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek onların kabullenebileceği bir gelecek ve bir dönem olmayacaktır. Onun için işimiz çok zor." Siz nasıl bir gelecek inşa etmek istiyorsunuz? Onu, bu topluma, millete, Türk milletine açıklamak zorundasınız. Siz Türkiye'yi nereye götürmek istiyorsunuz? Siz nasıl bir gelecek inşa ediyorsunuz? Bunu söyleyeceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Bakın, Eflatun'un bir sözü var, diyor ki: "Bilerek susmak bilmeden konuşmak kadar kötüdür." Bunları tüm milletimize anlatmamız lazım.
Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)