| Konu: | Şu anda Millî Eğitim Komisyonunda görüşülen Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ne ve Millî Eğitim Bakanının bu görüşmelere gelmediğine, TÜİK'in açıkladığı haziran ayı enflasyon verilerine, emekliye ve işçiye zam yapılmamasına, bugün Meclisin kapısına gelen 3 vatandaşın ifadelerine, Mehmet Şimşek'in gri listeyle ilgili "Başardık." ifadesine ve Cumhurbaşkanının "Dört yıl seçim yok." açıklamasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 03.07.2024 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, şu anda Millî Eğitim Komisyonunda Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi görüşülüyor, grubumuzdaki arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu da orada. Neden orada? Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki: Böyle bir kanun teklifi Komisyona gelmeden ya da Komisyon çalışmaları sırasında sendikalardan, meslek örgütlerinden ve muhalefetteki komisyon üyelerinden ciddi anlamda yardım alınıp, fikir alınıp öyle hazırlanabilirdi.
Şimdi, bu kanun teklifinin geneline baktığımız zaman, itinayla, bu Bakan ve kadrosu Atatürk ilke ve inkılaplarının ışığını, hatta kelime olarak sözcüklerini bile kullanmamış. Milli Eğitim Temel Kanunu'na baktığımız zaman Atatürk milliyetçiliğinden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılaplarından birçok yerde bahsedilirken bir kelime bile geçmiyor, bunu bilinçli olarak ayıklamış.
Şimdi, böyle önemli bir kanun, öğretmenlik mesleğiyle ilgili bir kanun... Millî Eğitim Bakanı nerede? Evet, anlayabiliyorum, bazen bakan yardımcıları gelebiliyor, komisyon başkanı yönetebiliyor ama öğretmenlik mesleğiyle ilgili bir kanun teklifi geliyor, Bakan yok çünkü Bakanın gelebilecek yüzü yok, orada muhalefet gruplarından birçok milletvekili kendisine bir sürü soru yöneltecek. Nasıl gelmez? Ha, Bakanın önemli işleri var; mesela, makamında İsmailağa cemaatiyle toplantı yapabiliyor, diğer cemaatlerle toplantı yapabiliyor. Bu, kendisine sorulduğu zaman "Sivil toplum örgütleri canım onlar." diyebiliyor. Bu cemaatlerle anlaşma yapabiliyor ama Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'yle ilgili görüşmelerde Meclise vaziyet etmiyor Beyefendi; yakışmıyor, böyle bir Bakan bu ülkeye yakışmıyor. Bakın, bunları yüzüne de söyleyecektik, Grup Başkan Vekilimiz de söyleyecekti, milletvekilleri de söyleyecekti, gelmedi. Millî olan her konuda sorunu olan bir Millî Eğitim Bakanı var maalesef ki; önümüzdeki hafta bu yasa geldiğinde burada olursa da kendisinin yüzüne açık açık söyleyeceğiz.
TÜİK, maalesef, haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. İstanbul Ticaret Odasına göre yüzde 3,42 olan, ENAG'a göre 4,27 olan enflasyon verileri, TÜİK'e göre 1,64. Şimdi, ben buradan soruyorum: Herkesin akıllısı, herkesin bilgilisi, doğrusu TÜİK mi? Değil; herkes biliyor ki 85 milyon biliyor ki TÜİK artık sahte verilerle ve sipariş verilerle insanların, emeklinin, memurun cebine elini uzatıyor. TÜİK sadece bir enflasyon verisi açıklamıyor; bakın, ona göre maaş zamları belirleniyor ve İstanbul Ticaret Odası gibi, ENAG gibi ciddi kurumlar da defalarca yalanladı. Daha acısı ne? Mehmet Şimşek de bu sahte verilerle: "Bu yıl işler iyi gitti, enflasyon verilerini tutturuyoruz." Ya, Mehmet Şimşek sadece kendini kandırmıyor, 85 milyonu kandırıyor, 85 milyonun cebine elini sokuyor. Şimdi, temmuz ayında, bu ay belirlenecek -memur emeklileri dışındaki- zamlar bu veriye göre belirlenecek; vicdanları rahat mı?
Temmuz ayındayız hep söyledik, emekliye ve işçiye zam yok. Bu verileri bir an için kabul edelim yani ilk altı ay yüzde 25 enflasyon olduğunu kabul edelim. Yahu, en düşük emekli maaşı 10 bin lira, altı aylık enflasyonu, artışı yüzde 25 kabul edelim, 7.500 liraya düşmüş. Nasıl olacak, bu iş nasıl olacak? Ben AKP Grubuna soruyorum: Nasıl olacak bu? Yani ocağa kadar bu böyle gidecek mi? Yüzde 25'i kabul ediyorum, bakın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yıllarını, emeğini bu ülkeye harcamış, vergi vermiş insanlar saat yedi, sekiz gibi pazar saatlerinden sonra gidip dökülen sebze ve meyveleri toplamak zorunda kalıyor. Kirada olan emekli, kardeşinin, evlatlarının kapısına sığınmak zorunda kalıyor. 2002'de 6 milyon icra dosyası varken bugün 24 milyon icra dosyası var, işçilerin çoğu icrada ve temmuz ayında -üç hafta sonra Meclis kapanacak- Mehmet Şimşek ve TÜİK'in organize bir şekilde vermiş olduğu sahte verilerle -ki onu bile kabul etsek yine emeklinin, işçinin durumu ortada- biz zammı konuşmuyoruz; olmaz. Bakın, bugün Meclisin kapısına 3 vatandaş geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen toparlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - "Açım." diyor, "70 yaşındayım." diyor, "Engelliyim." diyor, "Sokaktayım." diyor. Bakın, görevliler bizzat ilgilendi. Bu, görebildiğimiz birkaç kişi. Gerçekten, 10 bin lira en düşük emekli maaşıyla veya 17.002 lira asgari ücretle bu ülkede milyonların geçinme ihtimali yok. Ha, yüzsüzce bu ülkenin Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek de "Asgari ücret yüksek." diyor. Olacak şey değil. Ben bir kez daha bu verileri hazırlayan TÜİK'i, bunu kullanan Mehmet Şimşek'i ve saray rejimini kınıyorum.
Şimdi, Bakan, gri listeyle ilgili "Başardık." dedi. Bugün Mehmet Şimşek'e büyük bir zamanımı ayırmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, şimdi 1991'den beri üye olduğumuz bir organizasyonda 2 kez ve ilk defa AKP döneminde gri listeye girmişiz, bunu başarı olarak görüyor. Yani bakanlar değişiyor ama bence Mehmet Şimşek'ten başlamak lazım çünkü bu ülkenin mali tablosuna, kara para ve organize suç örgütleriyle mücadeleye dair birçok konuda sınıfta kalmış bir iktidar var. Herkes biliyor ki işler iyi gitmiyor; ekonomide iyi gitmiyor; sığınmacı politikasında, dış politikada iyi gitmiyor; adalette iyi gitmiyor.
Bugün, Mehmet Şimşek'in ve bu açıklamalarla birlikte Cumhurbaşkanının son olarak söylediğini belirterek sözlerimi kapatacağım. Cumhurbaşkanı da "Seçim yok." diyor "Dört yıl seçim yok." diyor. Ben soruyorum Beyefendi'ye: Peki, dört yıl boyunca geçim var mı, ekmek var mı? Yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, teşekkür için açıyorum.
Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yok, teşekkür etmeyeceğim kendilerine.
Evet, soruyorum: Geçim var mı, ekmek var mı, huzur var mı? Çok kısa söyleyeceğim; o gün Sayın Veli Ağbaba'yla İstanbul'daydık, Taksim İstiklal Caddesi'nde yürüdük -aslında bu konuya uzun uzun girmek istiyordum- inanın, Şam'da bir ana caddede daha fazla Türk var. Bunu niye söylüyorum? Sandığımızdan çok daha fazla sığınmacı var, kayıt dışı sığınmacı var Türkiye'de. Ülkeyi bu hâle getirmiş "Seçim yok." diyor.
Şunu söyleyeyim: Evet, geçim yoksa, huzur yoksa mutlaka bir ülkede seçim olur; buna Beyefendi değil bu halk karar verir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)