GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:03.07.2024

ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, geçenlerde bir haber yayınlanmıştı, sarayın bir saatlik masrafının 81 asgari ücrete tekabül ettiğini yazıyordu. Bu haber doğru mu emin değilim. Gazeteci arkadaşlarım beni mazur görsün çünkü ben şahsen pek inanmadım. Sarayın lüksünü her gün gözlerimizle görüyoruz, her şey tüm çıplaklığıyla ortada. Şahsen ben sarayın şatafatı için saatte 81 değil, 810 asgari ücret harcandığını düşünüyorum. Oysaki bu halk bırakın tencereye yemek koymayı, tencerenin altında yakacak tüpü bulamıyor. Tüpünü değiştiremediği için akaryakıt istasyonundan parası kadar tüp doldurtan yurttaşlar var bu ülkede. Peki, sizin haberiniz var mı bundan?

İnsanlar geçinmek için çok büyük bir mücadele içerisinde. Herkesin gözü kulağı asgari ücrete zam yapılmasında, saray iktidarından ise ses seda yok. Halk biçare düşmüş, saray iktidarı şatafatın içerisinden halkın sefaletini görmezden geliyor ve saray iktidarının Bakanı çıkmış diyor ki: "Türkiye'de asgari ücret düşük değildir." Gerçi Maliye Bakanı da haklı, nereden bilecek? Kendisi her gün sıcak para bulmak için ülke ülke gezerken ayakları yere basmıyor. Asgari ücretle mi geçiniyor Maliye Bakanı? Sabah kaç çeşit ürünle kahvaltı yapıyor mesela? Öğlen, akşam hangi restoranlarda yemek yiyor? Asgari ücretliyle dalga geçen Bakanın ve yanındaki koruma, danışma ekibinin bir günlük maliyeti ne kadar? Asgari ücrete "Düşük değil." diyen Maliye Bakanının ekmeğin fiyatından haberi var mı? Tabii ki yok, olsaydı bu halkla bugün dalga geçmezdi. Domatesin, biberin fiyatından haberi var mı Maliye Bakanının? En son ne zaman pazara çıkmış? İnsanların pazar alanlarında ellerinde boş gezindirdiği pazar poşetlerini görmüş mü acaba?

Değerli milletvekilleri, hep soruyorum, yeniden soracağım ve gerçekten merak ediyorum: Bu halkı bunca sefalete sürüklemek hiç zorunuza gitmiyor mu sizin, yüzünüz kızarmıyor mu ya da utanmıyor musunuz? Cidden soruyorum, vicdanınız nasıl kabul ediyor bunu? Emekliye 10 bin lirayı reva gördünüz, şimdi de asgari ücretliye 17 bin lira. Madem diyorsunuz ki Türkiye'de asgari ücret düşük değil, asgari ücrete zam yapmıyorsunuz. Gelin, size bir önerim var: Saray dâhil tüm bakanların, bakan yardımcılarının eski, yeni tüm milletvekillerinin, genel müdürlerin, saray danışman ordusunun maaşlarını 17 bin lira yapalım. Hadi bakalım, gelin bunu yapalım, gelin tasarrufa saraydan ve sizlerden başlayalım. Bunu yapmayacağınızı biliyorum.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Boş konuşuyorsun.

ALİ BOZAN (Devamla) - Boş konuşan sizsiniz, boş konuşan sizsiniz, yerinizden konuşmayın!

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Sen boş konuşuyorsun, boş, hem de bomboş konuşuyorsun.

ALİ BOZAN (Devamla) - Gelin, öneri yapıyorum ya! Madem asgari ücret yeterli, madem bu ülkede yurttaş 17 bin lirayla geçinebilir; hadi bakalım siz geçinin, hadi bakalım saraydaki geçinsin, hadi bakalım bakanlarınız geçinsin, saray danışmanları geçinsin. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) O yüzden siz boş konuşuyorsunuz.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Elini sallama, elini sallayarak konuşma! Elini sallayarak konuşma!

ALİ BOZAN (Devamla) - Bu halkla dalga geçiyorsunuz, bu halkla dalga geçiyorsun! Yerinde fısır fısır "Boş konuşma." derseniz el sallarım.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Parmağını sallama, parmağını sallama!

ALİ BOZAN (Devamla) - Bu halkla dalga geçmeyeceksiniz, bu halkla dalga geçmeyeceksiniz. Bu halkla dalga geçerseniz parmak sallarız, bu halkın adına konuşuyoruz biz burada.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Hangi halkın adına?

ALİ BOZAN (Devamla) - Dalga geçtiğiniz bu halkın adına konuşuyorum, 17 bin liraya mahkûm ettiğiniz bu halkın adına konuşuyorum.

Daha geçenlerde sizin milletvekiliniz ne demişti? "Emekli maaşıyla geçinemiyoruz." demedi mi? Dedi. "Emekli milletvekili maaşıyla geçinemiyorum." diyen milletvekiliniz var, ondan sonra emekli 10 bin lira, asgari ücretli 10 bin lira; bu, halkla dalga geçmektir. Bu halkla dalga geçmenize biz müsaade etmeyeceğiz.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Elinden geleni yap.

ALİ BOZAN (Devamla) - Size bir tavsiyede bulunayım: Bakın, iktidar milletvekilleri, yaparsınız yapmazsınız bilmem, gidin, yokluğa, yoksulluğa mahkûm ettiğiniz halkın arasına gidin. Eğer varsa yüzünüz pazara gidin, varsa yüzünüz bakkala gidin.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Her yere gitmeye yüzümüz var.

ALİ BOZAN (Devamla) - Varsa yüzünüz markete gidin.

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Her zaman pazardayız, marketteyiz.

ALİ BOZAN (Devamla) - Yok yüzünüz, yüzünüz olsaydı pazara giderdiniz, markete giderdiniz...

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Biz her yere gidiyoruz, her yere.

ALİ BOZAN (Devamla)- ...bakkala giderdiniz, sonra çıkar bu kürsüye derdiniz ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bozan, lütfen tamamlayın.

ALİ BOZAN (Devamla) - Eğer yüzünüz olsaydı bunu yapardınız, yarın çıkardınız bu kürsüye derdiniz ki: "Ey DEM PARTİ Milletvekili, biz pazara gittik, pazarda halkın sorunlarını dinledik; biz bakkala gittik, markete gittik."

GÖKHAN DİKTAŞ (Tekirdağ) - Ya, pazara her gün gidiyoruz.

ALİ BOZAN (Devamla) - Bunu yapamıyorsunuz, bunu yapamadığınız için de yerinizden itiraz edip duruyorsunuz. Gidin ve o insanların gözünün içine bakın. Bu ülkede 10 bin liranın altında ev kirası yok. 10 bin liranın altında ev kirası yokken 17 bin liraya mahkûm ettiğiniz insanların gözlerinin içine bakın.

Başka bir şey söyleyeyim: Ya, bizi dinlemiyorsunuz, partinizin kurucusu Bülent Arınç'ı dinleyin bari. Ne diyor Bülent Arınç? Diyor ki: "Geçen sene 70 liraya doldurduğumuz poşeti bu sene 170 liraya dolduramıyoruz." Beni dinlemiyorsanız gidin Bülent Arınç'ı dinleyin.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)