GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:03.07.2024

MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, haziran ayı enflasyon verileriyle birlikte memur ve memur emeklilerinin 2024 yılının ikinci altı ayında alacağı zamlı maaşlar ve SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıklarındaki artış oranları da netleşti. Şimdi, enflasyon verilerine baktığımızda -üç ayrı kurumun yıllık enflasyon verilerine bakıyorum, buna bir tane daha ilave ettik- TÜİK'in 71,60, İTO'nun 82,14, ENAG'ın da enflasyon verisi 113,8. Şimdi, buna bir de Bülent Arınç Bey'in söylemiş olduğu enflasyon verisini ilave ediyorum. Biliyorsunuz "Çarşıya çıktığımda 70 liraya doldurduğum poşeti şimdi 170 liraya dolduramıyorum." diye söylemişti. Şimdi, bunu, enflasyon miktarını hesapladığımızda aşağı yukarı yüzde 143 oluyor. Şimdi, bu enflasyon verilerine genelde baktığımızda, TÜİK, İTO, ENAG, bu kuruluşlar tarafından açıklanan enflasyon oranları arasındaki farklar çok çok önemli ve dikkat çekicidir. Bu farklılıklar, enflasyonun nasıl ölçüldüğüne ilişkin şeffaflık ve güvenirlik sorunlarını her zaman olduğu gibi gözler önüne sermektedir. Adalet olgusunu zedeleyen ve yargı kararına rağmen açıklanmayan bu enflasyon sepetine dair endişeler izahı mümkün olmayan sonuçlar doğurmaya devam etmektedir. TÜİK'in enflasyon sepetinde -soruyorum- ne var? Ben bilemiyorum. Tenis topu mu var, uçan halımı var, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler mi var; ne var bu sepette? Bilemiyorum. Ben merak ediyorum, siz merak ediyor musunuz değerli milletvekilleri? Biliyorum, siz de bilmiyorsunuz. Peki, milletin sepetinde ne var? Siz onu da bilmiyorsunuz ama biz biliyoruz. Günlük hayatın gerçeklerini, marketteki fiyat artışlarını, mutfaktaki giderleri ve faturaları biz iyi biliyoruz. İşte bu gerçek sepet TÜİK'in masal sepetinden çok farklı. Gerçek hayatın zorluklarını, ekonominin gerçek yüzünü yansıtıyor. TÜİK'in oyunlarını görmek yerine gerçek hayatın gerçeklerine de odaklanmak gerekiyor. Sonuç: Milletin sepeti tamtakır maalesef kuru bakır.

İktidarınız temmuz ayını zam yağmuruna tutarken memura, emekliye daha az ücret artışı yapmak için haziran ayında enflasyonu düşük tuttu. Temmuz ayında ihtiyaca yönelik birçok kaleme zam yapılması sonucunda geçim derdiyle kavrulan vatandaşlarımıza verilen ücret artışları maalesef anlamını yitirmektedir. Reel bir artışın söz konusu olmadığının kanıtı niteliğinde olan enflasyon verileri ışığında milletimiz geçimsizlik labirentine mahkûm edilmektedir. Gerçekleşen zamların artan fiyatlarla ve yaşam maliyetleriyle başa çıkma konusunda yetersiz kaldığı gayet açıktır.

Bir diğer önemli husus da faiz politikalarınız ve sonuçlarıdır. "Nas politikaları" diye milletimizin ümüğüne çökenler bugün yüksek politika faizleriyle yine orta ve alt gelirliyi hedefine oturtmuştur. Peki, bu yüksek faizden en çok yararlananlar kimler? "Carry trade"çiler. Kim bunlar? Şöyle ifade edelim: Bir Avrupa ülkesinde yaşayan bir "carry trade"çi yüzde 5 faiz oranıyla 100 bin euro borç aldığında bu parayı Türk lirasına çevirip Türkiye'de yüzde 50 faizle değerlendiriyor. Bu para altı ay sonra faiz geliriyle birlikte toplamda 4 milyon 375 liraya yükseliyor. Altı ayın sonunda -döviz kurunun 39 lira olduğunu düşünelim- bu parayı tekrar euroya çeviriyor ve yaklaşık 112.500 euroya tekabül ediyor ve 2.500 euroluk faiz borcunu ödediğinde elinde 10 bin euro kâr kalıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akalın, lütfen tamamlayın.

MEHMET AKALIN (Devamla) - Sene sonu tahminî kur oranıyla yaklaşık olarak 390 bin lira kâr elde edecektir. Bu kişinin yani "carry trade"çinin böyle bir parayı dünyanın hiçbir yerinde kazanması mümkün değildir. Bu rakamların yanına ne kadar sıfır koyarsanız o kadar artacağını unutmayın. Yani ülkemize giren sıcak döviz bu sebeple burada, bu sebeple döviz artmıyor ve daha ucuz kalıyor çünkü "carry"nin cazipliğinden daha fazla kazanım sağlayabilecek başka bir enstrüman da yok.

Son olarak, yarın faiz indirimleriyle başladığında KKM sarmalında olduğu gibi altüst olmamak için gereken hassasiyetin gösterilmesini umuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)