GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:99
Tarih:04.07.2024

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kayseri ilimizde 30 Temmuz tarihinde bir kız çocuğuna yapılan istismar olayı hepimizi derinden sarsmıştır. Suçlular güvenlik güçlerimiz tarafından tespit edilmiş ve tutuklanmıştır, haklarında gereken işlemler yapılacaktır. Bu hadisenin duyulmasının ardından Kayseri'de başlayan ve diğer şehirlerimize de sıçrayan şiddet olayları yaşanmıştır. Suçlunun Suriyeli bir göçmen olmasından hareketle, tüm Suriyeliler bu olayın faili gibi sayılarak suçun şahsiliği ilkesi hiçe sayılmıştır. Suriyelilere ait olduğu bilinen veya tahmin edilen evler toplanan kalabalık tarafından taşlanmış, misafir plakası verilen araçlar yakılmış, dükkânlar da hem tahrip edilmiş hem de yağmalanmıştır. Olaylar hâlâ tam anlamıyla yatışmamış, farklı şehirlerden yabancılara yönelik bireysel ve toplu şiddet haberleri gelmektedir.

Sayın milletvekilleri, düzensiz göçle mücadele elbette üzerinde hassasiyetle durulması gereken, toplumsal dinamikleri tetikleyen bir konudur. Ülkemizde son yıllarda yaşanan ekonomik krizin sosyal etkilerinden biri de popülist söylemlerin yaygınlaşmasıdır. Halkımızda baş gösteren moral durumu, bazı toplum mühendisleri ve onların güdümündeki siyasetçilerin çirkin emelleri için istismar edilmektedir. Bu kürsüden daha önce defalarca söyledim, Hükûmet, dünya genelinde yükseliş gösteren ırkçılığın ve nefret söyleminin toplumsal infiallere yol açmasına müsaade etmemeli ve gereken hukuki düzenlemeleri yaparak titizlikle bunların takipçisi olmalıdır.

Kıymetli halkımıza da buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: Topraklarında yaşanan savaşın ve göçün nedeni olmayan, ülkesinde yaşanan katliamlardan kurtulmak için buraya sığınan insanlara tepki göstermek, içlerinden suç işleyenler olduğunda bunu tüm bir halka mal etmek ancak yaşanacak provokasyonlardan medet umanlara fayda sağlar. Düzensiz göçün sebebi göçmenler değil, sınırları ve göçü yöneten iktidardır. Göç konusunda seyretmekten başka bir şey yapmayan, son sekiz yılda görevde olmayan Sayın Davutoğlu'na işi yıkan iktidar sorumludur. Son sekiz yılda göçmen sayısı 4 katına çıkmışsa bu konuda tedbir alması gerekenlerden hesap sorulmalıdır.

Kıymetli milletvekilleri, ülkemizde üç tür göçmen vardır: Birincisi, savaştan kaçan Suriyeliler; bunlar, uluslararası hukuka uygun olarak geri gönderilmelidir. İkincisi, ekonomik nedenle gelen düzensiz göçmenler; bunların gelmemesi için sınırlar daha sıkı olmalı, ilgili devletlerle anlaşarak onurlu bir şekilde geri gönderilmeleri sağlanmalıdır. Üçüncüsü, çalışma izniyle gelenler ve 250 bin dolara vatandaşlık alanlar; bu ucuz vatandaşlık satma işi de bir an önce sonlandırılmalıdır.

Değerli arkadaşlar, öncelikle Hükûmet, ülkemizde yaşayan yabancıların sayısı konusunda şeffaf olmalı ve bu sayılar üzerinden yapılan provokatif açıklamaların önüne geçmelidir. Herkesin aklından geçen sayıları zikrettiği bir ortamda bu konu sağlıklı bir şekilde ele alınamaz. Hâlihazırda Türkiye'de kendi işini kuran veya bir işte çalışan yabancıların belirlenmesi, bunların resmîleştirilerek hem kayıt dışılığın önüne geçilmesi hem de vergi kaybının önlenmesi için atılacak ilk adım olmalıdır. 1 milyon civarında kaçak çalışan yabancı olduğu tahmin edilmektedir. Bunlar kayıt altına alındığında bugünkü asgari ücret rakamlarıyla devlete 100 milyar TL ek gelir getirecektir. Bu rakam Hükûmetin tasarruf tedbirleri paketi kadardır. Bunların kayıt altına alınması hem devletin kaybını önler hem de kayıt dışılık sebebiyle yabancılar lehine olan durum ortadan kalkar, herkes vergi ve sigorta öderse bu konuda haksız rekabet de olmaz.

Yabancıların ülkelerine dönüş süreci içinde de maalesef geri gönderme merkezlerinden üzücü haberler almaktayız. Bu konu üzerine vermiş olduğum soru önergesine uzun süre sonra gelen cevapta, Sayın Bakan geri gönderme merkezlerinde bir problem olmadığını, tüm işlemlerin şeffaf bir şekilde hukuka ve insan haklarına uygun yerine getirildiğini ifade etti. Peki, Sayın Bakan, Türkiye'nin birçok yerinden gelen bu bilgiler, bu şikâyetler kurgu mudur? Bu insanlar hep bir ağızdan bir senaryo kaleme alarak farklı kanallardan Parlamentoya ve insan haklarıyla ilgilenen STK'lere mi iletmektedir? Bu konu gerçekçi olarak ele alınmalı ve burada yaşanan hukuksuzlukların bir an önce önüne geçilmelidir.

Değerli arkadaşlar, iç istikrarı olmayan ülkeye sermaye gelmez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Torun, lütfen tamamlayın.

CEMALETTİN KANİ TORUN (Devamla) - Tekrar ediyorum, iç istikrarı olmayan bir ülkeye sermaye gelmez. Bu konuyu iktidar ciddiyetle ele almalıdır, bu tür provokasyonlara imkân vermemelidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)