Konu: | Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 99 |
Tarih: | 04.07.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Adı "sivil havacılık" olan, bünyesinde 7 kurumu barındıran bir torba yasanın 13'üncü maddesiyle ilgili konuşuyorum.
Maddede "Bir yolcu elle aranmak istemezse uçağa alınmaz, uçuş hakkı ihlal edilir." şeklinde bir şey getirilmiş ki ifade olarak "Yolcu kendisinin ve eşyasının elle aranmasını kabul etmediği takdirde havaalanı ve hava aracına kabul edilmez." diyor. Nereden başlasak bilmiyoruz. Her yasanın içeriğinde bakıyorsunuz ki bir yasakçı zihniyet var. Yasaktan en fazla mağdur olan kesim bir şekilde her şeyi yasağa bağlıyor. Burada diyor ki: "Eğer sen üstünü aratmazsan biz seni uçaktan aşağı atarız." Yani şunu sormak isterim: Dünya dijitale doğru gidiyor, elektronik dünyaya gidiyoruz, el Ay'a gidiyor, biz yaya gidiyoruz. Her şey otomatikleşirken manuele doğru dönmenin ne anlamı var, anlamak mümkün değil.
Burada iktidar mensubu arkadaşlara sormak isterim: Acaba siz bu teklifteki maddeyi görüp de mi imzaladınız, görmeden mi? Görmeden imzaladıysanız söyleyecek bir şeyim yok ama gördüğünüz hâlde, bile bile buna imza attıysanız vay hâlimize. İkisi de birbirinden kötü. Burada eğer "Biz millî görüş gömleğini çıkardıktan sonra o haremlik selamlık iddiaları, geç bunları." diyorsanız söyleyecek bir şey bulamıyorum. Ama bilesiniz ki bu madde yedi açıdan iptal edilmelidir; birincisi teknolojik olarak geriye dönüştür, ikincisi insan hakları ihlalidir, üçüncüsü uygulamada pratik değildir, dördüncüsü ekonomik değildir, beşincisi etik değildir, altıncısı özel hayata saygının ihlali vardır, yedincisi ise inanç ve medeniyet değerlerimiz açısından son derece yanlıştır.
Burada şunu sormak gerekir: Siz havaalanına gelen bir yolcuyu el dedektörüyle arıyorsunuz, MOBESE'lerden, kameradan geçiyor, x-ray cihazından geçiyor, bunların bulamadığını bir adam elle nasıl bulacak acaba? Burada sınırsız bir yetki verilmiş. Her türlü olumsuz uygulamaya maruz bir şekilde bir yetkinin verilmesi asla kabul edilemez. Daha yeni Anayasa Mahkemesi Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nu iptal etti. İptal gerekçesinde dedi ki: "Siz bu bekçilere bu kadar sınırsız yetki veremezsiniz." Onun için de burada her türlü olumsuz kullanıma açık olabilecek, insan haklarını ihlal edecek bu yasanın bu hâliyle geçmesi asla kabul edilemez. Deseydiniz ki: "Bir havaalanında hemcins bulundurma zorunluluğu var." Bazen öyle bir yere geliyorsunuz ki personel sayısı az, tam da ters, inat birisine geldi mi ki hemen her kurumda kaba saba, psikopat tiplerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Onun için de bu asla kabul edilemez, bu yasanın maddesi derhâl çekilmelidir veya düzeltilmelidir. Bununla beraber, dünyada her yerde yeni gelişmeler ortadayken, biz elektronik oylama yaparken, elektronik seçimden bahsederken bugün bu yasa teklifinin gelmesi hiçbir şekilde makul değildir değerli milletvekilleri. Görüldüğü kadarıyla da bu içeriklerin hiçbiri kimsenin umurunda değil. Bu torbanın zaten niçin torba olduğu da anlaşılıyor; her şeyi içerisine kat, kim ne olduğunu anlayamasın, böylece oylanıp gece yarısı geçsin.
Bakın, Millî Eğitim Komisyonu çalışıyor, gece dörtte çalışmalarına ara verdi; gidip Millî Eğitim Komisyonundaki çalışmalara mı katılalım, burada mı... Tam bir yangından mal kaçırılıyor. Şu kadar önemli bir yasa gecenin bu yarısında nasıl çıkartılıyor, anlamak mümkün değil. Onun için aklıselime davet ediyor, bu maddenin çıkarılmasını teklif ediyorum.
Genel Kurulu selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)