| Konu: | (2/1895) esas numaralı Türk Ceza Kanunu, Türk Vatandaşlığı Kanunu ve Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/64) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 09.07.2024 |
ZEKERİYA YAPICIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Yirmi dokuz yıl önce, 1995 yılının Temmuz ayında Srebrenitsa'da bir soykırım yaşanmıştı; malumunuz olduğu üzere, dokuz ayı aşkın bir süredir Gazze'de de büyük bir soykırım gerçekleştiriliyor. Siyonist İsrail, bütün dünyanın gözleri önünde kadın ve çocuk demeden sivilleri katlediyor; mabetleri, hastaneleri, okulları, çadır kampları ve aşevlerin bombalıyor. Küresel sistem iflas etmiş, hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor. Enkaz altında kalan cesetlerle birlikte çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 40 binden fazla sivilin katledildiği Gazze'de yaşananların apaçık bir soykırım olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi yoktur ve maalesef, Türk vatandaşlığına sahip binlerce kişi de siyonist İsrail'in Gazze'deki soykırım suçuna fiilen iştirak ediyor. Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyan en az 4 bin kişinin Gazze'ye giderek soykırım suçuna fiilen iştirak ettiği bilgisi basına yansıdı. Türkiye pasaportu taşıyan ve siyonist İsrail hedefleri için askerlik yapanların toplam sayısı ise bunun çok daha üzerinde. Gazze'de ve dünyanın herhangi bir yerinde kadınları, çocukları, bebekleri vahşice katleden, bu suretle bütün insanlığa karşı suç işleyen soykırımcı katillerin daha sonra Türkiye'ye gelip hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmeleri kabul edilemez.
Bütün mazlumlara karşı bir sorumluluğumuz vardır. Soykırımın önlenmesi konusunda insanlık vicdanının, uluslararası sözleşmelerin ve iç hukukunun Türkiye'ye yüklediği sorumluluğu yerine getirmek durumundayız. Bilindiği üzere, Türkiye, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni 23 Mart 1950 tarih ve 5630 sayılı Kanun'la onaylanmıştır ve bu sözleşmeye taraf olmakla soykırımı önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt etmiştir. Bu sözleşmenin 5'inci maddesine göre sözleşmeci devletler bu sözleşmenin hükümlerine etkinlik kazandırmak ve özellikle soykırımdan suçlu bulunan kimselere etkili cezalar verilmesini sağlamak için kendi anayasalarında öngörülen usule uygun olarak gerekli mevzuatı çıkarmayı taahhüt eder.
Türk Ceza Kanunu'nun 76'ncı ve 77'nci maddelerinde soykırım ve insanlığa karşı suçlar tanımlanmıştır ancak bu suçlar yurt dışında bir yabancı tarafından ve yabancıya karşı işlenmiş ise sadece Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de cezai tahkikata başlanabilmektedir. Uluslararası siyasi dengeler gözetilerek münhasıran Adalet Bakanlığına verilen soruşturma talep etme yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine de verilmesi, yargı makamlarının millet adına karar verdiği de düşünüldüğünde isabetli olacaktır. Bu anlamda soruşturma açılmasını talep etme yetkisinin salt yürütme eliyle değil, yasama organı eliyle de kullanılması, suçluların siyasi mülahazalarla yargılanmaktan kurtulması sonucunu engelleyebilecektir. Gerektiğinde, savaş kararı alma, yurt dışına asker gönderme ve barış anlaşmalarını onaylama yetkisi olan Meclisin soykırım ve insanlığa karşı suçların önlenmesi ve cezalandırılması konusunda da soruşturma talep etme yetkisine sahip olması gerekir.
Birazdan Genel Kurul gündemine alınması oylarınıza sunulacak olan kanun teklifimiz, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dine ve hangi millete mensup olursa olsun soykırım suçunu işleyen katillerin, suçu kime karşı işlediklerine de bakılmaksızın Türkiye'de yargılanıp cezalandırılmasını; çifte vatandaşlığı olanlardan, yapılan "Yurda dön" çağrısına rağmen üç ay içinde dönmeyenlerin vatandaşlıklarının kaybettirilmesini ve bu nedenle, vatandaşlıkları kaybettirilen kişilerin mal varlıklarına el konularak Aile ve Gençlik Fonu'na aktarılmasını öngörmektedir. Kanun teklifimizin yasalaşması, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'yle taahhüt edilen "önleme" yükümlülüğünün yerine getirilmesi yolunda önemli bir adım olacaktır.
Burada mevzubahis olan, hiçbir şekilde, kendi hâlindeki Museviler ya da Yahudiler değildir; hatta, sadece Filistin'de, Gazze'de soykırım suçuna iştirak edenler de değildir. Kanunların en temel özelliklerinden biri genel hükümler içermeleridir. Bizim teklifimiz, dünyanın neresinde olursa olsun soykırım suçunu işleyen katillerin cezalandırılmasıyla ilgilidir. Soykırımcı soykırımcıdır; hangi dine veya millete mensup olduğunun önemi yoktur, bu vahşi suçu kimlere karşı işlediğinin bir farkı da yoktur. Biz Meclis çatısı altındaki bütün milletvekillerinin, özellikle Filistin konusunda, Gazze'de gerçekleştirilen soykırım konusunda aynı hissiyata ve aynı hassasiyete sahip olduğunu düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin lütfen.
ZEKERİYA YAPICIOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu nedenle, bütün milletvekillerimizin lehte oy kullanarak kanun teklifimizin görüşülmesine destek vermesini umuyor ve bekliyoruz. Bugün burada oy birliğiyle alacağımız bir karar, insanlığın ortak vicdanına ve milletimizin hissiyatına tercüman olacaktır.
Destek talebimizle birlikte Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)