| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 10.07.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA AYŞEGÜL DOĞAN (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Tabii, ekranları başında bizleri takip eden, izleyen, burada konuşulanlara dair dikkatlerini yönelten herkesi selamlıyorum bir yandan.
Şimdi, duydunuz önergemizin amacını, aslında grubumuz çok nazik ifade etmiş "Türkiye'nin Suriye'deki yanlış politikaları" yani mümkün mertebe özen gösterilmiş belli ki dile. Bende bunun gerekçesini anlatmaya çalışacağım.
Şimdi, son günlerde yine tartışıyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Esad'a her an bir davetimiz olabilir." dedikten sonra, hatırlayacaksınız, seçimlerden önce yine bir ortak fotoğraf verilmeye çalışıldı. Belli ki o ortak fotoğrafa dair mutabakat sağlanamadı. Süremiz beş dakika, beş dakikada 2011'den bu yana başlayan, milyonlarca insanın canına mal olan, üstelik komşu ülkeleri de etkileyen, doğrudan bizleri de etkileyen yani Türkiye'yi de... Nasıl etkilediğini olaylarla hepimiz hatırlayabiliriz; 10 Ekim Ankara Garı patlamasına bakalım, Reyhanlı'ya gidelim, 5 Haziran Diyarbakır mitingine gidelim, Taksim'e gidelim, Beyoğlu'na gidelim. Ne yazık ki çok çok acı olaylarla hatırlatabileceğimiz birtakım politikalardan bahsediyoruz. O yüzden DEM PARTİ olarak şimdi soruyoruz: Suriye'de Türkiye bu defa ne arıyor? Herkesin malum olduğu üzere merak ettiği bir soru bu. Türkiye, Suriye'de ne arıyor? Türkiye, Suriye'de adil bir çözüm mü arıyor? Türkiye, Suriye'de demokratik bir Suriye'nin oluşması için katkı mı yapacak? Türkiye, Suriye'den çekilecek mi? Çekilmiyorsa neden orada? Esad da merak ediyor, biliyorsunuz. Bunlar gizli, saklı kulislerde konuşuluyor gibi duruyor ama öyle değil. Bakın, yazan gazeteciler var, takip eden yazarlar var, dünya kamuoyu takip ediyor, dünya siyasetçileri takip ediyor. Çeşitli ara buluculuklar gerçekleştirildi bugüne kadar. Kolaylaştırıcılık misyonu yüklemeye çalıştığınız yerler oldu ama olmadı, başaramadınız. Bu yayılmacılık, nihayetinde tüm halklara ağır maliyetler olarak geri döndü. Bugün Türkiye'ye de geri dönüyor; ekonomik açıdan dönüyor, sosyal açıdan dönüyor, siyasal açıdan dönüyor. Gelin, bunu birlikte araştıralım. Nedir Türkiye'nin Suriye politikalarının maliyeti, Türkiye'ye ve komşu ülkelere nasıl yansıyor? Eğer Türkiye bugün Suriye'de kalıcı bir çözümün formülasyonunu arıyorsa nedir o kalıcı çözüm? Birkaç başlıkta açmak istiyorum. Yani savaşın derinleştiği bir döneme yeni adımlar atmıyorsa bir; mülteciler üzerinden konuşmak gerekiyor öncelikli olarak. Hiç kimse durduk yere, keyfekeder ana yurdunu, yaşadığı toprakları terk edip başka bir ülkeye gidip mülteci olmak istemez, takdir edersiniz sanırım hepiniz bunu. Siz ister misiniz? İstemezsiniz. Bunu en iyi bilenlerden biz, DEM PARTİ'nin temsil ettiği siyasi gelenek bunu ne yazık ki çok acı tecrübelerle deneyimledi. Zorla yerinden edilmek ne demek? Niye insanlar zorla topraklarını terk ederler? Şimdi, zorla yerinden olmuş bu mültecilere ilişkin -ki kimi Türkiye'de koruma statüsünde geçici olarak; kimi vatandaş, kimi değil- öncelikli olarak eğer Suriye'de yeni bir politik dönem başlayacaksa Türkiye-Suriye ilişkileri açısından mültecilere nasıl davranılacak, ne olacak? Gönüllü gidişlerin şartları dahi konuşulmalı. Bırakın gönüllü gidişlerin şartlarını, bir yandan da zorla göndermelere karşı olduğumuzu DEM PARTİ olarak burada söyleyelim.
İkinci önemli nokta, "Türkiye Suriye'de ne arıyor?" sorusunun kalbinde yatan nokta; Türkiye, Suriye'de yaşayan Kürtlerle ve dolayısıyla Türkiye'de yaşayan Kürtlerle bu yeni çözüm arayışında ya da yeni politik hamlede nasıl bir strateji izleyecek, nasıl bir derinlik olacak? İkinci önemli nokta bu. Yani vurmaya çalışarak, askerî operasyonlarla... İlla bir üs kurmak istiyorsa siyasal iktidar, bu üssü kurmak çok kolay. İlla askerî bir üs kurmanıza gerek yok, barış üssü kurabiliriz, demokrasi üssü kurabiliriz, komşuluk üssü kurabiliriz, dostluk üssü kurabiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞEGÜL DOĞAN (Devamla) - Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
AYŞEGÜL DOĞAN (Devamla) - Şimdi dolayısıyla, biz tekrar DEM PARTİ olarak diyoruz ki: "Suriye'yle kurulacak ilişkiler açık ve şeffaf olmalı." Temastan yana bir parti olarak söylüyoruz, müzakere ve mücadele geleneğini temsil eden bir parti olarak söylüyoruz. Eğer aksi bir seçenek tercih edilirse biz dün olduğu gibi bugün de yarın da elbette adil ve demokratik bir gelecek için komşu ülkeler de dâhil olmak üzere mücadele etmeye devam edeceğiz. Ama şeffaf bir biçimde ne olduğunu araştırmak, geriye dönüp bakmak bugünün inşası ve yarının inşası için önemli. O yüzden hepinizi, iktidarından muhalefetine, önergemizi desteklemeye davet ediyorum. Bu yalnızca bizi ilgilendirmiyor, tüm Türkiye'yi ilgilendiriyor. "Suriye" deyip geçmeyin; orası bakın, geçen yıllarda Türkiye'nin geleceğini belirledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞEGÜL DOĞAN (Devamla) - Yarınını belirlerken "Ne oldu?" ya bakmak bir daha asla yaşanmaması için önemli.
Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)