GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:10.07.2024

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ne yazık ki eğitim sistemimiz her geçen gün kötüye gidiyor. Eğitim sistemimizde bu kötüye gidiş siyasi müdahalelerle daha da derinleşiyor. Öğretmenlerimizin sorunları neredeyse bir dağ misali büyümüş durumda. Birçok öğretmen geçim sıkıntısı yaşıyor. Ücretler öğretmenlerin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak ve bu da öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Ayrıca öğretmenler üzerindeki bürokratik baskılar ve sürekli değişen eğitim politikaları işlerini yapmalarını zorlaştırıyor.

Öncelikle öğretmenlerimiz aslında yıllardır bir meslek kanunu istiyordu. Eğitim sistemimizin bel kemiği olan öğretmenlerimizin mesleklerini doğrudan etkileyebilecek bir yasanın hazırlık aşamasında dışlanmaları, demokrasinin ve katılımcılığın temel ilkelerine aykırıdır. Bu yasa teklifinin hazırlanma sürecinde öğretmenlerimizin ve eğitim sendikalarının görüşlerinin alınmaması büyük bir eksikliktir. Öğretmenlerimizin bu süreçte tecrübelerini, önerilerini ve eleştirilerini göz ardı etmişsiniz. Hâliyle beklentilerinde hayal kırıklığına uğramışlar, dağ fare doğurmuştur.

Bir diğer önemli sorun da müfredatın ideolojik olarak şekillendirilmesidir. Günümüz müfredatı öğrencilere eleştirisel düşünce becerilerini kazandırmaktan uzak, ezberci bir anlayış üzerine kuruludur. Öğrenciler bilgiye dayalı düşünce yerine sınavlarla yüksek not alma odaklı bir eğitim alıyorlar. Bu durum, öğrencilerin analitik düşünme yeteneklerini köreltiyor ve onları pasif bir bireyler hâline getiriyor. Eğitim sistemlerimizin öğrencileri geleceğe hazırlamak yerine, onları mevcut sisteme adapte etmeye çalışan bir yapıda olması büyük bir sorun teşkil ediyor. AK PARTİ'si Hükûmeti müfredatı kendi politik görüşlerine göre düzenlemekte ve Atatürk'ün izlerini müfredattan silmeye çalışmaktadır. Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak tarihî ve kültürel önemi büyüktür. Ancak günümüz müfredatında Atatürk'ün rolü ve değeri giderek azaltılmakta ve genç nesillere Atatürk'ün değerleri yeterince anlatılmamaktadır. Eğitim sistemini kendi ideolojik yapınıza uydurmak için yaptığınız siyasi müdahaleler kötüye gidişi hızlandırmaktadır. Eğitim politikaları, liyakat esasına göre değil siyasi çıkarlar doğrultusunda şekillendirilmektedir. Eğitimdeki bu politizasyon, sistemin işleyişini bozmakta ve öğrencilerin geleceğini olumsuz etkilemektedir. Eğitimde liyakat ve bilimsel düşünce esas alınmalı, siyasi çıkarlar bir kenara bırakılmalıdır.

Eğitim sistemimizdeki bir diğer önemli sorun da okullar arasındaki eşitsizliklerdir. Özellikle kırsal bölgedeki okullar kent merkezlerindeki okullara göre çok daha kötü şartlarda eğitim vermektedir. Fiziki koşullar, öğretmen yetersizliği ve kaynak eksikliği kırsal bölgedeki okullardaki eğitimin kalitesini düşürmektedir. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini zedelemekte ve sosyoekonomik uçurumları derinleştirmektedir. Çözüm önerilerimize gelince, eğitimin niteliğini, kalitesini ve gücünü doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biri şüphesiz ki öğretmenlerdir çünkü öğretmenler, eğitim sistemi içinde stratejileri uygulayan, uygulama sonuçlarını gözlemleyen ve aksayan yönlerin tespitini yapma imkânına sahip olan temel unsurlardır. Diğer bir ifadeyle öğretmenler, bir ülkede belirlenen eğitim politikalarını uygulayan ve anlamlı kılan temel taşlardır. Öncelikle, öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal koşulları iyileştirilmelidir. Öğretmenlerimize hak ettikleri saygı ve değeri vermek onların mesleki motivasyonunu artıracaktır. Bunun yanı sıra, müfredatın çağdaş, eleştirel düşünceyi teşvik eden ve bilimsel temellere dayanan bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Atatürk'ün mirası ve değerleri genç nesillere doğru bir şekilde aktarılmalı ve ulusal kimlik bilinci güçlendirilmelidir. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı, kırsal ve kentsel bölgedeki okullar arasındaki farklar giderilmelidir. Ayrıca, eğitim politikaları liyakat esasına göre belirlenmeli ve siyasi müdahalelerden uzak olmalıdır. Eğitim sistemi, toplumun tüm kesimlerine eşit ve kaliteli bir eğitim imkânı sunmalıdır. Mevcut eğitim sistemimizin durumuna "iyi" demeyi ben de isterdim ancak bu mümkün değil; eğitim sistemimizin mevcut durumuna bakıyorum da bozmadığınız hiçbir şey kalmamış, neresinden tutarsak tutalım elimizde kalıyor; gerçekten çok yazık!

Sonuç olarak, öğretmenlerimizin sorunları, müfredatın yetersizliği ve siyasi müdahaleler eğitim kalitesini daha da düşürüyor, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceğini tehlikeye atıyor. Bu sorunların çözümü için hep birlikte çalışmalı ve eğitim sistemimizi daha iyi bir geleceğe taşımak için gerekli adımları atmalıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Unutulmamalıdır ki Türkiye'deki bütün sorunların temelinde eğitimdeki sorun vardır. Eğitimdeki sorun çözüldüğü takdirde, ısrarlı ve sabırlı bir eğitim politikasıyla diğer tüm sorunlar çözülecektir. Bugünün çocukları yarının doktoru olacak sağlıkta; yarının hâkimi, savcısı olacak adalette; iktisatçısı, ekonomisti olacak ekonomide; siyasetçisi olacak, siyasetteki sorunları çözecektir. Başbuğ Atatürk'ün dediği gibi "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır." diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)