GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:10.07.2024

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Merhaba.

Bir meslek kanunu teklifi görüşüyoruz ama bunun meslek kanunu olmadığını aslında biliyoruz. Bu, bir mesleğin itibarsızlaştırılmasına, bir mesleğin değersizleştirilmesine somut noktayı koyan bir kanun teklifi. Uzun yıllardır birlikte mücadele ettiğim, sendikal faaliyette yoldaşlık yaptığım, şimdi parkta bu meslek kanununa itirazlarını günlerdir haykıran EĞİTİM SEN'li arkadaşlarım, EĞİTİM-İŞ'li arkadaşlarım için de ben buradayım aynı zamanda çünkü AKP iktidarının adım adım eğitim politikalarını ne hâle getirdiğini bilen, yıllardır devlet okullarında bizzat öğretmenlik yapan bir kişi olarak da aynı zamanda burada konuşuyorum.

Tam 9 kez Bakan değiştirdiniz. 9 kez Bakan değiştirdiniz çünkü aslında "yerli, millî" diye ifade ettiğiniz, kendinize kulluk edecek yeni bir nesil, kendinize kulluk edecek bir öğretmenlik mesleği istediğiniz için bunu yapıyorsunuz. 17 kez müfredat sistemini değiştirdiniz. En son getirdiğiniz, "Türkiye Yüzyılı" dediğiniz, kendi siyaset belgeniz olan belgeyi müfredat diye bize yutturmaya çalışıyorsunuz. Biz bunların farkındayız, siz de farkındasınız, bütün pişkinliğinizle aslında bütün toplantılarda bunu da gösteriyorsunuz. Bakın, parkta nöbet tutan öğretmenler hem kendi çalışma koşullarının iyileştirilmesine ilişkin sözlerini ifade ederken hem de ÇEDES'le ne yapmaya çalıştığınızın farkındalar. ÇEDES Projesi'yle Yusuf Tekin "Tabii ki tarikat ve cemaatlerle ortak iş yapacağız." diyerek, "Onlara STK diyorum ben." diyerek dinî referanslarla eğitimi yeniden inşa etmenin projesidir ÇEDES. O öğretmenler buna itiraz ettikleri için, etkinlik adı altında öğrencileri camiye götürmek istemedikleri için, etkinlik adı altında öğrencileri daha anaokulu seviyesinde dinsel hurafelerle doldurmanıza engel olmak için direniyorlar. Aynı zamanda çocuk emeğini sömürmek için şirketlere çocuk emeğini MESEM'lerle peşkeş çekiyorsunuz.

Biraz önce örnekler verildi -sürem az- MESEM'de çocuklar aç, haftanın dört günü çalıştırılıyorlar ve patronlara hiçbir sorumluluk verilmiyor. Bu çocuklar ücretsiz çalıştırılıyordu, yine o önlerine polis barikatı koyduğunuz öğretmenlerin mücadelesiyle hiç olmazsa asgari ücretin üçte 1'i ücret verilmeye başlandı ama bunun da şöyle bir kötü etkisi var: Çocuk işçiliğini siz meşrulaştırıyorsunuz.

Yusuf Tekin tesadüfen Bakan olmadı. Yusuf Tekin öğretmenlerin önüne barikatları kurdururken, şirketlere özel okul patronlarıyla açılıştan açılışa katılırken ve özel okul patronlarına, sahiplerine teşvik üstüne teşvik verirken özel okulda çalışan öğretmenlerin haklarının tek tek gasbedilmesinin de sorumlusu.

Taban maaşın ortadan kaldırılması... Taban maaş uygulamasının ortadan kaldırılmasının da sorumlusu Yusuf Tekin. Tesadüfen oraya gelmedi Yusuf Tekin. Şimdi, bize öğretmenlik mesleği kanunu diye yutturmaya çalıştığınız bu kanunu teklif eden kişi özel sektörü ticari faaliyetlere başlayan diye tanıtan birisi yani eğitim alanını ticari faaliyet diye gören birisi, dolayısıyla Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi de tam buna göre hazırlanmış. Öğretmenlerin emeklerini sonuna kadar sömürme kanunu bu kanun teklifi. Yani gerçekten, utanmıyorsunuz "Öğretmenlerin itibarını yükseltmek için getirdik bu kanunu." demeye. Bu kanun teklifinde disiplin maddeleri 4,5 sayfa tutuyor. Öğretmenlerin haklarıyla ilgili doğru düzgün bir cümle yokken disiplinle onları nasıl kendinize kulluk ettireceksiniz, uzun uzun onu düşünüp yapmışsınız ve gelmişsiniz, burada bize "Öğretmenliğin itibarını artıracağız." diyorsunuz. Kendiniz de gülüyorsunuz bunu söylerken çünkü kendiniz de inanmıyorsunuz, biz bunun farkındayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Şimdi, gelelim, Akademiye. Eğitim fakültelerinden öğretmenler mezun olur, onu istihdam etmekle yükümlüdür Bakanlık ama şimdi bu "Öğretmen adayı mezun olur." diyorsunuz; sonra öğretmenlerin emeğini 14 bin lira vererek en az iki yıl tekrar sömürmek istiyorsunuz "öğretmen adayı" diyerek; sonra öğretmen yapılması için de 2 müfettişin dudağı arasına bırakıyorsunuz bunu; bunu kabul etmemiz mümkün değil.

Bir de ucube bir şey belirlemişsiniz, Akademinin efendim, İzleme ve Yönlendirme Kurulu var. Akademinin Başkanı Bakana bağlı, Bakan Cumhurbaşkanına bağlı; tek elden neyi izliyorsunuz, neyi yönlendiriyorsunuz? Hapishanelerdeki idari gözlem heyeti gibi öğretmenleri de böyle yapmak istiyorsunuz, ikisine de izin vermeyeceğiz, kimseye geçit vermeyeceğiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)