| Konu: | Srebrenitsa katliamına, kadın işçi ile kadın memur arasındaki süt izni eşitsizliğine, sosyal yardımlardaki artışlara, ekonomideki gidişatın kötü olduğuna ve seçimlerde verilen sözlerin tutulmadığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 11.07.2024 |
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün çok acı bir gün; bir dramı, bir trajediyi bugün hep beraber anacağız. Srebrenitsa'yla ilgili ortak alınan bir karar var, bütün grupların almış olduğu bir karar, çok anlamlı. Konuyla ilgili arkadaşlarımız açıklama yapacaklar. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından insanlık tarihinin gördüğü en büyük vahşet, bugün birçoğumuzun yakasında Srebrenitsa çiçeği var; çok anlamlı, Srebrenitsa'daki annelerin, anaların dikmiş olduğu bir çiçek, bir sembol. Buradaki 11 yaprak 11 Temmuz 1995'i temsil ediyor; beyaz renk katledilen masumları; yeşil, İslam'ı ama onunla beraber barışı, umudu, ümidi ve bu acının taze tutulması gerektiğini sembolize eden yakamızda tuttuğumuz bir hatıra. Dolayısıyla, biz bugün, o gün katledilen bütün kardeşlerimizi saygıyla, rahmetle, minnetle anıyoruz. Avrupa'nın ortasında meydana gelmiş bir katliam bu. 8.372 masum insan... Bütün bunlar olurken Avrupa sessiz kaldı ama Avrupa mesela, bir futbol oyuncumuzun yapmış olduğu bozkurt işaretine sessiz kalmadı. Yine aynı Avrupa, Sırp sporcuların ki bu katliamları yaparken Sırp Çetniklerin kullanmış olduğu o Çetnik işaretine sessiz kaldı ama bu Avrupa bozkurt işaretine tahammül edemedi. Avrupa'da Kur'an-ı Kerim yakılıyor. Avrupa'nın yaklaşımı, Avrupa'nın bu acımasız "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" yaklaşımı maalesef hiç değişmedi. Hem bunu kınıyoruz, bu vesileyle de hem Gazze'de hem Doğu Türkistan'ta zalimce ızdırap altında olan bütün kardeşlerimizi, bütün soydaşlarımızı da anmış oluyoruz.
Gündeme getirmek istediğim bir başka konu, önemli bir konu çünkü ciddi bir ayrımcılık ve haksızlık var. Süt izni konusu. Süt izni, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu'nda düzenlenmiştir. Kanunun temel amacı doğum yapan annelere kadının annelik izni sonrasında hem iş hayatına adapte olabilmek hem de bebek için en önemli besin kaynağını, beslenmenin devamını sağlayabilmek. Şimdi, burada bir ayrım var; kadın işçinin günlük emzirme saati kadın memura göre kısıtlı ve süresini de ancak çocuk 1 yaşına gelene kadar kullanabiliyor. Kadın işçi ile kadın memur arasında oluşan bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması amacıyla bir kanun teklifi hazırladık, bunu da kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım lütfen.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Üçüncü değinmek istediğim konu, sosyal yardımlarla alakalı verilere biz şöyle bir göz attık; tabii, çok ciddi bir artış var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hazırladığı yardım karnesine göre Türkiye'de yardıma muhtaç hane sayısının son altı ayda 300 bin artışla 4 milyon 278 bine çıktığını net olarak görüyoruz.
Tabii, ekonomiyle ilgili gidişat çok kötü. Seçimlerde verilmiş olan sözler var. Kandırıla kandırıla kandırmayı öğrenmiş bir iktidar var. Bakın, orada neler taahhüt edildi seçmene? Dendi ki: "Mülakat kaldırılacak." Kaldırılmadı. Dendi ki: "8 binin altında, 10 binin altında emekli maaşı olmayacak." 1 milyon 780 bin emekli bugün 8 bin TL'nin altında kök maaş alıyor ve zam alıp alamayacağını bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum Başkanım.
Gabar'da petrol bulundu, Karadeniz'de doğal gaz çıktı; bütün bunların ekonomiyi besleyeceği söylendi. Nerede? Bu bozukluk hiç bitmedi. TÜİK Başkanının yaptığı açıklamalar, Maliye Bakanının yaptığı açıklamalar birbiriyle çelişiyor. Demek ki bütün bunlar blöfmüş, kandırıla kandırıla kandırmayı da öğrenmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Emekliyi bu ekonomik yükün altında ezdirmeyin ve gerekeni yapın diyoruz.
Teşekkür ediyorum Başkanım.