| Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 11.07.2024 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir yıl vekil öğretmenlik yapmış bir milletvekili arkadaşınız olarak öğretmenlik konusunda çok fazla konuşma yetkim yoktur ama yaşadığım bir olayı, Türkiye'de yaşanmış ama şehri olmayan gerçek bir hikâyeyi anekdot olarak anlatmak istiyorum. İlin birine Millî Eğitim müdürü atanır ve Millî Eğitim müdürü lojmanını neyle donatır? Biliyorsunuz, lojmanlar kamuda boş teslim edilir, boş alınır. Millî Eğitim müdürü okul aile birliğinin paralarıyla kendi lojmanına bir buzdolabı, bir çamaşır makinesi, bir bulaşık makinesi ve bir de dev ekran televizyon monte ettirir. O ilin valisine bu şikâyet gider. Vali olayı kapatır. Maarif müfettişleri gelir "Monte edilen bu malzemeler, aletler Millî Eğitim lojmanında değil, Millî Eğitim müdürlüğündedir." diye bir tutanak tutarlar ve olayı kapatırlar. Sonra, olayı takip edenler o zamanın Millî Eğitim Bakanına gider, hatta Millî Eğitim Bakanının masasında, sehpada kahveyi içerken o dosya vardır. Ama valilik, maarif müfettişleri olayı kapatırken bir hata yapmışlardır, montaj tutanağı yoktur, verilmemiştir onlara. O da bir turnusol kâğıdıdır. İldekiler bu hatayı yapmışlardır, örtbas etmişlerdir. O zamanki Millî Eğitim Bakanının kendisine giden vekile söylediği söz şu şekildedir. Adı geçen Millî Eğitim müdürü için önce "Bu, ahlaksızlık. Bu, namussuzluk. Bu, şerefsizliktir." der, kahveyi yudumlarken sonra da der ki: "Ya, sayın vekil, bunu basına versenize." der. Neden? Çünkü arkasında dev bir sendika vardır; sarı sendika, dışarıda olmayan sendika şu anda, öğretmenlerin hakkını savunmayan sendika. Şimdi öğretmenlik mesleğinde, tabii, tüm mesleklerde olduğu gibi, öncelikle ahlak olmalıydı, adalet olmalıydı ama maalesef burada adaleti Bakanınız da çiğnedi.
Liyakatsiz, ahlaksız, sadece sendika desteğiyle ayakta tutulmak istenilen yöneticilerle Millî Eğitimi bu hâle getirdiniz. Ne getirdiniz? Özel eğitim kurumlarında çok berbat şartlarda çalışan öğretmenler, sizin şu getirmeye çalıştığınız hiçbir kriter sağlanmadığı hâlde çalışan öğretmenler var, mağdur edilen öğretmenler var, asgari ücret hatta asgari ücretin altında maaş alanlar var. Ona karşı bir şey yapabildiniz mi? Yapamadınız. Kadro-statü ayrışmasıyla ilgili sıkıntılar var mı? Var. Ücretli öğretmenlik... Ben vekil öğretmenlik yaptım Burdur'un bir köyünde; doktorken yaptım, dokuz saat derse girdim ama aynı şekilde, ücretli öğretmenlik hâlâ devam ediyor. Emin olun çay, kahve parasıdır, artı özlük hakları yoktur, dokuz ay veya sekiz ay kadrolu görünürsünüz, sosyal güvenliğiniz vesaire yoktur. Yazın öğretmenler genel sağlık sigortası yatırır. Başka hiçbir meslek grubunda yok. Ayrıca, daha önce de bu konuşulmuştu, işte yüzde 60, yüzde 40; mülakatı kaldırıyorsunuz ama mülakatı -diğer tüm arkadaşlar da hemen hemen aynı şeyi söylediler- dolaylı olarak getiriyorsunuz. Ne olacak? Sarı sendikanın önerdiği torpilli, liyakatsiz öğretmenleri almaya çalışacaksınız. Millî Eğitimden beklentiniz... Millî bir yönü falan da yok bunun. Ya, ben onu anlayamıyorum, başka hiçbir meslek grubunda olmayan akademi kuruyorsunuz. Mühendislik fakültesi mezunlarında akademi yok, tıp fakültesi mezunlarında akademi yok, bilakis mecburi hizmet var, hani "Gitsinler." demiştiniz ya o grup... Ya, bu tezat neden? Böyle bir kanun teklifi getiriyorsunuz, önce ahlak ve sendika baskısı altında olmayan, mülakatın olmadığı, yüzde 60, yüzde 40 kriterleri... İşte, öğretmen yüzde 100 puan kazansa siz onu mülakatta ya da bu uygulamalı sınav dediğiniz o sınavda eliyorsunuz. Peki, bir şey söyleyeceğim, bu eğitim fakültelerinden mezun olan arkadaşlar liyakatli değil mi, liyakatli mi? Yeterli oldukları için diploma almıyorlar mı? Eğer siz eğitim fakültelerini, eğer mühendislik fakültelerini, hukuk fakültelerini yetersiz görüyorsanız bu fakülteleri kapatın, eğitim fakültelerini kapatın. Ama bu şekilde, liyakatli bir şekilde sınavda puanını alan arkadaş diplomada yeterliliğini almış zaten. Sınavda KPSS puanı yüksek olana göre alın ve adaletli davranın. Adalet mülkün temelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)