Konu: | Muharrem ayına ve Kerbelâ'ya ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 103 |
Tarih: | 16.07.2024 |
MEHMET SAİT YAZ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muharrem ayı ve Kerbelâ faciasıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 10 Muharrem -aşure- 1446. Peygamber'imizin ehlibeytine Kerbelâ çölünde Yezid Bin Muâviye tarafından siyaset ve riyaset uğruna reva görülen soykırımın 1.385'inci seneidevriyesidir. Elbette, tarihte Hitler, Mussolini, Stalin, Miladiç, Şaron ve Netanyahu da soykırım yaptılar fakat bu canilerden hiçbiri kendi peygamberinin ailesine, evlatlarına ve torunlarına bu vahşeti reva görmemişlerdi. Bu vahşetin sebep ve sonucunu anlamak için tarihin geçmiş sayfalarına bakmak gerekir. Şöyle ki: Muâviye'nin ordusunda bulunan ve zahiren Müslüman olduğunu bilinen meşhur bir adam arkadaşlarına şöyle bir itirafta bulunur: "Peygamber hayattayken deşifre olmamak için istediğimiz gibi konuşamıyorduk, tıpkı Ebu Leheb gibi hakkımızda bir ayet iner de rezil oluruz. Fakat Peygamber vefat ettikten sonra istediğimiz her şeyi kolaylıkla yaptık."
İslam'ı içten yok etmek için pusuda bekleyen nifak hareketi Peygamber'in vefatından hemen sonra gizli planlarını devreye koyarak irtidat olaylarını tetikledi. Hazreti Ebubekir'in halife seçilmesiyle zorla olsa da bu olaylar bastırıldı. Hazreti Ömer'in adaletli, dirayetli ve cesaretli yönetiminde nifak hareketi gizlenmek zorunda kaldı. Hazreti Osman'ın hilafetinde onun merhametini suistimal ederek tekrar ortaya çıktılar. Hazreti Ali halife seçildiğinde ise münafıklar Benî Ümeyye'nin bazı elebaşlarıyla iş birliği yaparak İslam Devleti'ni Emevi saltanatına dönüştürme yoluna gittiler, bir İslam âliminin ifadesiyle Bedir ve Uhud Savaşlarında Hazreti Ali tarafından öldürülen müşrik atalarının intikamını almak suretiyle meşru halife olan Hazreti Ali ve ehlibeyte isyan ettiler. Cemel ve Sıffîn Savaşlarında yaklaşık 20 bin sahabenin ölümüne sebep olup İslam düşünce sisteminde telafisi mümkün olmayan yaralar açtılar. İlk 4 halifeden 3'ünün şehadetine mal olan bu nifak hareketi ve Muâviye'nin hilafeti eline geçirmesiyle göklerden indirilen Kur'an ayetlerini besleyenler susturulmuş, uydurulan hurafe bir din anlayışından beslenenlere yol açılmıştır. Emir Muâviye hayatının son döneminde yerine oğlu Yezid'i veliaht tayin etti ve İslam Devleti resmen Emevi Arap İmparatorluğu'na dönüştürüldü. İslam dininin başına gelen bu dehşetli fitneleri gören Hazreti Hüseyin Hicri 61'inci yılda, Kûfe'den yükselen halkın çağrısına cevap vermek ve bu kötü gidişata son vermek için etrafındaki sahabe ve tâbiinle istişare etti. İstişarede Kûfe ehlinin, babası Ali'ye de ihanet ettiklerini, bu vesileyle bunlara itimat edilmeyeceğini söyleseler de Hazreti Hüseyin bu gidişata daha fazla seyirci kalamayacağını ifade edip "Tek başıma da kalsam Kur'an ve sünnetin hükümlerinin ilgasına müsaade etmeyeceğim." der, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 72 aile efradıyla beraber Kûfe'ye gitmek için yola çıkar. Hazreti Hüseyin'in Medine'den Şam ve Kûfe tarafına gelmek için yola çıktığını duyan Yezid, Şam ve civarından Ubeydullah bin Ziyâd komutasında 5 bin kişilik ordu hazırlar ve Kûfe civarında konuşlandırma talimatını vererek Hüseyin'in ölüm fermanını Ziyad'a bildirir. Kafile Kerbelâ denilen yere vardığında Hazreti Hüseyin ve ailesi muhasara altına alınır. Üç gün üç gece ambargo ve abluka sürer, Peygamber'in ehlibeyti açlık ve susuzluktan bitap düşer. Durumun kötü gidişatını gören Hazreti Hüseyin Ziyâd'a haber göndererek Yezid'le görüşmeyi, olmazsa Medine'ye geri dönmeyi veya farklı bir İslam bölgesine sığınmayı talep eder fakat intikam hırsıyla tutuşup yanan bu cani, insani bütün bu taleplerin hiçbirini kabul etmez. Bunun üzerine Ziyâd çatışma emrini verir ve saatler içinde Hazreti Hüseyin ve 6 üvey kardeşi, yeğenleri, amcasının oğulları, kadın ve çocuklar kılıçtan geçirilir. Hüseyin'in başı gövdesinden ayrılır, 5 yaşındaki Zeynelâbidin ve bacısı Zeyneb'in dışında Peygamber'in sülalesinden hiçbiri canlı kalmaz. O günden beri Irak ve Şam toprakları, ekilen bu fitne tohumları yüzünden hâlâ huzur bulamadı. Evet, eğer biz Müslümanlar Kerbelâ olayından ders çıkarmazsak bugünkü çağdaş Yezidler, emperyalist güçler tekrar Müslümanlara iç savaşlarla yeni Kerbelâlar yaşatmaya devam edeceklerdir, bugün Gazze halkına Kerbelâlar yaşatıldığı gibi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Yaz.
MEHMET SAİT YAZ (Devamla) - Bu vesileyle, başta şehitlerin efendisi Hazreti Hüseyin ve Kerbelâ şehitleri olmak üzere günümüze kadar vatan ve mukaddesat uğruna şehit olanları ve dün seneidevriyesini andığımız 15 Temmuz şehitlerini ve tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum.
Hüseyni davanın unutulduğu her yer Kerbelâ ve her gün Aşuredır.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)