GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, (46 SIRA NO.LU) ?OKULLARDA YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARININ VE MADDE BAĞIMLILIĞI GİBİ TEHLİKELERİN NEDENLERİNİN ARAŞTIRILMASI? HAKKINDA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BEKLEYEN DİĞER ÖNERGELERİN ÖNÜNE ALINARAK, 15/11/2011 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMDE SUNUŞLARDA OKUNMASI VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:15.11.2011

NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin Meclis araştırması açılmasıyla ilgili grup önerisinin aleyhine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, şiddet çok konuşuldu. Ben bir hekim olarak konuyu yeniden açmayacağım ama bir hissiyatımı huzurlarınızda açmak isterim. Şiddet sadece elle olan bir şey değildir. Beş yıldır milletvekilliği yapıyorum, birçok kez dille Grubumuz çok ağır şiddete maruz kalıyor. Şahsen ben, onurlu bir insan olarak bazı sözler duymaktansa bir yumruk yemeyi tercih ederim. Onun için bunu da yüce Meclisin huzurlarında sunmak isterim. O yüzden hep konuşulan şey fiziki şiddet ama dille olan şiddet asla konuşulmuyor.

O fotoğrafla ilgili de çok şeyler söylemek mümkün ama ben konuyla ilgili konuşacağım.

Sayın Aslanoğlu ve 26 arkadaşının verdiği bir Meclis araştırması önerisi söz konusu. Devlette devamlılık esastır. Elimde üç tane Meclis araştırma komisyonu raporu var. Her birisi beş yüz, altı yüz sayfadan oluşuyor. Esasında burada konuşulan, daha doğrusu Meclis araştırması istenen konular son derece mühim. Uyuşturucu ve şiddetle ilgili, hepimizin geleceğini çok yakından ilgilendiren iki tane önemli konuda Meclis araştırması isteniyor ama bu arkadaşlarımız şayet geçmişte, çok fazla değil son beş altı yılda neler yapıldığını görseydi, neler yapıldığını en azından şöyle bir geriye dönük tutanaklara baksaydı herhâlde böyle bir Meclis araştırması açılması talebinde bulunmazlardı.

Tabii, bu vesileyle ben, Sayın Aslanoğlu'na da teşekkür ediyorum; en azından Meclisin yaptığı çalışmaları -ki bir araştırma komisyonunda da ben başkanlık yaptım- onu sunma fırsatı verdi; o yüzden yüce Meclise birtakım bilgileri arz etmek isterim.

Değerli arkadaşlar, madde bağımlılığı hepimiz için çok ciddi bir problem, her ülke için çok ciddi bir problem; biyolojik, ruhsal ve sosyal boyutları önemli olan bir sorun. Tabii, madde kullanımı, ortaya çıkardığı sonuçlar itibarıyla sadece kullanan kişiyi değil etrafını da çok yakından ilgilendiriyor, toplumun bütününü ilgilendiriyor ve Türkiye, uyuşturucu kullanımı açısından çok ciddi bir riskle karşı karşıya. Niçin? Bulunduğu coğrafya itibarıyla bir yandan doğusunda özellikle, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Ofisinin raporlarına göre yüzde 95'i Afganistan'da üretilen doğal uyuşturucuların Batı'ya geçiş güzergâhında olması, öte yandan Batı'da üretilen kokain, extacy türü sentetik uyuşturucuların Türkiye'nin doğusuna veya güneyindeki ülkelere geçiş güzergâhında olması sebebiyle çok ciddi bir risk altında ve tabii, bu riskle ilgili de bizim de devlet olarak mücadele etmemiz gerekiyor.

Olayın kaçakçılık boyutuyla ilgili, İçişleri Bakanlığımız Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Adalet Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı gerçekten fevkalade işler yapmaktadır ve her yıl yakalanan uyuşturucu miktar, bütün yirmi yedi tane Avrupa Birliği ülkesinin yakaladığı uyuşturucudan daha fazladır. Dolayısıyla onlar aslında sadece Türk çocukları için Türk gençliğini değil, dünya gençliğini de bu zehirli illetten korumaktadır. O yüzden, onlara da şükranlarımı arz ediyorum.

Türkiye'de madde kullanımı açısından değişik araştırmalar yapılmış. Baktığınız zaman, belki Batı'ya göre daha az oranda uyuşturucu ve madde bağımlılığı olduğunu görüyoruz ama bu her zaman bu şekilde olacak anlamına gelmiyor. Dolayısıyla kurumların, bakanlıkların bu konuda çok yoğun bir şekilde çalışması gerekiyor. Ki Anayasa'nın 58'inci maddesi zaten, devletin gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alacağını ifade etmektedir.

Dolayısıyla bizim gerek Meclisimiz gerekse bakanlıklarımız bu konuda çok önemli çalışmalar yaptı. Örneğin, 4207 sayılı Yasa'yla ilgili iki tane önemli düzenleme yapıldı son on yıl içerisinde. Hatta son düzenlemeyle kapalı ortamlarda sigara içilmesinin yasaklanması hakikaten toplum açısından fevkalade önemli, olumlu sonuçlara yol açmıştır.

Bir basit istatistik vermek gerekirse, sigara kullanımı 2006'da 18 yaş üstü kitlede yüzde 33 iken, son düzenlemeden sonra yapılan araştırmada bu yüzde 27'ye düşmüştür.

"Sigara" deyip geçmemek lazım. "Madde bağımlılığı" dediğimiz zaman daha çok uyuşturucu, alkol gibi maddeler akla geliyor ama sigara, gerçekten, hem bağımsız bir şekilde sağlığı olumsuz yönde etkilemekte hem de uyuşturucu alışkanlığını artırıcı bir unsur hâlinde karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye'de gençler arasında yapılan araştırmalarda, en fazla esrar kullanıldığı, yüzde 4,3 civarında bir oran söz konusu -Batı'ya göre oldukça düşük- ama esrarla sigara arasında da son derece yakın bir ilişki var. Dolayısıyla, sigarayla mücadele esasında uyuşturucuyla mücadele anlamına da geliyor. Bu Meclis, gerçekten, bu anlamda fevkalade önemli bir çalışmayı yaptı.

Mecliste, daha önce burada ifade ettiğim, 4 tane Meclis araştırma komisyonundan bahsetmiştim. Onlardan da bahsetmem gerekirse? 2005'te Siirt Milletvekili Sayın Öner Ergenç'in başkanlığını yaptığı, sokak çocuklarıyla ilgili çok önemli bir çalışma yapılmıştı -ki o zaman ben Sağlık Müsteşarıydım- Sağlık Bakanlığı temsilcisi olarak bir müsteşar yardımcısıyla, İçişleri Bakanlığıyla, Millî Eğitim Bakanlığıyla ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığıyla sürekli koordinasyon hâlinde çalıştılar ve gerçekten çok önemli sonuçlar elde edildi. Yine 2006'da çocuk ve gençlerde şiddet eğiliminin araştırıldığı bir Meclis araştırma komisyonu ki Sayın Halide İncekara bunun başkanlığını yapmıştı, Sayın Ataş'ın da başkan vekili olduğunu hatırlıyorum. 2008'de benim başkanlığını yaptığım uyuşturucu ve madde bağımlılığıyla ilgili sorunların araştırıldığı bir araştırma komisyonu ve 2010'da da kayıp çocuklarla ilgili yine Sayın İncekara'nın başkanlığını yaptığı komisyon çalıştı.

Peki, çalıştı, sonuç ne oldu? Sonuçta gerçekten çok güzel şeyler oldu. Örneğin, bizim uyuşturucu komisyonunda ve kayıp çocuklar komisyonunda sürekli gündeme gelen suç eğilimi içerisinde olan çocukların değerlendirilmesiyle ilgili veya suça itilmiş çocukların değerlendirilmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığı -şurada Meclise yaklaşık 10 kilometre mesafede- Yenimahalle Devlet Hastanesi içerisinde ama Sami Ulus Çocuk Hastanesine bağlı bir çocuk izleme merkezi var. Hakikaten fevkalade önemli ve çocukları ekstra mağduriyete yol açmadan çocukların değerlendirilmesi ve onlarla ilgili gerek sağlık gerekse diğer hususlarda gereken işlemlerin yapılmasıyla ilgili fevkalade önemli bir merkez oluştu.

Sağlık Bakanlığı, özellikle AMATEM'lerin sayısını ve hem fiziki kapasitesini hem de personel açığını gidermeye yönelik çok önemli çalışmalar yaptı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı -ki son derece önemli bir bakanlık- bu bakanlık, bizzat Sayın Bakan bizim Komisyonumuzu satır satır ele aldı ve onunla ilgili bir çalışma heyeti oluşturdu. O çalışma grubu çalışıyor. Yine, çocuk politikalarının oluşturulacağı bir eylem planı hazırlığı içerisinde.

Millî Eğitim Bakanlığımızın -tabii, şiddetle ilgili olduğu için- yaptığı çalışmalardan da söz etmeden geçmek olmaz. Bu, ilk sokak çocukları, daha sonra da çocuklardaki şiddet eğilimiyle ilgili araştırma komisyon raporlarından sonra Millî Eğitim Bakanlığı 2006 yılında bir strateji belgesi hazırladı ve 2006-2011 yılını kapsayan beş yıllık bir strateji ve eylem planını yürürlüğe soktu. Bu çerçevede, merkez teşkilatta bir üst kurul oluşturdu, taşra teşkilatında da il yürütme kurulları oluştu ve bu çerçevede birçok eğitim yapıldı. Yaklaşık 12 milyon civarında öğrenci, 2 milyon 400 bin civarında veli eğitimden geçirildi. Peki, sonuç ne oldu? Yıllara göre okullarda gerçekleşen olay sayısına baktığınız zaman esasında yapılan çalışmaların da boşa gitmediğini görüyoruz değerli arkadaşlar.

2006-2007 yılında 3.014 vaka, 4.116 olaylara karışan öğrenci varken  2007-2008 yılında 3.014 olan vaka sayısı 1.483'e, 2008-2009'da 1.716'ya, 2009-2010 yılında da 359'a düştü. Keza olaylara karışan öğrenci sayısı da 2006-2007'de 4.116'dan 2009-2010 yılları arasında 448'e indi. Dolayısıyla, yapılan, hem stratejik eylem planı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız lütfen sözünüzü.

NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

?ve eğitimler çerçevesinde gerçekten son derece önemli çalışmalar yapıldı. Ve biz o komisyon raporlarında hep gündeme getirdiğimiz konularda -ki, Sayın Millî Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu Hanımefendi de burada- rehber öğretmen sayısının artırılmasını istemiştik ve 2009-2010 yılları arasında 15 bin civarında olan rehber öğretmen sayısı bugün itibarıyla 18.741'e çıktı. Yeterli mi? Yetmez ama devlet devamlılık esasına göre çalışan bir müessesedir ve Sayın Bakanımızın başlattığı çalışma, şimdi, yine aynı hızla devam etmektedir.

Bizler madde ve madde bağımlılığıyla ilgili toplumumuzun geleceği ve ülkemizin geleceği, kendi yerlerimizi emanet edeceğimiz gençler adına çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Çalışanlardan, gayret edenlerden Allah razı olsun diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)