GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Saadet Partisi grup önerisi üzerine söz aldım. Genel Kurulu ve Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Kayseri'de Suriyeli bir sığınmacının küçük yaşta bir kız çocuğunu taciz etmesiyle başlayan ve şehrin geneline hatta başka şehirlere yayılan olayların üzerinden yaklaşık iki hafta geçmiştir. Bu olaylar yaşanmadan, hem Mecliste hem de pek çok farklı mecrada bu tip olaylar yaşanmadan önlem alınsın diye defalarca açıklama yaptım. Nitekim yaşanan bu olayların tek başına bir olayın tepkisi olmadığını, Kayseri'de birçok mahallenin sığınmacıların eline geçtiğini, yoğun gettolaşmanın olduğunu, buralarda hemen hemen her gün huzursuzluk yaşandığını, iktidardan yerel yöneticilerine kadar yapılan ayrımcılığın, haksızlığın sonucu toplumsal bir sinir boşalması yaşandığını burada yine anlattım. 150 bin sığınmacıya yani nüfusunun neredeyse yüzde 10'una bakmak zorunda kalan, gettolaşma yüzünden eskiden huzurla oturdukları, çalıştıkları mahallelerden taşınmaya mecbur bırakılan, çocuğunu tek başına dışarı dahi gönderemez duruma gelen, Türkiye ortalamasının üzerinde yüzde 14 yoksulluğa mahkûm edilmiş Kayserili hemşehrilerimin bu yaşadıklarını görmezden gelip sığınmacı işgaline değil de bu işgale itiraz edenlere laf söylemek, koca bir şehri provokatörlükle suçlamak, ırkçılıkla suçlamak en hafif tabirle utanmazlıktır, aymazlıktır, hadsizliktir. Yanlış anlaşılmasın, yaşanan olayları tasvip etmiyoruz ancak birkaç provokatörün, kendini bilmezin yaptığı şeylerden dolayı asıl sorunun üstünü kapatmaya çalışmanın, yıllardır sığınmacılara bakan Kayserilileri ırkçılıkla suçlamanın ihanet olduğunu anlatıyoruz. Ayrıca, bugün ırkçılıkla suçlanmak on sene sonra vatansız olmaktan da daha iyidir, onu da antrparantez söyleyeyim.

Değerli milletvekilleri, yaşanan olaylardan sonra İçişleri Bakanı Sayın Yerlikaya şehrimize gelmiştir; mülki idare amirleri, AKP teşkilatları, sivil toplum kuruluşları ve siyasilerle toplantı yapmıştır. Kayseri'ye gelip en güvenli yerlerde pastırma kesip kayısı dağıtmak yerine keşke olayların yaşandığı gettolaşan mahallelere gitseydi, orada azınlıkta kalmış hemşehrilerimden olayları dinleseydi, sığınmacıları gönderemeyeceğini, onların yüzüne söyleyebilseydi. Sığınmacıların gitmesini istemeyen bir AKP Hükûmeti, bir de İHH, MAZLUMDER gibi STK'ler kalmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - "Onlar ensar, onlar misafir." gibi bu işgali güzelleyen STK'lere soruyorum: Sığınmacılar üzerinden topladığınız yardımlar için mi bu işgali destekliyorsunuz? TÜİK'e göre bile yüzde 14'ü yoksul olan Kayseri'deki ihtiyaç sahiplerini görmeyip devletin, belediyelerin yardım yağdırdığı sığınmacıları korumanızın altında ne yatmaktadır? Sayın Bakanım, bu işgale karşı ne yapacaksınız? Bu işten nemalanan üç beş STK'yi mi yoksa Türk milletini mi dinleyeceksiniz? "Birkaç provokatör yüzünden oldu." diyerek sorunun üstünü mü kapatacaksınız yoksa sorunu kökünden çözecek misiniz? Bu işgale "Dur." demenin, bu sorunu çözmenin yolu belli ve açıktır. Misafirlik bitmiştir, milletimizin sabrı tükenmiştir, sığınmacılar geri dönmelidir; bunu Türk milleti ve Kayseri halkı istemektedir. Siz bunların cevabını vermelisiniz. Hükûmetin tutumu ne olacaktır? "Birkaç provokatör"le bu iş geçiştirilecek iş değildir.

Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)