GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:18.07.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hazine garantili projeler, devletin özel sektör tarafından gerçekleştirilen projelere belirli bir gelir garantisi vermesini içerir. Bu projelerin en büyük zararı kamu maliyesine getirdiği ağır yüklerdir. Örneğin İstanbul'daki Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü, Zafer Havalimanı gibi geçiş garantili projelerde beklenen araç geçiş sayısına ulaşılmadığında devlet bu açığı kapatmak için müteahhit firmalara milyarlarca lira ödeme yapmak zorunda kalmaktadır. Aynı durum İstanbul Havalimanı için de geçerlidir; beklenen yolcu sayısına ulaşılmadığı takdirde devlet yükümlülüklerini yerine getirmek için büyük meblağlar ödemektedir.

Hazine garantili projeler çoğunlukla yeterli fizibilite çalışmaları yapılmadan ve rantabilite gözetilmeden hayata geçirilmektedir. Bunun aksi bir durum ancak ve bilerek fizibiliteyi yüksek tutup birilerine para kazandırmak için göz yummakla açıklanabilir. Şehir hastaneleri gibi hasta garantili projelerde beklenen hasta sayısına ulaşılamadığı durumlarda, devlet işletmelere büyük miktarlarda ödeme yapmak zorunda kalmaktadır. Bu, sağlık harcamalarının etkin bir şekilde kullanılmadığını ve devlet bütçesine ek yükler bindirdiğini göstermektedir. AK PARTİ'sinin hazine garantili projelere olan sevdası ise ülkenin uzun vadeli çıkarlarını gözetmekten ziyade, kısa vadeli siyasi ve ekonomik kazançları ön planda tutmaktır. Bu projeler genellikle iktidarın yakın çevresindeki iş adamlarına rant sağlamakta ve yandaş müteahhitlere büyük kazançlar getirmektedir. Bu durum kamu kaynaklarının adil ve verimli bir şekilde kullanılmadığını göstermekte ve yolsuzluk iddialarını beraberinde getirmektedir. Bu tür projeler şeffaflık ve hesap verebilirlikten uzak olup halkın güvenini sarsmaktadır. AK PARTİ'sinin hazine garantili projeleri savunurken ileri sürdüğü argümanlardan biri bu projenin istihdam yaratacağı ve ekonomik büyümeyi destekleyeceği yönündedir. Ancak bu iddialar gerçekçi değildir, bu projelerde yaratılan istihdam genellikle geçici olup projeler tamamlandıktan sonra işsizlik sorunu yeniden gündeme gelmektedir. Ayrıca ekonominin büyümesindeki iddialar da yanıltıcıdır, zira bu projelerin finansmanı genellikle dış borçla sağlanmakta ve uzun vadede ülkenin borç yükünü artırmaktadır. Bu durum ülkemizin ekonomik bağımsızlığını tehdit etmekte ve geleceğimizi ipotek altına almaktadır.

Peki, bu durumdan çıkış yolu nedir? Öncelikle hazine garantili projeler konusunda daha şeffaf ve hesap verebilir bir süreç izlenebilir. Projelerin fizibilite çalışmaları bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Ayrıca bu tür projelerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri titizlikle değerlendirilmelidir. Hazine garantisi verilmeden önce projelerin gerçekten ülke menfaatine, kamu yararına olup olmadığı detaylı bir şekilde analiz edilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bir diğer önemli adım ise, kamu-özel iş birliği projelerinde devletin risklerini minimize edecek düzenlemelerin yapılmasıdır. Örneğin projelerin gelir garantisi yerine performans garantisi gibi bir mekanizma devreye sokulabilir. Bu sayede özel sektörün projelerinin başarısızlığı durumunda devlete yük olmaması sağlanabilir. Ayrıca, kamu kaynaklarının daha verimli kullanılması ve yolsuzluklarla etkin mücadele edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, hazine garantili projeler ülkemizin geleceğini ipotek altına alan ve kamu maliyesine büyük zararlar veren bir uygulama olarak karşımıza gelmektedir. AK PARTİ'sinin bu projelere duyduğu sevda ne yazık ki ülkenin uzun vadeli çıkarlarını gözetmekten çok uzaktır. Ülkemizin geleceğini kurtarmak ve milletimizin refahını artırmak için bu tür projelere bir an önce son verilmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)