Konu: | Bilecik Milletvekili Halil Eldemir'in Saadet Partisi grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 105 |
Tarih: | 18.07.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım, konuşmacı HES'lerden örnek verdi, ben kendisine örnek vereyim. Salihli'de bir HES yapılacak, bu HES'lerin bulunduğu yerde "Allahdiyen" diye bir semtimiz var, burada da dünyanın en güzel kirazları üretiliyor. Bu HES'ler yapılırken ben iktidar partisinden milletvekiliydim, bu krizi de ben yönetmiştim. Orada bu HES'lerle ilgili köylüler şunu söylemişlerdi: "Burada yapılacak ve ardından da diyorsunuz ki: 'Bu şirket sizin sularınızı verecek.' Vermedi bizim sularımızı, biz mahkemeye gideceğiz. Kaç sene sürecek? Beş sene, yedi sene, on sene sürecek. Peki, bizim kirazlarımızın ömrü ne kadar? Yedi sene. Bunun garantisi var mı? Biz daha sonra nasıl geçineceğiz?" Ben bunun için devreye girdim ve orada özellikle eski bir göleti tekrar devreye sokturarak önce onu yaptırdım, daha sonra da bunlarla ilgili yeniden 1 milyon metreküplük bir gölet yapılması için gayret sarf ettim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Toparlıyorum efendim müsaadenizle.
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Mesele şudur: Biz burada kamu-özel iş birliği yapmasın demiyoruz, yapsın ama hesap verin, denetlenin siz; denetlenmiyorsunuz, bizim soru önergelerimize cevap vermiyorsunuz. Geçen gün de söyledim, biraz önce İYİ Parti Grup Başkan Vekili Turhan Çömez de bahsetti. 20 soru önergesi verdim giden Sağlık Bakanına, sabık Sağlık Bakanına 20 soru önergesi, hiçbirine cevap vermedi. Layüsel miydi bu? Değildi. Hatta geçen gün "Başardık." diye başladım konuşmama. Neyi başardık? Çünkü onun uzaylı olmadığını öğrendim, anladım, bu da vatandaşmış, affını isteyebiliyormuş demek ki! Peki, niye vermedi bu konularla ilgili cevaplarını bana? Turkovac'la ilgili cevabını niye vermedi? Yarası olmayan bir kişi, koltuğunu kirletmeyen bir kişi, arkasında ayıplı işler bırakmayan bir kişi her soruya tıkır tıkır tıkır cevap verir. "Bakın, şu kadar, kamu-özel iş birliği olarak bu ihale böyledir, açık ihaleyle yapılmıştır -veya- davetiyeyle yapılmıştır. Sonuçları budur, kârı budur, zararı budur." diye niye söylemiyorsunuz? Söyleyin kardeşim, bu millet bize denetleme görevi verdi. Yasama görevini zaten vermiş anayasal olarak ama bunu dinlemiyorsunuz, yasamayı siz yapıyorsunuz ve getiriyorsunuz, dayatıyorsunuz bize.
O nedenle diyorum ki: Biz kamu-özel iş birliğine karşı değiliz, yapılsın bunlar. Türkiye büyüsün, gelişsin ama hesap verin lütfen.