GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'in yeniden ilan edilmesine, Erzurum Kongresi'nin yıl dönümüne, Hatay'ın ana vatana katılmasının 85'inci yıl dönümüne, Ankara ve İstanbul'da berber ve kuaförlerin pazar günleri çalışmasının yasaklanmasıyla ilgili karara, bugün Genel Kurulda görüşülecek vergi paketine ve SGK'nin emekliler için açmış olduğu "web" sitesinde emeklilere verilen tavsiyelere ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:106
Tarih:23.07.2024

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 23 Temmuz. Tabii, gündeme aldığımız, hepimizin andığı 3 önemli konu var; ben de bu anmalarla ilgili bir iki kelam etmek isterim.

Öncelikle, 23 Temmuz 1908 Meşrutiyet'in yeniden ilan edilmesi. Senedi İttifak'tan başlayan siyasileşme sürecinde Tanzimat, Islahat Fermanları ve Kanun-ı Esasi'yle birlikte en önemli kırılma noktalarından biri. Özellikle ucube Cumhurbaşkanlığı sistemi diyoruz- tek adam rejimiyle savrulduğumuz bu dönemde bu kıymetli tarihi hatırlamak ve hatırlatmak bizler açısından çok çok önemli.

Gene bir diğer kıymetli gün, tarih "Mandaya ve esarete hayır!" diyen, kendi özgürlüğü, bağımsızlığı için aşkla, şevkle bu uğurda mücadele eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bizzat Türk milleti tarafından gerçekleştirilen ve bugün bu kutsal Meclis çatısı altında milletin iradesini temsil etmemize yol açan Erzurum Kongresi'nin yıl dönümü; bir kez daha bugünü de gururla, mutlulukla anıyoruz.

Hatay'ın ana vatana katılması, evet, çok önemli, "Benim şahsi meselemdir." demiştir Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Türk'ün hafızasının ve millî bilincinin somutlaşmış hâlidir. Hatay bir Türk toprağıdır ve öyle de kalacaktır fakat bugün maalesef hem deprem hem de yanlış sığınmacı politikalarıyla Hatay sıkıntı içerisindedir. Bunu da bir kez daha gündeminize getirmek istiyorum ve bu vesileyle Hatay'ın ana vatana katılmasının 85'inci yıl dönümünü kutluyor, emperyalizme karşı mücadele veren başta Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı saygıyla anıyorum.

Geçen hafta bir karar alındı ve bu karar alındıktan sonra çok yoğun bir şekilde bana tepkiler iletildi, bu da önemli bir meslek grubu olan berber ve kuaförlerimizle alakalı. Ankara ve İstanbul'da berber ve kuaförlerin pazar günleri çalışması yasaklandı, pazar günleri tatil edildi. Bununla alakalı tüketici derneklerinden tutun da İstanbul'daki, Ankara'daki hemen hemen bütün ilgili STK'lere kadar çok yoğun bir tepki verildi.

Bildiğiniz gibi, berber ve kuaförlerimizin bir kısmı ticaret odasına, bir kısmı esnaf odasına üye. Elbette tatil yapmak onların da hakkı ancak Avrupa'daki birçok ülkeden büyük İstanbul gibi bir kentte, bu kadar fazla turistin geldiği bir kentte pazar günü bu berberleri kapatmak, bunları berberlerin inisiyatifine bırakmamak çok ciddi sıkıntılara yol açıyor. Mesela düğün organizasyonları, fotoğrafçılar, berberler; bunların hepsi birbirini takip eden, birbirine bağlı sektörler. Özellikle hafta sonu birçoğumuzun ancak vakit bulup bu vakitleri değerlendirdiği dönemler. Çok ciddi bir mağduriyet var, çok ciddi bir tepki var. Bunu tekrar berberlerin inisiyatifine bırakmak, kendilerinin buna karar vermesini sağlamak çok daha doğru olacaktır. İlgili kurumların bu kararı bir kez daha gözden geçirmesini buradan söylüyoruz ve sesleniyoruz.

Bugün vergi paketini konuşacağız, tabii, vergi paketi içerisinde en önemli konu emekli maaşları; son derece yetersiz ama çıkacaksa madem, acilen bu 2.500 liralık zammın yapılması, yetersiz olan bu zammın yapılması gereklidir. Biz Komisyonda -hem Ümit Özlale hem Erhan Usta Milletvekillerimiz- minimum asgari ücret seviyesine çıkması konusunda da bir önerge verdik.

Bakın, Avrupa'da en düşük emekli maaşına sahip ülke Türkiye. Avrupa'da 2012'den bu yana sadece 2 ülkede emekli maaşı avro bazında geriye gitmiş; bunlardan biri Yunanistan, biri de Türkiye. Yunanistan'da emekli maaşının 2012'den bu yana geriye gitme oranı yüzde 2, Türkiye'de yüzde 34 civarında.

Size bu trajik tespitin yanında bir de hakikaten akla hayale sığmayacak "Ya, bizimle dalga mı geçiyorsunuz, şaka mı yapıyorsunuz?" dedirttirecek başka bir bilgiyi paylaşayım. SGK'nin emekliler için açmış olduğu bir "web" sitesi var, "emekliler.gov.tr" bu "web" sitesinde emekliler için bazı tavsiyelerde bulunuluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Diyor ki: "Ey emekli, günde en az 2 porsiyon et ye, hatta en az 5 porsiyon da sebze ve meyve tüket; meditasyon yap, yoga yap." Sonra da 10 bin lirayı 12.500 lira olarak bu emekliye ödüyorsunuz "Günde 2 porsiyon et tüket." diye de bu "web" sitesinde tavsiyede bulunuyorsunuz.

Tabii, mevcut iktidardan emeklilere başka tavsiyeler de beklerdik. Mesela manda yoğurdu, Medine hurması "Kestane balını karıştırıp her gün düzenli tüketin." "Gün içinde ejder meyveli 'smoothie' içmeyi de ihmal etmeyin." Bunları da "web" sitesine eklersiniz. Seçimlerin stresini Maldivler'de tatil yaparak atmayı da önerebilirsiniz, madem yoga yapmayı önerdiniz, madem meditasyon yapmayı, günde 2 kere et yemeği önerdiniz, bunları da rahatlıkla yapabilirsiniz.

Vergi paketi bir hayal kırıklığıdır. Maliye Bakanının bugüne kadar söylediği birçok konu gerçekleşmemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bakın, "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." diyen bu iktidarın çıkarmış olduğu bu vergi paketinde mesela ne yok, biliyor musunuz? Paradan para kazananlara hiçbir vergi yok; faizden, borsadan, bu tür finansal operasyonlardan para kazananlara hiçbir vergi getirilmemiş, emeklinin sırtına binilmiş. Şimdi, faiz kötüyse niye kötü, biliyor musunuz? Faiz tefecilik yapan için kötü, faiz oturduğu yerden haksız kazanç sağlayan için kötü. Siz böyle bir paket çıkaracaksınız ve faizle, borsadaki kazancıyla birtakım finansman enstrümanlarını kullanarak oturduğu yerden para kazananlara bir kuruş vergi yükü getirmeyeceksiniz, bütün yükü emekliye yükleyeceksiniz. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, son kez uzatıyorum, buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - En adaletsiz vergi alan, dünyada en adaletsiz vergi alan 8'inci ülke Türkiye, âdeta vergi vermek bu ülkede cezalandırılır bir hâle gelmiş. Bu, birlik ve beraberliğimizi bozan, bu ülke için fedakârlık yapmak isteyenleri de bu fedakârlıktan alıkoyan bir uygulamadır.

Özellikle, sendikalarla ilgili alınmış olan karara da biz şiddetle itiraz ediyoruz. Bakın, birkaç rakam söyleyeyim size, yüzde 1'in altında olan sendika üyelerine ödenecek rakam düşük ve bunun sağladığı tasarruf sadece aylık 29 milyon yani 929 milyondan 900 milyona düşürmek için bu kadar insan mağdur ediliyor, çok acıdır. 250-300 lira için bana kaç insan, memur geldi biliyor musunuz? Yani bu kararın değişmesini istemelerinde iki sebep var. Bir, sendikalarla ilgili bir eşitsizlik var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, selamlamak için açıyorum.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ama ondan daha da acısı aylık 400 lira daha fazla para alabilmek için birçok memurun yüzde 1'in altında olan sendikalardan daha büyük sendikalara gideceğini söylüyorlar. 400 liraya, 500 liraya muhtaç ettiniz memuru, yazıklar olsun diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.