| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 23.07.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) -Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DEM PARTİ olarak kadın yoksulluğuna ilişkin verdiğimiz grup önerisi üzerine konuşacağım. Bu vesileyle, cezaevlerinde ve alanlarda direnen tüm kadın yoldaşlarımızı saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün Eş Genel Başkanımız Sayın Tuncer Bakırhan'ın annesini kaybettiği haberini aldık. Eş Genel Başkanımıza başsağlığı, kıymetli annesine de Allah'tan rahmet diliyorum.
(Uğultular)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Başkanım, duymuyoruz.
BAŞKAN - Sayın Sayyiğit, bir dakika... Sürenize ilave edeceğim.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda büyük bir uğultu var, hatibin ne dediği anlaşılmıyor. Lütfen hatibi dinleyelim ve sessiz bir şekilde birbirimizle anlaşalım.
ALİ BOZAN (Mersin) - Başkan, sizi de dinlemiyorlar, dönüp bakan bile yok size.
BAŞKAN - Ben söyledim, onlar duydular, bakalım bakmışlar mı görelim.
Sayın Kaçmaz Sayyiğit, buyurun.
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Devamla) - AKP iktidarının kadınlara bakışı, kadın örgütlenmelerine yönelik tutumu zaten hepimizin malumu. Kadına yönelik şiddet hız kesmiyor. Öyle ki kadın örgütlerinin açıklamasına göre, 2023'te 315 kadın erkekler tarafından katledildi, 248 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Buna karşı, AKP'nin yaptığı tek şey İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmek, 6284 sayılı Yasa'yı etkisizleştirmek. Tabii, kadına yönelik şiddet sadece fiziksel değil çünkü kadınların yaşamın her alanında var olmasını engelleyen, kadın yoksulluğunu derinleştiren politikalarla da maalesef karşı karşıyayız. Bu anlamda, yoksulluk, cinsiyet temelli eşitsizliğin en önemli sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Kadınlar siz kabul etseniz de etmeseniz de geniş bir toplumsal realitedir dolayısıyla kadın yoksulluğu arttıkça bunun sağlıktan eğitime, hijyenik gıdadan temiz suya erişime değin her alanda ciddi sorunlara neden olduğu ortada.
Kadın yoksulluğu ve yoksunluğuna ilişkin veriler de vahameti ortaya net bir şekilde koymakta. DİSK-AR'ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı çalışmaya göre geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 33,8 düzeyinde, her 10 kadından sadece 3'ü çalışma hayatındayken geniş tanımlı kadın işsiz sayısının 4,5 milyon civarında olduğu belirtilmekte. Yine, 12 milyona yakın kadının ailevi, kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılmadığı da görülmekte. Bugün kadınların yüzde 30,8'i kayıt dışı çalıştırılırken 3 milyon 248 bin kadın da sosyal güvenceden yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi vermek zorunda. Kadın istihdamının yüzde 73,5'inin işçi, yüzde 1,8'inin işveren olduğu da istatistiklere yansımış durumda. Bu sebepledir ki Türkiye'de kadın işsizliği Avrupa Birliği ve OECD'ye üye ülkelerin 2 katından fazla olarak karşımıza çıkmakta. Aynı şekilde, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2023 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'ndaki iş gücüne katılım ratinginde de Türkiye 146 ülke arasında 133'üncü sırada karşımıza çıkmakta. Sizleri tebrik ediyoruz çünkü bu sizin eseriniz.
Sayın milletvekilleri, açıkçası, kadınlar bunların devlet aklından bağımsız gelişmediğinin çok iyi farkında çünkü balık baştan kokuyor. Bugün kadınların iş gücüne katılamamasının önündeki en büyük engel desteklenen erkek egemen cinsiyet rolleri olarak karşımıza çıkmakta, bununla cinsiyetçi ön yargılar canlandırılmakta, ayrımcılık âdeta bir normalmiş gibi algılanmakta. Sonuç olarak, bu, bakım ve ev içi emeğin kadınlar tarafından üstlenilmesine neden olmakta. İşsizlik, toplumsal yaşamın her kademesinde var olmamak hâlen ciddi sorun olarak karşımıza çıkmakta.
Ama kadın iş bulduğunda da tabii ki sorunlar bitmiyor çünkü çalışan kadınlar, iş yerlerinde toplumun erkek egemen yapısı ve ekonomik sistemin cinsiyetçiliği nedeniyle ikincil konuma getirilmiş durumdalar. Emek piyasasında kadınlar düşük ücretle, kayıt dışı ve sigortasız bir şekilde çalıştırılmakta, mobbinge maruz kalmakta, kriz döneminde işten çıkarılmakla karşı karşıya gelmekte ve istihdam sıralamasında ikincil sırada yer almakta. Ayrıca, kadınlar çalışsa da kazandıkları çocuk bakım masraflarına dahi yetmemekte çünkü devlet ve iş yerleri yaygın, ücretsiz ve ulaşılabilir çocuk bakım hizmeti sunmaktan kaçınmaya devam etmekte.
Elbette kadınların sorunları, kadın yoksulluğu beş dakikaya sığmayacak bir düzeyde bu ülkede çünkü siyasi iktidarın yirmi iki yıllık yıkımı söz konusu. Bu sebeple, AKP ve MHP iktidarını kadınların sesine kulak vermeye davet ediyorum. Kadın örgütlerinin açıklamalarını dinleyin, hazırladıkları raporları okuyun. Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınları yok saymakla kadın yoksulluğu yok olmuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sayyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Devamla) - Bunun ilk adımları olarak da size bazı tavsiyelerimiz, önerilerimiz var: Mesela, kadınlar için güvenceli istihdam olanaklarının yaratılması...
(Uğultular)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Başkan, hâlâ duymuyoruz, çok uğultu var, gerçekten duyamıyoruz arkadaşımızı.
BAŞKAN - Lütfen buyurun.
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Devamla) - ...iş gücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmesi, sendikal haklar ile sağlık ve sosyal güvenlik hakkının güvence altına alınması, çocuk, engelli, yaşlı bakım hizmetlerinde kamusal, kurumsal hizmetler sunulması önemli olacak. Sizlere de bunlar önerilerimiz.
Bu vesileyle tüm siyasi parti gruplarına önerimize destek verme çağrısında bulunuyorum. Çünkü kadınların yaşadığı sorunların tek parti, din veya etnik grupla ilişkisi yok. Bugün kadınların sorunları toplumsal sorunlardır, geniş bir kesimi kapsamakta. Bunu hiçbir iktidar ve siyasi parti grubu da inkâr edemez, bundan kaçamaz. Biz de bir kadın partisi olarak, DEM PARTİ olarak kadın mücadelemizi yükseltmekten geri durmayacağız.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)