| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 24.07.2024 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu yasa teklifi nereden tutsak elimizde kalıyor. Halkın sorunlarına çözüm mü aramışsınız, "Sorunları çözmeden nasıl büyütürüz?" mü demişsiniz bilemiyoruz. Beş yıldan fazla devreden KDV indirimini engellemeyi hedefliyorsunuz. Mükellefler devreden KDV'nin iadesini beklerken indirim hakkının bile engellenmesi için uğraşıyorsunuz. Kurumlar vergisinin bütçedeki payı her geçen gün azalırken KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerle bütçe açığını kapatacağınızı düşünüyorsunuz. Sonuç ne? Halka yük, halkın gelirini çalmak.
Emeğini çaldığınız, emeğini görmezden geldiğiniz en büyük kesim ise biz kadınlar olarak devam ediyor maalesef. Bazı rakamlar söyleyeceğim size, bu rakamlar kadın yoksulluğun boyutunu anlayabilmek için fakat aslolan görünmez olan kadının emeği, görünmez olan aslında kadın yoksulluğu. Bu ülkenin yoksulluğunun vesikası kadınlardır. DİSK-AR, Temmuz 2024 verilerini yayınladı "Geniş tanımlı işsizlik yüzde 25,2." dedi. "Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 33,9." dedi. İşsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yıllardır değişmeyen şekilde kadın işsizliği. Bu ülkede her 10 kadından sadece 3'ü çalışıyor bugün, çalışanların da yüzde 30'undan fazlası kayıt dışı bir şekilde çalışıyor. 3,5 milyon kadın bugün güvencesiz, sigortasız, çok cüzi ücretlerle çalışmaya devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu 2023 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'na göre iş gücü katılım reytingine göre Türkiye 146 ülke içerisinde sadece ve sadece 130'uncu sıraya girebilmiş. Türkiye, bırakalım istihdamda, emek gücünün dağılımında cinsiyet eşitliğini gözeten politikalar üretmeyi, giderek kötüleşen ekonomik krizde kadınların daha fazla ezilmemesi için dahi bir adım atmıyor.
Değerli milletvekilleri, kadınların gittikçe yoksullaşması sadece ekonomik bir mesele değil. Bugün ülkede yılın ilk altı ayında en az 221 kadın katlediliyorsa, kadınlar her gün ev içi şiddete, dayağa mahkûm ediliyorsa bu, kadınların ekonomik olarak ataerkil sistem ve devlet tarafından ezilmesinden bağımsız bir durum asla ve asla değil. Erkekler ne diyor? "Boşanırsan eğer aç kalırsın, çoluğuna çocuğuna bakamazsın." diyor. Bunu sadece erkekler demiyor, AKP'nin yaratmış olduğu yargı sistemiyle birlikte maalesef ki yargı da aynı şekilde kadını korumayan politikalarla devam ettiriyor. Peki, bu durum neyi yaratıyor kadında? Hâliyle vermiş oldukları 100-200 liralık nafakalarla kadının geçim zorunluluğunu dayatmaya çalışıyor. Fakat siz bu nafakaya da göz diken bir Hükûmet olarak zulmediyorsunuz diyoruz ama biz buradan size bir kez daha ifade edelim: Zulüm olan, akşam tencere kaynamayınca kadının şiddet görmesidir; zulüm olan, çocuğunu doyuramadığı zaman kahrolan, intihar eden kadınlardır. O yüzden, kadının aslında ekonomisini altüst bu yönlü eden politikalardan vazgeçmeniz gerekiyor.
Yine, cinsiyetçilikle mücadele edip kadın emeğini görünür kılacağına "sosyal yardımlar" adı altında "Evinizde oturun, biz size 3-5 kuruş para veririz." diyorsunuz. Gelmeden baktım, bakmanızı öneriyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sitesine girip, şöyle bir açıklama var, deniliyor ki: "Kadının istihdama katılabilmesi için aslında biz onlara gerekli desteği sunacağız fakat bu, kadının yoksulluğunu ortaya çıkaracak bir şey değildir." Eğer siz kadının gerçekten de üretime katılmasını istiyorsanız, onlara verdiğiniz 100-200 liralık yardımlarla, bu projelerle bunu gerçekleştiremezsiniz. Bu, kadın Türkiye, bırakalım istihdamda, emek gücünün dağılımında cinsiyet eşitliğini gözeten politikalar üretmeyi, giderek kötüleşen ekonomik krizde kadınların daha fazla ezilmemesi için dahi bir adım atmıyor.
Değerli milletvekilleri, kadınların gittikçe yoksullaşması sadece ekonomik bir mesele değil. Bugün ülkede yılın ilk altı ayında en az 221 kadın katlediliyorsa, kadınlar her gün ev içi şiddete, dayağa mahkûm ediliyorsa bu, kadınların ekonomik olarak ataerkil sistem ve devlet tarafından ezilmesinden bağımsız bir durum asla ve asla değil. Erkekler ne diyor? "Boşanırsan eğer aç kalırsın, çoluğuna çocuğuna bakamazsın." diyor. Bunu sadece erkekler demiyor, AKP'nin yaratmış olduğu yargı sistemiyle birlikte maalesef ki yargı da aynı şekilde kadını korumayan politikalarla devam ettiriyor. Peki, bu durum neyi yaratıyor kadında? Hâliyle vermiş oldukları 100-200 liralık nafakalarla kadının geçim zorunluluğunu dayatmaya çalışıyor. Fakat siz bu nafakaya da göz diken bir Hükûmet olarak zulmediyorsunuz diyoruz ama biz buradan size bir kez daha ifade edelim: Zulüm olan, akşam tencere kaynamayınca kadının şiddet görmesidir; zulüm olan, çocuğunu doyuramadığı zaman kahrolan, intihar eden kadınlardır. O yüzden, kadının aslında ekonomisini altüst bu yönlü eden politikalardan vazgeçmeniz gerekiyor.
Yine, cinsiyetçilikle mücadele edip kadın emeğini görünür kılacağına "sosyal yardımlar" adı altında "Evinizde oturun, biz size 3-5 kuruş para veririz." diyorsunuz. Gelmeden baktım, bakmanızı öneriyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sitesine girip, şöyle bir açıklama var, deniliyor ki: "Kadının istihdama katılabilmesi için aslında biz onlara gerekli desteği sunacağız fakat bu, kadının yoksulluğunu ortaya çıkaracak bir şey değildir." Eğer siz kadının gerçekten de üretime katılmasını istiyorsanız, onlara verdiğiniz 100-200 liralık yardımlarla, bu projelerle bunu gerçekleştiremezsiniz. Bu, kadın yoksulluğunu yok etmez.
Yine sözümüz kadınlara, değerli halklarımızadır: İktidarın yarattığı bu sadaka kültürüne muhtaç değiliz; kendi topraklarımızda açlığa, yoksulluğa, sefalete sürüklenmeye muhtaç değiliz; üreten biziz, emek veren biziz. DEM PARTİ olarak başlattığımız Ekmek ve Adalet Kampanyamızda diyoruz ki: "Çözüm, üretimden gelen güçtür. Çözüm, sermayeye değil, halklara ayrılan bütçedir. Çözüm, istihdamda kadın-erkek eşitliğiyle birlikte üretmek, ürettiğini birlikte yönetmektir." Geçen hafta bu kapsamda Kızıltepe'de startını verdiğimiz kampanyamızla ev ev, sokak sokak, tarla tarla, fabrika fabrika gezerek emekçilerle, çiftçilerle, işçilerle buluşmaya devam edecek, bu ekonomik krizden kurtulmanın yollarını birlikte inşa edeceğiz ve iktidarın biz kadınlara dayattığı sefalet koşullarına, sadaka şartlarına karşı emeğimizle, kimliğimizle buradayız diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kunt Ayan, lütfen tamamlayın.
DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Kadın Meclisimiz tarafından başlatılan Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız, Örgütleniyoruz Kampanyamızla kadınlarla birlikte olmaya, emeğimize sahip çıkmaya, özgür ve eşit bir yaşam için örgütlenmeye devam edeceğiz. Bütün haklarımızı, kadınları kampanyamız çerçevesinde kenetlenmeye, bu sömürü düzenine "Dur!" demeye davet ediyoruz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)