GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:107
Tarih:24.07.2024

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 4'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Vergi Kanunu'nu tartışırken, konuşurken ya da bir vergi kanunu çıkarırken gerilere doğru gittiğimde aklıma rahmetli Ayşegül Atik ve Ali Atik geliyor. O dönemin bir kamu spotu vardı "bir alışveriş bir fiş" diye ve böyle bir kamu spotu hazırlanmıştı o dönemlerde. Bu kamu spotunun devamında "Ödediğiniz vergiler size yol, su ve elektrik olarak geri dönecek." diye bir söylem de vardı.

(Uğultular)

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Değerli milletvekili arkadaşlarım, lütfen hatibi dinleyelim. Genel Kurulda büyük bir uğultu oluyor, hatip de kendi konuşmasını yapamıyor; onun için saygıyla dinleyelim.

Sayın Kamaç, buyurun.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Sayın Ayşegül Atik ve Ali Atik o zaman kamu spotunda şunu diyorlardı: "Bir alışveriş bir fiş" ve bunun devamında da diyorlardı ki: "Ödediğiniz vergiler size yol, su ve elektrik olarak geri dönecek." Aslında o zaman da o dönemde de Türkiye bir ekonomik krizin girdabındaydı, vergiler üzerinden yeni bir çıkış kapısı arıyorlardı.

Şimdi, vergilerin yol, su ve elektrik olarak dönmediğinin belgesi aslında burada, Nasrettin Hoca'nın bir meselesi var, kedi ve ciğer meselesi. Eğer vergilerimiz yol, su ve elektrik olarak bize dönüyorsa bu ülkede kamu hastaneleri, şehir hastaneleri, otoyollar, köprüler neden ücretlidir? Yani eğer bizim vergilerimizle bunlar yapılıyorsa biz bu otoyollardan geçerken neden yeniden ücret ödüyoruz; yok, eğer biz, bu yolları ücretli yapıyorsak bizim vergilerimiz nereye gidiyor? Şimdi, uzun zamandır biz bu tartışmayı yapıyoruz. Biz diyoruz ki: Bu ülkede insanlar vergilerini veriyorlar ama insanlardan alınan gizli vergiler de var. Bu gizli vergiler nelerdir? Ben, dün Niğde Otoyolu'ndan Ankara'ya kadar geldim, aşağı yukarı 200 kilometrelik bir mesafede 295 lira para ödedim ama ben aynı zamanda bu ülkede vergisini de ödeyen bir vatandaşım. Şimdi, biz buradan sorunca, diyoruz ki: Ya, yirmi iki yıllık AK PARTİ Hükûmeti döneminde toplanan toplam vergi 3 trilyon dolardır. Şimdi, 3 trilyon doları bir kenara koyduğumuzda, yirmi iki yıllık icraatları bir tarafa koyduğumuzda, dahası, bu ülkenin seksen yıllık birikimleri "özelleştirme" adı altında satılmışken, -tabiri yerindeyse "müsrif evlat" denilmişti- bu konuya dair bütün birikimler satılmışken, vergiler toplanmışken yapılan hizmetler ile toplanan vergiler arasında bir kıyaslama yaptığımızda şu soru akla geliyor: Ya, bu toplanan vergiler nereye gitti ya da biz neden toplanan vergilerimizle değil de cebimizdeki parayla yine seyahat ediyoruz, bize yine cebimizdeki parayla hizmet geliyor?

Şimdi, burada örnekleri var; aslında şehir hastanelerine verilen paralarla mevcut yapılan hastanelerin 3 katı şehir hastanesi yapılabilirdi ya da Avrasya Tüneli'nin yirmi beş yılda kazandıracağı parayla 2 tane Avrasya Tüneli yapılabilirdi. Ya, çok ilginç bir şey var, şurada "Uçmasa bile alacak." başlığında Sağlık Bakanlığının Katar merkezli bir şirketten kiraladığı 2 ambulans uçak için, ya, günde iki saat garanti uçuş ücreti ödüyor. Toplamda, dört yıl için 126 milyon TL'ye kiralanmış bu 2 uçak. Peki, bu 2 uçağın kendisi ne kadar para tutuyor acaba?

Buradan bir örnek daha vermek istiyorum; ÖTV, KDV bile yok, neresi için? Bu yeni İstanbul Havalimanı için. 22,5 milyar dolara ihale edildi ve bütün bu ihalelere geçiş garantisi verildi. Yani orada eğer yolcu tamamlanamıyorsa, devletin kasasından yani bizim cebimizden, bu halkın cebinden ödenecek, eğer köprüden geçemiyorsak bu halkın cebinden ödenecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kamaç, lütfen tamamlayın.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Ama söz konusu emekli olunca zam olarak 2.500 lira ödenecek, bu 2.500 lirayla emekli ancak 4 kilo et alabilecek. Söz konusu asgari ücretli olunca, dün Sayın Komisyon Başkanı burada bir ifade kullandı "600 milyar lira destek sunduk." dedi. Sanki bu toplumu -çok affedersiniz- farklı bir konuma oturtuyor. 600 milyar lirayı siz asgari ücretliye ödemediniz, siz asgari ücretliye iş veren, iş sağlayan işverene ödemiş oluyorsunuz.

Dolayısıyla, vergilerimiz nerede, bizim cebimizdeki para nereye akıyor; bunun sorusunu iktidar partisine sormak bizim en temel hakkımızdır, bu toplumun da bunu bilme hakkı vardır.

Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM Parti ve CHP sıralarından alkışlar)