Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 24.07.2024 |
AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, cumhuriyetimizin tapusu olan Lozan Barış Anlaşması'nın 101'inci yılında Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ve 2'nci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'yü ve tüm kahramanlarımızı saygıyla anıyorum. Emsali olmayan siyasi bir zaferdir Lozan, bunu da buraya not düşmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Üzerine söz aldığım maddede Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümler nedeniyle düzenleme yapılmaktadır. Ancak bu düzenleme AYM'nin kararında yer alan eleştirileri tam olarak karşılamamaktadır. AYM kararlarına tam olarak uymak gerekir ama siz zaten uymamayı alışkanlık hâline getirdiğiniz için buna da şaşırmıyoruz.
Konuşmamın devamında bugün basınımıza ilişkin konuşmamı sürdürmek istiyorum. Bildiğiniz üzere 24 Temmuz 1908'de Türk basınında sansürün kaldırılması nedeniyle 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak anılıyor. Peki, 24 Temmuz gerçekten gazeteciler ve basınımız için bayram mıdır? Bazı gazetecilerimiz var mesela, açılışını sizlerin yaptığı, sonra FETÖ'den kapatılarak Bank Asyadan aldıkları kredilerle lüks ev sahibi olanlar, ekranların, gazetelerin köşebaşını tuttular, 24 Temmuz onlar için bayram. Kamuoyuna zaman zaman yansıyor, bazı gazeteciler var ballı ihalelerle iş tutuyor, 24 Temmuz onlar için de bayram.
Peki, 24 Temmuz kimin için bayram değil biliyor musunuz? İktidarın türlü baskılarına, tehdidine, davalarına karşı mesleğinin onurunu koruyan gazetecilerin bayramı değil bugün, yaptıkları gerçek, doğru haberler nedeniyle günaşırı adliyeye giden, soruşturma geçiren gazetecilerimiz için de bayram değil. Bu gazetelerimiz için 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü'dür. Onların hepsini sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bir de biliyorsunuz ki 17 Mayısta Resmî Gazete'de yayımlanan Tasarruf Tedbirleri Genelgesi var. Bu genelgede deniyor ki: "Kamu kurum ve kuruluşlarınca hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, basın ve yayın organlarına ilan, reklam verilmeyecek." Basına yargınız aracılığıyla tekzip gönderdiniz, gazetecilere dava açtınız, tehdit ettiniz; yeri geldi fiziki saldırıya uğradılar, yetmez gibi şimdi de tasarruf bahanesiyle yerel basının üzerine karabasan gibi çökülmek isteniyor. Siz Türkçeyi yanlış yorumluyorsunuz, bu "basın" sizin sandığınız gibi "üzerine basın" değil. (CHP sıralarından alkışlar) Sarayınız her gün her dakika binlerce emekçinin aylık maaşını tek çırpıda harcıyor. Hâl böyleyken tasarrufu basına yıkmaya çalışmanızı da kabul etmiyoruz. Bu, beğenmediğiniz, yıllardır denemenize rağmen kontrol edemediğiniz basını baskı ve etki altına almaya çalışmanın bir örneğidir. yanlış yapıyorsunuz, benden size söylemesi.
Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü nedeniyle bir yasa teklifi verdim naçizane, Meclis Başkanlığında. Bu teklifte diyorum ki: "Yerel basından gazete alımları ve yerel basına yönelik destek ödemeleri tasarruf tedbirleri dışında kalsın." Bu teklifte de diyorum ki: "Bunların aldığı resmî ilanların yayım ücreti yüzde 50 artsın, yeter ki yerel basınımız demokrasinin temel taşı olmaya devam etsin."
Akıl dışı ve inat üzerine kurulu ekonomi politikalarınızla ülkeyi krize sürüklediniz. İşçisi, emeklisi, genci, yaşlısı, öğrencisi, çalışanı, kısacası çok maaşlı ballı bürokratlarınız dışında herkesi krize sürüklediniz. Dövizdeki yüksek artış kâğıt fiyatlarından matbaaya her şeyi etkiledi. Bu şartlarda yerel basınımız bugün var olma mücadelesi veriyor. Az önce bahsettiğim genelgeden sonra çok sayıda yerel gazete basılı yaşamına son verdi. Zaten yerel gazetelerin hepi topu birkaç kalem geliri var, ona da "tasarruf" adı altında el koyuyorsunuz. Tasarrufu yerel basından değil lüksten, şatafattan yapın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yazgan, lütfen tamamlayın.
AHMET BARAN YAZGAN (Devamla) - Tamamlıyor Başkanım.
Mesela, cemaatlere bedava uçak bileti vermeyin; mesela, eşinizin dostunuzun vergi borcunu sıfırlamayın. Gelin, bu karardan vazgeçin, yerel gazetelerimiz için idam fermanı anlamına gelen bu karardan cayın; gelin, Meclis Başkanlığına sunduğum yasa teklifini gündeme alalım, Meclis tatile girmeden yerel basınımıza bu müjdeyi verelim diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)