| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 24.07.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sıralar boş da olsa manen Genel Kurul burada. Bir vergi yasası görüşüyoruz, neresinden tutsak elimizde kalacak. Geçen hafta tasarruf paketi görüştük, bu hafta da vergi yasasını görüşüyoruz. Belli ki iktidar, büyük bir beceriksizlik içerisinde, bu beceriksizliğinin faturasını da halka ödetiyor. Bütçe var, halktan gelirler toplanıyor; nereye gidiyor? Faize. Nereye gidiyor? Çarçur ediliyor, israf ediliyor, bütçe açık veriyor; bütçe açık verince de tekrar dönme dolap, dön baba başa dönelim denerek tekrar yeni kaynak nasıl getiririz... Yeni kaynak oluşturalım ki faize tekrar para gönderelim.
Değerli milletvekilleri, bu yasanın tek bir amacı var: Bu milletin daha fazla nasıl ümüğünü sıkarız, daha fazla nasıl vergi toplarız; bunun çözümü aranıyor.
Tabii, burada şunun da sorulması gerekir: Peki, bu paralar nereye gidiyor? Bu paralar ya faize ya israfa gidecek. Acı bir tarafı şu ki: Bu ülkede görevini düzenli yapan insan enayi görülüyor. Tam 42 defa vergi affı yasası çıktı, 12'si de bu iktidar döneminde çıktı. Yani her yıl, her bir buçuk yılda bir yeni vergi affı yasası çıkıyor. Bunu gören vatandaş da "Ben bunu niye ödeyim ki zaten af çıkacak." diyecek.
Değerli milletvekilleri, yasa teklifi büyük çoğunluğu itibarıyla büyük bir fecaat, ihanet kelimesini kullanmak istemiyorum, çıldırma derecesinde içerikle dolu. Belki birçoğunun dikkatini çekmedi. Mesela, madde 3 diyor ki: "Bir iş yerindeki esnafın gelirini, cirosunu tespit için görevli memuru ayda üç gün iş yerine göndereceğiz. Sabah sekizden akşam dükkân kapatılıncaya kadar orada jandarma gibi bekleyecek, kaç lira satış yaptığını tespit edecek, sonra da bunu ay ortalamasına, yıl ortalamasına vuracak." Bu, ancak bir çıldırma noktasıdır; başka bir şeyle izahı mümkün değil. Belki kamu personelinin yetersizliğinden filan bahsediliyor ama bunu geçin. Yahu, siz bundan sonra Maliye jandarması oluşturuyorsunuz. Düşünün, bir esnafın kapısına bir Maliye memuru gelmiş, sabahtan akşama kadar oturup "Ne kadar satış yaptı?" bunu tespit edecek. Yani bu maddeyi koyan arkadaşlar hangi gezegende yaşıyor, inanın şaşırıyorum. Bu milleti devletine düşman etmek için, halkı infiale sevk etmek için ellerinden ne gelirse yapıyorlar.
Bakın, İliç Komisyonu çalışıyor üç aydan beri, bu kadar insan öldü, hâlen rapor ortaya çıkmadı. Burada şunu gördük: En fazla gelir getiren, büyük servet olarak, altın madenlerimiz var. Ülkede pek çok yabancı şirket altın madenini işliyor. Kamu bu altın madeninden ne kadar ürün elde edildiğini bilmiyor, denetlemiyor, bunu hiç gündemine bile almamış. Nasıl tespit ediyor biliyor musunuz? Değerli milletvekilleri, o yabancı sermayeli işletmenin beyanını esas alıyor. Yani sen altın gibi değerli bir üründe işletmecinin beyanını esas alıyorsun ama kendi vatandaşının, garip gureba bir berberin, bir tane bakkalın, manavın gelirini tespit için başına jandarma dikerek satışını tespit ediyorsun. Pes yani! Daha ötesi yok!
Burada başka pek çok sorun var. Mesela, bir ilçedeki esnafın, o ilçenin pazarı çarşamba günleri ise çarşamba günü satışı doğal olarak yüksek olur ama siz ortalamasını alacaksınız; söyleyecek söz bulamıyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu yasa teklifi tümüyle... Dağ fare doğurmuştur, esas beklentilere...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın.
MEHMET BAYKAN (Konya) - Necmettin Bey, sizin söyledikleriniz götürü esaslı, vergi ödemiyor zaten.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Evet, burada belli ki bu arkadaşların da zaten yasayla ilgileri yok. Eğer yoklama olacağını duyarlarsa varsa içeri girecekler, onun dışında, yasanın içeriği falan hiç gündemlerinde yok maalesef. Ve sizin bu tutumunuzdan dolayı da bu Meclis bir türlü ürün yapamıyor. Sizin şuraya gelmenizi, sandalyeye oturmanızı temin birinci görevi hâline geldi Meclisin ve bunu da üzülerek söyleyeyim ki sanki lütufta bulunmuş gibi "Oley, oley" çekiyorsunuz, burası stadyum değil arkadaşlar, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Tezahürat yapma o zaman.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Hepimiz tezahürat yapmadan kanun, yasama sürecine katkıda bulunmak üzere burada bulunacağız. Sadece oy vermek için geliyor olsaydık, herhâlde robotlar yeterli olabilirdi.
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Muhalefetin yerine robot koyabilirsiniz.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bu Meclisin mehabetini, saygınlığını korumak hepimizin görevidir değerli milletvekilleri. (Saadet, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Şahsinizin saygıyla...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Sayın Başkan, Mehmet Baykan müdahale etti, cevap verebilir miyim?
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Necmettin Bey, tamam.
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, teşekkür ediyorum.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Sayın Başkan, lütfen...