| Konu: | CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ İHSAN ÖZKES İLE 21 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN DİNÎ DEĞERLER ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ YAKLAŞIMLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 14/12/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 16 NİSAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.04.2013 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında Kutlu Doğum Haftası'nı kutluyorum. Nice Kutlu Doğum Haftalarına ülkemizin millî birlik ve beraberliği içerisinde ulaşmamızı Yüce Mevla'dan niyaz ediyorum.
Ayrıca bugün, ülkemizin komşusu İran'da büyük bir deprem olmuştur. Komşumuza geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum. Tabii, orada birçok ev yıkılmış, yine, yüzlerce insanın öldüğü de ifade ediliyor. Deprem bölgesinde bulunan Türkiye'miz için de -tabii, bu afet, bu büyük bir afet- bir yerde gösterge de olmalıdır. Bu vesileyle depremle ilgili her türlü konu tekrar gündeme getirilmeli, ülkemizde depremle ilgili alınması gereken tedbirler de süratli bir şekilde alınmalıdır.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemizde son yıllarda dinin siyasi malzeme olarak kullanıldığı, maalesef, bazı olaylarda görülmektedir. Hâlbuki İslamiyet bizim kutsalımız, en önemli de yaşam değerimiz, en önemli değerimizdir. Dinimize, Peygamber'imizin hiçbir surette politika malzemesi olarak söylenmesini doğru bulmuyorum. Yüce Türk milleti tarihin her döneminde buna dikkat etmiş ve gittiği her yere de ilayikelimetullah söylemiyle girmiştir ve her yerde de bunu ifade etmeye çalışmıştır. Fethettiği her yerde İslam düzenini kurmuş, herkesi inancında, yaşamında serbest bırakmıştır, hiçbir ülke veya millet yüce Türk milletine "Bize baskı yapıldı, biz inancımızdan dolayı zulme uğradık." diyemez. Ondan dolayı da siyasiler başta olmak üzere herkesin bu konuya özellikle dikkat etmesi, uyması gerekmektedir.
Son yaşanan, biraz önceki bazı hadiseler de hepimizin yüreklerini sızlatmaktadır. Hakikaten, siyasi malzeme de yapılmaması gerekir ancak şurası da gerçektir ki -unutulmaması gereken bazı gerçekleri de söylemek mecburiyetindeyiz- dinimizle ve millî değerlerimizle ilgili bazı konular mutlaka çok dikkatli şekilde takip edilmeli, ona göre de her türlü kanun çıkartılmalıdır ancak geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarı zamanında yapılan bazı yanlışları da söylemeden geçemeyeceğiz.
Bakınız, milletimizi soykırımla itham edenler, geçmiş dönemlerde bunu fikir özgürlüğü diye, maalesef, bu şekilde değerlendirmişlerdir. Hâlbuki bizim milletimiz hiçbir zaman, hiçbir dönemde soykırım yapmamıştır.
İkincisi, Peygamber'imize yapılan hakaretler karşısında Avrupalı dostları terbiyeye davet edilmesi gerekirken maalesef bu yapılmamış, bunun acizliği içerisinde kalınmıştır.
Bir diğer konu: ahlak ve namus istismarı yaparken, Avrupalı olmak adına, Avrupa Birliği istekleri doğrultusunda, maalesef, enteresandır, zina suç olmaktan çıkartılmıştır.
Yine, İslam'ı dilinden düşürmeyen durumlarda, özellikle kilise destekli üniversitelerden, maalesef, onur ödülleri alınmıştır.
Yine ayrıca, bir yandan inananlardan her türlü oy istismarı yapılırken, maalesef, papa heykellerinin önünde fotoğraf çektirildiği, bazı imzaların attırılmış olduğu da unutulmamalıdır.
Yine beraberinde, bakınız, geçmiş dönemlerde imam hatipli kardeşlerimiz, yine başörtüsüyle ilgili istismarı hep beraber yaşamış durumdayız. Şu ana gelinmiş, hâlâ başörtüsüyle ilgili konular çözümlenmiş midir? Hayır, sayın milletvekilleri. Hâlbuki başörtüsü konusu bazı zamanlarda öyle bir siyasi malzeme yapılmış ki, namus anlayışıyla ifade edilmeye çalışılmış, "haysiyetimiz" denmiş, "namusumuz" denmiş, işte, her türlü güzel söylemler söylenmiş ve "Biz bunu iktidara geldiğimiz zaman çözeceğiz." denmiştir. Peki, yaklaşık olarak on bir yıllık iktidar zamanında bu maalesef çözülmemiştir.
Ayrıca, bunların yanında, son zamanlarda tabii, yine hepimizi düşündüren veyahut da "Niye böyle oldu?" diye söylemiş olduğumuz birkaç konuyu da söylemek durumundayız. Bakınız, Van Akdamar Kilisesi maalesef açılmıştır. Van Akdamar Kilisesi? Burası Ermeniler tarafından Türklerin katledildiği, insanlarımızın öldürüldüğü ve bizim milletimizin, birçok gençlerimizin, kadınlarımızın hunharca katledilmiş olduğu bir adadır. Buradaki, maalesef, kilise AKP iktidarı zamanında açılmıştır.
Bunun yanında, özellikle şunu da söylememiz gerekiyor ki, 16 Ağustos 2010 tarihinde yine Trabzon'da, Trabzon'un fethedildiği tarihte, 16 Ağustos tarihinde -1461'de Trabzon fethedilmiştir- enteresandır, burada yine Sümela Manastırı'nın ayinlere açılmış olduğunu görüyoruz. Diyeceksiniz ki: "Bunların yapılması gerekir mi?" Tartışılması gerekir değerli milletvekilleri. Ama, acaba, başka bir iktidar zamanında bunlar yapılmış olsaydı neler söylenirdi, ne tür ifadelerde kullanılırdı?"Başörtüsü konuları çözülmüyor," "Misyonerlik faaliyetleri aldı başını gidiyor," işte, Kiliseler açılıyor, "ev kiliseleri açılıyor" diye bangır bangır bağırılmaz mı veyahut da cuma namazlarından sonra çeşitli eylemler yapılmaz mıydı? Onu sizin takdirlerinize sunmak istiyorum saygıdeğer milletvekilleri.
Tabii, bunun dışında, özellikle, Kutlu Doğum Haftası'na geçmek istiyorum. 1'442 yıl önceki o güzel günü, o yıl dönümünü kutluyoruz. Nice günlere, böyle güzel günlere, haftalara yüce Mevla'm bizleri ülkemizin birlik ve beraberliği içerisinde ulaştırmasını da niyaz ediyorum.
Şöyle ki: Yüce milletimiz tarihî geçmişinde, uzun yıllardan bu yana, Peygamber'imizin doğumunu her zaman büyük bir coşkuyla kutlamıştır. Bu tür merasimlerde Peygamber'imiz anılmış ve her yönüyle de düşüncesi anlatılmıştır. Bizler iyiyi kötüden ayırt etmeyi, birbirimizi sevmeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı, ahlakın güzelliklerini, dürüstlüğü, doğruluğu, erdemli bir davranışı, hoşgörünün en mükemmelini, insana saygının en yücesini, şefkat ve merhametin sınır tanımayan boyutunu, adaletin en güzel tatbikatını, kısaca her şeyin en iyisini ve en güzelini o rahmet Peygamber'inin tebliğ, tavsiye ve uygulamalarında öğrendik. Hayatımızı anlamlı kılan değerlerimizi, dünya ve ahiret dengesini, insan onuruna uyan yaşama sanatını bizlere hep o gösterdi.
Doğan oğlumuza Ahmet, Mehmet, Mustafa; kızımıza Ayşe ismini ona sevgimizin bir nişanesi olarak biz, yani yüce Türk milleti verdi. Bahçemize, evimizdeki saksımıza, rengarenk gülleri ona olan muhabbetimizden diktik. Yüreğimizin sesini gözyaşı ile ıslattığımız sayfalara mısra mısra olarak döktük. Onu anlatıyor diye sevincimizde ve hüznümüzde mevlit merasimleri tertipleyip şefaatini umarak bu duygularımızı paylaştık. Sınırda nöbet tutan askerimize, vatan için şehadet şerbetini içmeye hazır erimize "Mehmetçik" adını biz verdik. Evet, bütün bunları biz yaptık. Bu hasletimizle millet olarak birlikte sevindik, birlikte ağladık. Çünkü biz Türk milletiyiz.
O, bizi, hayat verecek şeylere çağırmıştı. O bize, sevgi ve barış dini olan İslam'ı tebliğ etmişti. Bir cahiliye toplumundan medeni bir millet oluşturmanın sırlarını öğretmişti. İnsanların birbirini göz kırpmadan boğazladığı bir dönemde barış içerisinde yaşamanın yollarını insanlığa sunmuştu. Birbirine düşman olan kabileleri kardeş yapmış, yüreklere çöreklenmiş kin ve nefret tohumlarının yerine sevgi ve hoşgörü duygularını ekmişti. O sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir, bütün insanlığın huzuru ve mutluluğu için de çaba göstermiştir. Ne mutlu onu tanıyanlara, ne mutlu onu okuyup yaşayanlara.
İşte, bu yıl da kutladığımız Sevgili Peygamber'imiz Hazreti Muhammed (SAV)'in kutlu doğumunun cennet vatanımızın huzur ve mutluluğuna, necip milletimizin birlik ve beraberliğine, insanlarımızın samimi kardeşliğine, bütün insanlığın hidayetine, Müslümanların da peygamber ahlakına ve yaşantısına yönelmesine vesile olmasını Cenabı Hak'tan diliyorum. Peygamberce bir düşünüşün, Muhammedî bir misyonun, vizyonun ve aksiyonun tüm gönüllere dolması dilekleriyle sözlerimi bitirirken, hepinizin Kutlu Doğum Haftası güzellikler getirsin diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)