| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 25.07.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partimizin vermiş olduğu önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
6 Şubat depremleri üzerinden yaklaşık on yedi ay geçti, on yedi ay geçmesine rağmen deprem bölgesinde hâlen çadırda, konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veriliyor. Bugüne kadar, defalarca, deprem felaketi sonrası yapılacaklar, önlemler üzerine konuşmalar yaptım. Bu sefer bir alıntı yapacağım, bu alıntı hâlen görevde olan bir valimizin sözleridir: "Bizim kültürümüzde komşusu açken tok yatmak tasvip edilen bir durum değildir. Ülkemizin deprem kuşağında bulunduğunu aklımızdan çıkarmamalı, afetlere hazır ve tedbirli olmalıyız. Bu anlamda, afetlere yönelik hazırlık çalışmaları, afet eğitimleri, afet odaklı yapılaşma çalışmaları çok büyük önem arz etmektedir. 'Deprem değil bina öldürür' anlayışıyla bölgelerimizin kültürüne uygun, özgün mimaride, az katlı, sağlam binalar inşa edilmesinin gerekliliğini idrak etmemizin yanı sıra, 6 Şubat depremleri bize ahlaklı, helal-haram ölçütlerine riayet eden, mesleğinde ehil kişiler yetiştirmenin gereğini de ortaya koymuştur." Alıntıladığım bu kısımdaki tespitleri, önlemleri, önerileri yapan kişi muhalif değildir, aktif görevde olan bir valimizdir.
Değerli hazırun, bunlar her aklıselim insanın düşünceleridir. Bazı konular vardır ki siyasetüstüdür, deprem gerçekliği ve doğal afetler de siyasetüstü konulardır. Sayın valimizin açıklamasının emsal minvallerini bu kürsüden defalarca yaptım. Bu söylenilenleri Allah da biliyor, kul da biliyor. İnatla her önergemiz, her söylediğimiz neden reddediliyor? Biz de diyoruz ki el birliğiyle mevcut sorunları çözelim. Biz başka bir ülkenin milletvekili miyiz yoksa sizin gözünüzde düşman askeri miyiz? Gazi Meclisimizde uzlaşılarak karar alınamazsa demokrasiyi nasıl tesis edeceğiz? Burada olmamızın manası nedir? Farklı görüşteki siyasi partilerin ülkemizin menfaatleri doğrultusunda görüş beyan ederek mutabakata varmasıdır. İktidarın her görüşü reddetmesi bizlere oy veren milyonlarca vatandaşımızı da reddetmesidir. Milyonlarca vatandaşımız görüşlerinin Mecliste ses bulması için bizi görevlendirdi.
Sayın milletvekilleri, iktidar deprem konutları yapımı konusunda istismara açık düzenlemeler yapmıştır. Konuştuğumuz önergemizde kalıcı konut yapımı, teslim tarihi olmak üzere deprem bölgesindeki tüm çalışmalar hakkında bilgilendirme yapılmalıdır ve projelerin hızlıca hayata geçirilmesi amacıyla araştırma komisyonu kuralım diyoruz, muhtemelen bunu da reddedeceksiniz. O zaman biz niye buradayız? Bize oy veren halkımız temsil edilmediğini düşünüyor. Detaylı müzakerelerle kapsamlı ve kalıcı çözümler üretmeliyiz. Başımıza ne geldiyse sizin "Yaparsak biz yaparız." demeniz ve her şeyi çok bilmenizden kaynaklıdır.
Değerli milletvekilleri, Sayın Erdoğan Kabinedeki görev değişimlerini hizmet kervanında bayrak yarışı olarak tanımlıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında bayrak aynı ellerde sürekli değişiyor. Sayın Kurum ve Sayın Özhaseki girdabından bir türlü çıkamadık. İkilinin ortak özellikleri de çok. En önemli ortak özellikleri büyük şehirlere aday olup kaybettikten sonra aynı kuruma bakan olmaları. İstemiyorsun, seçmiyorsun yine geliyorlar. Gaf konusunda da ciddi rekabet hâlindeler. Yalnız bu konuda halefin selefi arattığı durumlar da oluyor. Gerçi böyle söyleyince kafalar da biraz karışıyor. Halef-selef dengesi de şaştı; kimin halef, kimin selef olduğu da belli olmuyor, yarın bir bakmışsınız kum saati devrilmiş. Gafların zirvesi hiç şüphesiz Sayın Özhaseki'nin depremzede vatandaşlarımızın söylediğini iddia ettiği "Vallahi, yıkıldığı iyi olmuş, bize mis gibi villa verdiniz." güzellemesiydi. Size soruyorum: Yeterli altyapısı olmayan konteyner kentler için ne söylersiniz? Hâlen çadırlarda yaşayan vatandaşlarımız için ne söylersiniz? Çarpık kentleşme hakkında ne söylersiniz? Kangrene dönmüş kentsel dönüşüm sorunu için ne söylersiniz? İmar rantı için ne söylersiniz? Doğayla inatlaşmanız için ne söylersiniz? Bilime kafa tutmanız için ne söylersiniz?
Sayın milletvekilleri, deprem tabii ki doğal bir felakettir. Depremin etkisini azaltmak ve tam tersi, daha yıkıcı olmasını önlemek yöneticilerin erkindedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gürban, lütfen tamamlayın.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Devamla) - Ne yazık ki bazı yöneticiler mevkilerini, makam sorumluluklarını şahsi çıkarları için kullanmaktadır.
Deprem yıkımının en fazla hissedildiği Hatay'ın ana vatana katılışının 85'inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Gazi Atatürk, Hatay'ı şahsi meselesi gördü; bugün ise Hatay âdeta talan ediliyor, pay ediliyor, bazıları Hatay'ı şahsi çıkarı olarak görüyor. Hatay'da iddialara göre TOKİ inşaat işini alan firmada çalışan işçi kardeşlerimiz yapılan hataları söylemiş. Bunun üzerine firma yetkilileri hatalı yerleri sıvayla örtmüş, aynı yerde şubat ayında zemin kayması olmuş. Mevcut zeminin uygunluğu konusunda da ciddi şüpheler var. Söz konusu iddialar araştırılarak vatandaşlarımızın haklı endişelerinin giderilmesi gerekmektedir.
Sözlerime son verirken, iktidar vekillerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini hatırlatmak istiyorum: "Siz ülkenin çıkarlarını siyaset uğruna çiğner geçerseniz, görmezden gelirseniz, yok sayarsanız millet de sizi çiğner geçer, yok sayar."
Yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)