GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:25.07.2024

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda "vergi paketi kanunu" olarak tanımlanan teklifin 12'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2002 yılında iktidara gelen AK PARTİ'si yirmi iki yılı aşkın süredir ülkemizi yönetmektedir. AK PARTİ'sinin yirmi iki yıllık bu uzun süreçte en iyi yaptığı iş kendilerini ve yandaşlarını zengin etmek, zenginliklerine zenginlik katmak olmuştur. Bu zenginleşmenin faturası ise sürekli olarak yoksul milletimize ödetilmiştir. AK PARTİ'sinin ekonomi yönetimi ciddi bir bilgi ve vizyon eksikliğiyle karakterizedir. Ekonomiyi yönetmek sadece günlük kararlarla değil uzun vadeli stratejik planlarla mümkündür. Ancak iktidarın ekonomi politikalarına baktığımızda bu tür bir stratejik vizyonun eksik olduğunu, deneme yanılma yöntemiyle ekonomiyi yönetmeye çalıştığınızı ve her seferinde yanıldığınızı, her yanıldığınızda ise faturayı, ortaya çıkan ceremeyi vatandaşlarımızın çektiğini görmekteyiz.

AK PARTİ'si iktidara geldiğinde Türkiye ekonomisi ciddi bir krizden çıkmış ve toparlanma aşamasındaydı. İlk yıllarda yaşanan ekonomik büyüme daha çok küresel ekonomik koşulların ve kendisinden önceki hükûmetin yapısal reformlarının etkisiyle gerçekleşmişti ancak bu büyüme sürdürülebilir bir model üzerine inşa edilmemişti. 2002 yılından bu yana Türkiye'nin dış borcu sürekli olarak artmıştır. 2002 yılında 129 milyar olan dış borç 2024 itibarıyla 500 milyar doları geçmiştir, bu borçlanma ekonomimizin kırılganlığını artırmış ve dış finansmana bağımlı hâle getirmiştir, bu durum ekonomik krizlerin derinleşmesine neden olmuş ve sürdürülebilir bir büyüme modelinin oluşturulmasına engel olmuştur. AK PARTİ'si iktidara geldiği günden bugüne krizleri perdelemek, açıkları kapatmak için de olsa kendilerinden önceki kazanımları devletin elinde ne var ne yoksa satma yolunu tercih etmiştir. Özelleştirme politikaları, kamu kaynaklarının özel sektöre devredilmesi ve kısa vadeli gelir elde edilmesi amacını taşımaktadır ancak bu politikalar uzun vadede ülkenin ekonomik bağımsızlığını zedelemekte ve kamu hizmetlerinin kalitesini düşürmektedir. İktidar, ekonomide sebep oldukları açıkları kapatmak için ya yeni vergiler icat etmiş veya mevcut vergileri artırmıştır. Yapılan düzenlemelerle birlikte birçok temel ihtiyaç maddesi üzerindeki vergiler artırılmış ve yoksul vatandaşların yaşam maliyeti daha da yükselmiştir, bu durum vatandaşlarımızın alım gücünü düşürmekte ve yaşam standartlarını olumsuz etkilemektedir. AK PARTİ'sinin ekonomi politikaları sosyal adalet ve yoksullukla mücadele konusunda da yetersiz kalmıştır. İktidarın yoksullukla mücadele stratejisi daha çok sosyal yardımlar üzerinden yürütülmektedir ancak bu yardımlar yoksulluğun nedenlerini ortadan kaldırmak yerine geçici çözümler sunmaktadır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik Türkiye'nin en önemli sorunlarından biridir. AK PARTİ'si döneminde gelir dağılımındaki adaletsizlik daha da artmıştır. Yoksul vatandaşın geliri her geçen gün azalırken tuzu kuru mutlak azınlık daha da zenginleşmiştir, bu durum toplumsal huzursuzlukları artırmakta ve sosyal adaleti zedelemektedir. İşsizlik oranları AK PARTİ'si döneminde sürekli olarak yüksek seviyelerde seyretmiştir, özellikle genç işsizlik oranları ülkemizin en önemli sorunlarından biri olmuştur. Genç nüfusun işsiz kalması sosyal sorunları da beraberinde getirmekte ve ekonomik büyümenin önündeki en büyük engellerden biri olmaktadır.

AK PARTİ'sinin dış politika tercihleri ekonomik bağımsızlığımızı da olumsuz etkilemiştir. Dış politikanın ekonomi üzerindeki etkisi özellikle son yıllarda daha belirgin hâle gelmiştir. Sayenizde Türkiye dış finansmana bağımlılığı nedeniyle uluslararası arenada zayıf bir konumda bulunmaktadır. İktidar ekonomide yaşanan açıkları kapatmak için sürekli olarak dış yardımlar ve finansman arayışına girmektedir. Bu durum ülkemizin uluslararası arenada bağımsız hareket etme kabiliyetini zayıflatmış, dış politikanın ekonomiye bağımlı hâle gelmesine sebep olmuştur. Özellikle Körfez ülkelerinden ve diğer dış kaynaklardan alınan yardımlar kısa vadeli çözümler sunmakta ancak uzun vadede ekonomik bağımsızlığımızı zedelemekte, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almaktadır.

AK PARTİ'si döneminde ihracat artışları yaşanmış olsa da ithalat oranları çok daha fazla yüksek oranlarda seyretmiştir. Bu durum cari açık sorununu derinleştirmiş ve döviz rezervlerinin erimesine yol açmıştır. İthalata dayalı büyüme modeli sürdürülebilir değildir ve ekonomik krizlerin temel nedenlerinden biridir.

Sonuç olarak, yıllardır tüm uyarılarımıza rağmen inatla akla ziyan ekonomi ve maliye politikaları uyguluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen tamamlayın.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bir dönem siyasi propaganda malzemesi yapabilmek için vergilerde indirime dahi gittiniz ve bu şekilde büyümeyi artıracağınızı düşündünüz ama her zamanki gibi yanıldınız. Şimdi, ne var ne yok satarak, vergilere zam üstüne zam yaparak bu krizin içinden çıkabileceğinizi sanıyorsunuz ama yine yanılıyorsunuz. Artık, milletimizde sizin hatalarınızın bedelini ödeyecek güç kalmamıştır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)