GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:25.07.2024

SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 159 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine söz aldım.

Maddeyle vergi aslının uzlaşma kapsamından çıkarılması öngörülüyor. Uygulanan bir vergi veya ceza üzerinde uzlaşılması idare hukukunun belirlilik ilkesine aykırı. İdarenin keyfî uygulamalarının bir göstergesi olarak bazı mükelleflere, yalnızca bazı ayrıcalıklı mükelleflere, uzlaşmada fazlasıyla avantaj sağlanıyor aslında. Hâlihazırda haksız bir idari işlem olarak görülen vergi veya cezalar, zaten yargıya taşınarak iptale konu edilebiliyor. İdari işlemin hukuka uygunluk karinesi gereği ancak yargı tarafından iptal edilmeyen bir vergi veya cezası geçerliliğini koruyor. Hâl bu iken kanunda gösterildiği şekilde tarh edilen vergi veya cezalarda uzlaşmak, vergiye uyumlu olan mükelleflere haksızlık olmayacak mı? Bu haksızlık, vatandaş, mükellef nezdinde yükümlülüğünü yerine getirmenin lüzumsuz olduğu algısına yol açmayacak mı? Sorumluluktan kaçmayı teşvik etmeyecek mi? Biz, İYİ Parti olarak uzlaşma müessesesinin düzeltilmesi için iktidara defalarca uyarıda bulunduk, uzlaşmanın Gelir İdaresi Başkanlığının vergi toplama çalışmalarını baltaladığını belirttik. cezaların silinmesinin denetim elemanlarının çalışma motivasyonunu bozduğunu ifade ettik. Bugün bu maddeyle vergi aslını uzlaşma kapsamından çıkarıp vergi cezaları için uzlaşmayı devam ettirecekseniz yarın başka düzenlemelerle cezayı aslında ceza almaktan çıkararak hatta muhatapları için kâra bile dönüştürecekseniz o zaman vergi müfettişlerine ne gerek var? Öyle ya, harcadıkları mesai sonunda hiç edilecekse, varlıklarının önünde sonunda beliren cezasızlık münasebetiyle caydırıcı bir yanı kalmayacaksa veya eğer sıklıkla çıkan vergi afları dolayısıyla oluşan "Zaten af çıkacak." beklentisi, rahatlığı, güveni... Af nihayetinde daha avantajlı olduğu için uzlaşanları da vergilerini ve cezalarını ödemeye sevk ediyor. Yani, aslında uzlaşma müessesesiyle de hedefe varılamıyorsa ceza uzlaşmasının gerçek bir çözüm sunup sunmadığını bir kere daha düşünmek zorundayız. Biz, evet, vergi aslının uzlaşma kapsamından çıkarılmasını aslında olumlu karşılıyoruz ama cezalarda uzlaşmanın devam etmesini sıraladığım nedenlerle doğru bulmuyoruz; vergi aslında sorun yoksa cezasında da yoktur, olmamalıdır.

Bir diğer husus, merkez ve taşra teşkilatlarının uygulamaları arasındaki uçurumlar. Taşrada uzlaşılan miktarlar düşük kalırken merkezî düzeyde çok ciddi miktarlar üzerinde uzlaşılabiliyorsa hatta bazı cezalar tamamen silinebiliyorsa, ah o bazı kimseler, işte o bazı kimselere emsalsiz avantajlar sağlanıyorsa ve bütün bunlarla ilgili tıpkı burada günlerdir Sayın Bakanın da duymadığı gibi ilgililer, yetkililer hiçbir izahat vermek mecburiyeti duymuyorsa bu bir tek sonuç doğurur: Kuvvetli bir istismar şüphesi.

Komisyonda da ifade edildi, son verilere göre vergi cezasında uzlaşılan oran yüzde 7. Bu, ne demek? Uygulamada vergi cezalarının yüzde 93'ü silinmiş; inanabiliyor musunuz, neredeyse tamamına yakını. İYİ Parti olarak biz bu yönteme derhâl son verilmesi çağrımızı tekrarlıyoruz. Sorumsuzluğun fiilen yerleşik hâle gelmesi, sistemin yozlaşması dışında hiçbir katkısı bulunmayan bu sisteme derhâl son verilmeli, görevli personelin ciddi bir mesai ve emek harcayarak yaptığı incelemeler sonucunda bulunan cezalar aynen tahsil edilmelidir.

Biz, Komisyonda verdiğimiz önergeyle uzlaşma müessesesini düzenleyen bütün maddelerin ilga edilmesini istemiştik ama malum reddedildi. Hiç değilse ceza tarafında uzlaşma devam edecekse de buna bir üst sınır belirleyelim. Hem istismarı, iltiması engelleyecek hem de idareye güveni yeniden tesis edecek şekilde gelin bunun yöntemini somut kriterlere bağlayalım. Yoksa olacağı belli; döneceğiz dolaşacağız ağa ile maraba fıkrasının içinde bulacağız yine kendimizi.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)