GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:25.07.2024

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Sayın Başkan, çay ocağında çalışan değerli emekçiler, not alan kıymetli stenograflar, sayın kavaslar ve sevgili milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

Konuşmama başlamadan önce, dün akşam burada aslında Tolkien'in Orta Dünya'sına ait bazı figürlerin uyguladığı şiddeti kınıyorum, özellikle Ali Bozan Vekilimize yumruk atan bu zihniyeti lanetliyorum! Biliyorsunuz ki etrafta ceza kesen trafik polisleri görünce, vergi düzenlemeleri görünce bu halk biliyor ki iktidarın halkı silkeleme, cebindeki son kuruşu aşağıya indirme çabaları başlamıştır, bu düzenleme de tam bunu gösteriyor. Şu an esneyerek bu vergi düzenlemesini geçiren, geçirmeye çalışan iktidarın hedefi yine halkı silkelemek, cebinde kalan son parayı, son kuruşu almaktır. Haraç ile vergi arasındaki farkı, gerçekten de o ince perdeyi iyice incelttiğiniz bir süreçten geçiyoruz. Haraç ile vergi arasındaki fark rıza, fayda, meşruluk üzerinden ilerler; haracı alan kişinin size bir faydası yoktur, sizden rıza beklemez ve meşru bir yanı yoktur. Bu vergi düzenlemesi de tıpkı eşkıya gibi, halkın kesesine, boğazına, tam cebindeki paraya çöktüğünüz, haraç kestiğiniz bir sistemden farklı değildir. Bir sabah, Batmanlı Mehmet, yatağında, uyanıyor ve diyor ki: "Bugün ben tasarruf tedbirleri uygulamalıyım, ben vergi uygulamalıyım, iktidardan kesinti yapması için hiçbir girişimde bulunmayıp halktan bir fedakârlık yapmasını beklemeliyim." Gelir İdaresinin sayfasında çocuklara vergi meselesini öğretmek için bir tane video koymuşlar. O videoda çocuk yürüyor, arkada da işte, köprüler var, barajlar var, inşaatlar var, havalimanları var; bir bakıyoruz, bunların hiçbirini bizden vergiyi toplayan devlet yapmıyor, atıyorum, işte, Limaka veriyor, Kalyona veriyor, ona bir de 120'yi aşan sefer de vergi muafiyeti getiriyor, sonra geliyor, emekliye diyor ki: "Sen 10 bin lirayla geçin." Bugün taksiye bindim ve taksinin sürücüsü emekli bir adamdı ve bana dedi ki: "Elini o masaya böyle vura vura, cesaret ederek, o elini vurmaktan hiç çekinmeden onlara söyle, ben 63 yaşındayım, yirmi altı yıl bu devlete prim verdim, yirmi altı yıl. O devlet yirmi altı yıl boyunca verdiğim primden bana şimdi 10 bin lira veriyor. Ben devlete vereceğime bir ev alsaydım o evin kirası şu an 30 bin, 40 bin olurdu, devletin aldığı bu haracı ödemek zorunda kalmazdım. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Benim emekli olarak gündemim köpek öldürmek değil." dedi. "İlla birini öldüreceklerse, beni 10 bin liraya yaşamaya maruz bırakacağına zehri bana versin, beni öldürsün." dedi. Bunu alın, kulağınızın üstüne mi koyarsınız, içine mi koyarsınız, kafanıza mı koyarsınız ama bir yere yazın çünkü senetli köleliğe mecbur bıraktığınız bir halk var burada. Maaşın kökünden, asgari kökünden, kök hesaptan bahsediyorsunuz, insanlara "Zıkkımın kökünü yiyin!" diyorsunuz; hakikaten o hâle getirmiş durumdasınız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Vergiyle sağlık, güvenlik gibi bir şey sağlamak zorundasınız, sokaklar kırmızı bültenle aranan uyuşturucu tacirlerinin, mafya liderlerinin olduğu yerlere dönmüş durumda. Sağlık binaları var, içinde doktor yok. Emekli maaşının -partimizin kesinlikle önerdiği bir şeydir bu- en az 31 bin lira olması gerekiyor şu anda ve insanların huzurla yaşlanma hakkına sizin saygı duyma mecburiyetiniz vardır, eğer iktidar olmayı kabul ettiyseniz saygı duyma mecburiyetiniz vardır. Bal çalanı arı sokar ve sizi yerel seçimlerde emeklilerin arısı soktu ve bir sonraki seçimde önlerine bir daha sandık geldiğinde sizi uyutacak o son iğneyi de sokacaklar ve o zaman oturup düşüneceksiniz, "Biz ne yaptık, biz ne ettik?"

Son olarak, konuşmamı bitirirken, bütün emeklileri şu anda yapmakta olduğumuz ekmek ve adalet buluşmalarına çağırıyorum. Vergi adaletinin sağlanması, ekmeğin hakkıyla, hukukuyla onların masasına gidebilmesi ve bu gelirden, bu inşa ettikleri her şeyden hak ettiklerini alabilmeleri için bütün bu sisteme dâhil olabilmeleri, tartışmaya dâhil olabilmeleri için onları partimize çağırıyoruz. Sizin uykunuz kaçmalı, bizim uykumuz kaçıyor insanlar sokakta aç diye, emekli aç diye, asgari ücretli aç diye ama sizinki kaçmıyorsa bizimki kaçıyor ve bunun için çalışmaya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akça Cupolo, lütfen tamamlayın.

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - Hemen bitireceğim.

Uykunuzun kaçması için elimizden geleni yapacağız ve insanların bu paydan, pastadan, bu vergi verdikleri sistemden hak ettiklerini almaları için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Yine bütün emekçileri saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)