GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bir talebim var, Genel Kurula arz etmek istiyorum: İktidar mensupları çoğunluk sağlandığı zaman slogan atıyor. Hani Meclisin mehabeti gereği, bunun atıldığı esnada sesin kesilmesi... Yabancı dillere kapatıldığı gibi, yabancı dil kullanıldığı esnasında mikrofon nasıl kapatılıyorsa, bu sloganlarda da kapatılması bence Meclisin saygınlığının korunması açısından iyi olur diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Çalışkan, siz Genel Kurula etkili konuştuğunuzdan oluyor, siz Genel Kurula konuşun. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım, müsaade edin arkadaşlar konuşsun da maksat, sürem geçmesin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Başkanım, süre benden gidiyor, müdahale var.

BAŞKAN - Efendim, sürede bir şey yok, siz konuşun efendim.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Peki.

Değerli milletvekilleri, bu yasa fahiş cezalarla dolu, bu yasa sendikasız memurları cezalandıran bir yasa, bu yasa esnafa kıskaç uygulayan bir yasa. Bunlardan geçtik, bu yasa, mademki vergi kanunuyla ilgili, hepimizin bildiği "asrın felaketi" olarak isimlendirilen bir deprem yaşadık, 15 milyon insanımızın yaşadığı bölgede deprem yaşandı, bu deprem neticesinde bölgedeki mükelleflere yönelik uygulanan mücbir sebep uygulaması 31 Ağustos 2024 itibarıyla sona eriyor.

Şimdi, "asrın felaketi" diyor iktidar, evet, doğru, asrın felaketi ama sorumluluktan kaçmak için bunu söylüyor. Asrın felaketiyse, siz bu süre içerisinde görevinizi yerine getirdiniz mi, hayat normale döndü mü? Bu yok. Bakın, hâlen TOKİ konutları teslim edilmedi, kura yapıldı, insanların eline geçmedi.

Şimdi, değerli milletvekilleri, şunu söylemek isterim: Bize inanmayabilirsiniz, "Muhalefet her şeyi tersinden görüyor." diyebilirsiniz ama burada, Hatay, Şanlıurfa, Malatya, Adıyaman milletvekilleri var, çıkıp söylesinler, gerçekten depremin etkileri bitti mi, deprem bölgesinde hayat normale döndü mü, yoksa hâlen ilk günkü gibi duruyor muyuz? Hâlen insanlar konteyner çarşılardaki iş yerini bulduğu an şükrediyor, konteyner çarşıdaki bir esnaf, dükkânını sırf hayat normale dönsün diye açıyor, bu dükkânı açıyor ki "Hayata tutunmuş olayım." diye. Onun için de böyle bir durumda SGK primlerinin, BAĞ-KUR primlerinin affedilmesi gerekir, bunları kamu kendi üstlenmeli. Arkadaşlar, devlet niçin var? Devlet hangi günler için var? Vatandaşın tüm birikimini, hayatını, geçmişini, ailesini, çevresini kaybettiği bugünde yoksa ne zaman var olacak? Onun için, deprem bölgesindeki bu desteğimizi 31 Ağustos itibarıyla artıralım ve ben şunu söyleyeyim: Vatandaşın beklediği çok bir şey de yok aslında, beklediği tek şey gölge etme, başka ihsan istemem. Deprem bölgesindeki üniversitenin akademisyenleri başka ile gidecek, kadro açılıyor; üniversite yönetimi muvafakat vermiyor "Eğer biz size muvafakat verirsek burası boşalır, gelmez." diye; öyleyse burada görev yapacak memuru, akademisyeni teşvik edin, deprem bölgesinde görev yapacak insanlara deyin ki: "Sizin burada kalmanız için size ekstra şu katkıyı veriyoruz."; yok.

Deprem bölgesindeki insanların araçları hurdaya çıktı, enkaz altında kaldı, deyin ki: "Bu araç karşılığında biz sizin ÖTV'siz araç almanızı sağlayacağız." Bakın, Van depreminde beş yıl süreyle bu destek sürdü ama Hatay depreminde bir buçuk yılda bitiyor ve bugün gerçekten durum çok çok vahim.

Burada konuştuklarımızı belki şaka zannediyorsunuz, isterim ki herkes gelsin, orayı görsün, o insanımızın acısını yerinde anlasın. Bugün yapılması gereken şey tersine göçü teşvik etmek, o bölgeye insanların yatırım yapması için, ayrılan insanımızın bölgeye dönmesine...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Kaç dakika uzatıyorsunuz Başkanım?

BAŞKAN - Kuralımız neyse o.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Eyvallah Başkanım.

Dolayısıyla da bölgedeki insanların çalışmasını sağlayacak altyapı oluşturulmalı.

Bakın, bu deprem bölgesi burada neyle gündem, biliyor musunuz? Rezerv alanıyla. Sapasağlam evi alıyorsunuz, yıkıyorsunuz, sonra da adamı borçlandırarak ev veriyorsunuz. Ben eminim ki bu iktidar mensuplarının bile yüzde 90'ı rezerv alan uygulaması nedir, hâlen bilmiyor. Bir taraftan iyi, yıkılan evlerin yenisi yapılıp veriliyor ama bir taraftan da sağlam binayı yıkıyorsunuz, karşılığında adama ne verilecek belli değil; bire bir borçlanıyor. Hâlen çözülmedi ve onun için yapılması gereken, deprem bölgesine yönelik özel yasa çıkarmak. İnsanlar evlerini, eşyalarını kaybetti; bütün esnaftan liste aldınız, "Verin, biz size yardımcı..." Ne eşya yardımı ne ev yardımı ne de iş yeri olan esnafa yardım, bunların hiçbiri yapılmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çalışkan...

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım, müdahaleyi de... Bir yarım dakika daha...

BAŞKAN - Sayın Çalışkan, teşekkür ediyorum.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Selamlamak için Başkanım...

BAŞKAN - Lütfen... Bak, ben herkese aynı uyguluyorum; istirham ederim, lütfen.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)