Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 109 |
Tarih: | 26.07.2024 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi kanunlarına ilişkin düzenlemede 21'inci maddede söz aldım partim adına. Hepinizi saygıyla selamlıyorum grubum adına.
Değerli arkadaşlarım, burada birçok konuşma yaptık; kanun yapma tekniği açısından bu şekildeki torba düzenlemelerin ne kadar sakıncalı olduğunu, Parlamentonun bir kanun yapma fabrikası olmadığını, temel kanun şeklinde görüşülecek olan birtakım düzenlemelerin torba kanun şeklinde düzenlenmesinin sakıncalarına değindik ama arka arkaya yapmış olduğumuz bütün uyarılara rağmen AKP bu uyarılara kulağını kapatıyor ve bu şekilde bir düzenleme getiriyor. Bunda da yine 10 kanuna, 1 KHK'ye ve 54 maddeye ilişkin bir düzenleme yapılıyor. Bu konuda da 104 sayfadan oluşan -Rahmi Aşkın Türeli'ye de buradan teşekkür ediyorum, altında imzası olan Komisyon üyelerimize- çok ciddi bir muhalefet şerhi var, orada ayrıntılar var, çok ayrıntıya girmek istemiyorum.
KDV'ye ilişkin burada bir düzenleme var. Şimdi, buna ilişkin düzenleme yapılıyorken, Komisyon üyelerimiz ısrarla vergi kanunlarına ilişkin düzenleme yapılıyorken ilgili Bakanın mutlaka Komisyona gelmesi gerektiğini söylediler ve buna ilişkin sözler söylendi ama Sayın Bakan Komisyona gelmedi, gazetelere yapmış olduğu açıklamada özellikle dar gelirlilere ilişkin herhangi bir aleyhte hüküm olmadığını, onları aleyhte etkileyecek herhangi bir durumun olmadığını -gazetelere ve basına verdiği demeçlerde- söyledi.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada özellikle geçiş garantili yollar ve hasta garantili hastanelere ilişkin olan düzenlemelerde getirilen vergi yükünün, onların sahiplerine herhangi deve tüyü kadar yani bir karınca kadar yük getirmediğini görüyoruz. O da neden?
Bakın -bu konuda olan- yani özellikle özel yap-işlet-devretlerde, bir de kamu-özel iş birliğinde, buna ilişkin sözleşmelerde -altında olan Türkiye'de yanılmıyorsam 44 kişi var- bir tarafta 44 kişi var, öbür tarafta başka bir şey daha var. Burada, bu kanunun içerisinde başka bir düzenleme yapıyorsunuz. Örneğin, yurt dışına çıkış harcına ilişkin daha önce 150 lira olarak gözüken miktarı 500 liraya çıkarıyorsunuz ve diyorsunuz ki: "Biz bunu yaptığımız zaman, aslında biz bu düzenlemeyle, o yap-işlet-devretlerle, kamu-özel iş birliğiyle ilgili olan kişilerden daha çok para alacağız." Her ikisinin miktarlarına baktık, o 44 kişiyi ilgilendiren miktardaki şeyde normal 2 milyar 800 milyon liralık bir tahakkuk öngörüyorsunuz. Buradan geçen düzenlemeden sonra üzerine gelecek miktar 577 milyon lira -Rahmi Aşkın Türeli beni düzeltsin- ama bunun yanında aynı şekilde şu pasaportlara ilişkin düzenleme 8,7 milyon kişiyi kapsıyor değerli arkadaşlarım. Buradan gelen miktar ise -hemen buradaki şeylere de bakalım- 4,3 milyar liralık bir şeyi kapsıyor, neredeyse onun 8 katı, 9 katı. Şimdi, diyebilirsiniz ki: "Ya, zengin olmayanlar zaten yurt dışına çıkmıyor." Öyle değil arkadaşlar. Mesela benim seçim bölgem açısından bizim orada Sarp Sınır Kapı'mız var, Sarp Sınır Kapısı'ndan Gürcistan'a gidebilmek için zengin olmanıza gerek yok, ortalama vatandaşlar da hafta sonu yurt dışına çıkıyorlar. Siz burada 150 lirayı 500 lira yaptığınız zaman sadece bunu zenginler, varsıllar üzerinden düşünmeyin, ortalama kişiler üzerine de o yükü getiriyorsunuz. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Yani Sayın Bakan diyor ki: "Bunun normal, ortalama vatandaşa herhangi bir şeyi yoktur." Aslında vatandaşın sırtına biniyor. Her ikisini beraber karşılaştırdığımız zaman buradan doğabilecek yani sizin öngörmüş olduğunuz vergi paketiyle ilişkili olarak bir tarafta 577 milyon lira var; 577 milyon lirayla getirilecek olan yük 44 kişiye, bir tarafta da 8,7 milyon kişi var. Bana sorarsanız 44 kişinin mi serveti çoktur; 8,7 milyon kişinin mi? Emin olun hesaplamadım ama o 44 kişinin serveti 8,7 milyon kişiden daha çoktur değerli arkadaşlarım. Yani bu getirilen düzenlemenin kime yaradığını, kime yaramadığını göstermesi açısından ilginç bir örnek vermek istedim.
Bunun dışında, dün, biliyorsunuz, kamuoyuna yansıyan bir olay daha var. Mesela SGK borçlarına ilişkin olarak belediyelere ilişkin düzenleme, Sayın Erdoğan'ın yapmış olduğu açıklama. Değerli arkadaşlarım, eğer bu var ise, buna ilişkin alacaklar muaccel idiyse takibe konu olmak için neyi beklediniz? Bütün sözcülerimiz de bunu ifade ettiler, bugüne kadar neyi beklediniz? Bakın, dün Ali Müfit Gürtuna'nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin eski Başkanının yaptığı bir açıklama var, diyor ki: "Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesini bunlardan aldığım zaman 1,5 milyar dolar borçla aldım." Değerli arkadaşlarım, bir daha söylüyorum: "1,5 milyar dolar borçla aldım. İstanbul Büyükşehir Belediyesini devrettiğimde sıfır TL borçla devrettim." Demek ki bunlara ilişkin, işlemlere ilişkin bir problem var. Yani siz uzun zamandan beri takiplerle alakalı, icra takipleriyle ve ilamlara ilişkin olarak üzerinize düşen görevleri yapmadınız. 31 Marttan sonra "Kral çıplak." dediniz, belediyeler değişince diyorsunuz ki: "Takip yapalım." Bunu kabul etmek mümkün değil değerli arkadaşlarım. Bunu şiddetle reddediyoruz ve kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Ama orada 4,5 milyar...
BAŞKAN - Sayın Bayraktutan, lütfen tamamlayın.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Diğer belediyeler açısından da bu anlamda Hükûmetin üzerine düşen objektiflik görevini yerine getirmesi elzemdir.
Sözlerimi bitiriyorken de seçim bölgeme ilişkin bir şey söyleyeceğim. Bakın, Cerattepe'ye ilişkin burada birçok konuşma yaptım değerli arkadaşlarım. Rize İdare Mahkemesinin -bizim bas bas bağırdığımız- "Burada hukuku katlediyorlar, Artvin'deki madencilik faaliyetlerine izin veriyorlar." dediğimiz kararına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde hak ihlali kararı verdi. Ve dedi ki: "Burada alt mahkemenin 91 sayılı Genelge'ye dayanarak yapmış olduğu düzenleme, daha doğrusu buna ilişkin vermiş olduğu karar uygun değildir." ve oradaki kararı kaldırdı. Biz merak ettik bu karar uygulanacak mı diye. Rize İdare Mahkemesi Anayasa Mahkemesinin kararına uydu arkadaşlar; çok güzel, hâlen bu ülkede hâkimler var. Şimdi, bekliyoruz ki Cengiz İnşaat Cerattepe'yi ne zaman boşaltacak? Bekliyoruz, ne zaman boşaltacak? (CHP sıralarından alkışlar) Bekliyoruz, boşaltacak; inşallah kararın gereği yerine getirilir diyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)