GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Madde KDV düzenlemesine ilişkin; hani geçici olarak getirilen, sonra kalan, hani ÖTV gibi bir şekilde bir yasa, bir vergi düzenlemesi. Burada KDV düzenlemesindeki madde şu: Bir şirket el değiştirirse... Bir adam, esnaf batmış, iş yerini devretmiş "Biz bu esnafa nasıl üzülürüz, bu iş insanını nasıl kurtarırız?" diye bir çaba aranmıyor -batmış- yangından mal kaçırırcasına, batan geminin mallarını kurtarırcasına "Batan adam batsın ama biz şu KDV'mizi eğer şirket el değiştirirse nasıl takip ederiz." bunun peşine düşülmüş herhâlde; bunları kim, nasıl akıl ediyor anlamak mümkün değil. Belli ki alelacele bir yasa çıkarılıyor, 16 Temmuzda Komisyona getiriliyor, 18 Temmuzda görüşülüyor çünkü arkadaşların çok çok acelesi var. Çok çok acelesi var, yazın ortasında bunu görüşüyoruz. Yani, insan sormaz mı? Aylardır bu Meclis açık, aylardır her şey görüşülürken niye bunlar bugüne kaldı, anlamak mümkün değil.

Benim deprem bölgesi milletvekili olarak KDV'yle ilgili özel isteğim şu: Siz gölge etmeyin, başka ihsan istemez. KDV ödemelerini geciktirmeyin, hemen ödeyin, insanlar bundan mutlu olsun. Ayrıca, 30 kata varan cezalar var. Ne olur, deprem bölgesini hiç olmazsa bu cezalardan muaf tutun, düşene "Bir tekme de biz vuralım." demeyin. Esasen yapılması gereken şey faizi durdurmak. Bakın, siz yirmi iki yıl içerisinde faizle beslenen büyük bir canavar oluşturdunuz. 600 milyar dolardan fazla parayı faize ödediniz. O kadar astronomik, o kadar büyük rakamlar ki milletimizin aklı havsalası almayacak kadar rakam. Arada faize salladığınız için de millet sizin faizden uzak durduğunuzu zannediyor, gelmiş geçmiş en faizci dönemle karşı karşıyayız. Ve o kadar faiz ödüyoruz ki tasarrufun toplamından bir yılda elde edilecek rakam 33 milyar, sizin sadece on günde faize ödediğiniz rakam bu.

Değerli milletvekilleri, ceza tahsil oranları -duyunca inanamadım- 1,3; yüzde 1'i tahsil ediliyor. Yanlışsa düzeltin, gerçi bir şeyle ilgilendiğiniz de yok, o da ayrı mesele ya çünkü bu kadar laf konuşuluyor, şu kadar insan çene patlatıyor; ben alanın uzmanı değilim, sahada olan birisiyim ama alanın uzmanları da dâhil konuştu, tek bir virgülüne dokunmadınız; ya anlamadığınızdan ya ilgilenmediğinizden ya da bir şeyleri düzeltelim diye bir derdiniz olmadığından. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Ceza çözüm değil, öyleyse ne yapmalı? Biz bu insanlar bu vergileri nasıl öder; ona gayret etmeliyiz. Ne yaptınız? Yurt dışı harç pulu 3 bin liraya çıkacakmış -ölümü gösterip sıtmaya razı ettiniz- 500 lira olmuş; hay Allah sizden razı olsun! Her birimize 2.500 lira sanki hibe, destek verdiniz gibi böyle pazarlıyorsunuz. Öyle bir ülke ki sınırlar kevgir gibi, gireni çıkanı belirsiz ama Deli Dumrul gibi her çıkandan da mutlaka söke söke vergiyi alırız. Niye vergiyi alırız? İşte, belli turizm otellerine katkı olsun diye.

Değerli milletvekilleri, iktidar hep alma ağacına binmiş, hiç verme ağacına binmemiş. Yahu, bir tane de arada "Esnafa da şöyle bir destek veririz." "İnsanlara, iş insanlarına böyle bir katkımız olur." bunlar yok. Ne var? Deprem bölgesinde yaptığınız en büyük destek kredi vermek. Ne var? "Eğer sen bu kadar hengâmeye rağmen, bu kadar büyük deprem malını mülkünü, servetini götürdü, her şeyin bitti ama yine de ayakta kaldıysan son bir şans tanıyalım, kredi al, krediyle bat." Buna maalesef zemin hazırlıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, bu yasaya -dikkatinizi çekti mi bilmiyorum- bürokratlar oturmuş kendi pencerelerinden her şeyi yazmışlar; hiç esnaf yok, hiç iş insanı yok, hiç hayatın olağan akışı yok, mükellef yok, sade vatandaş da yok. Vergiyi tahsil edeceğiz, ceza... Kaçanı kovalayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada faiz konusunun istismar konusu değil inancımızın gereği olduğunu, değerlerimizin bir parçası olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu millete yaptığınız en büyük kötülüklerden biri herkesi ama herkesi yediden yetmişe faize batırmış olmanız, bankalara mahkûm etmiş olmanız. Eskiden "Bankadan uzak durayım." diyen herkes, bugün bankayla iş yapmak, bir şekilde bankayla beraber olmak zorunda.

Bu arada, bugün, değerli arkadaşlarım, sonraya bırakayım ama şu sözleri gerçekten biraz ciddiyetle dinleyin. Burada sadece muhalefet için değil gerçekten bazı hususların sorgulanması gerekir, şu acılı insanlar, şu yok olan esnaf, bu kadar insan batıyor, şirketler el değiştiriyor; niye? Bunlara bir çözüm bulun arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çalışkan.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Ben teşekkür ediyorum Başkanım.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)