Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 109 |
Tarih: | 26.07.2024 |
ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, vergi kanunlarında değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin 24'üncü maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 24'üncü maddesi, depremler nedeniyle afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde yabancı devlet kurum ve kuruluşlarıyla anlaşılarak yapılacak ve bağışlanacak olan konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasında katma değer vergisi istisnası sağlıyor. Depremden zarar görmüş illerimizde taş üzerine taş koyacak, insanlarımıza dokunacak, dertlerine çözüm olacak, acılarını biraz olsun hafifletecek tüm uygulamalara Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler tam destek veririz. Ancak işin içinde AKP olunca, yirmi iki yıldır uyguladığı yöntemleri de bildiğimiz için sormadan da edemiyoruz. Depremden sonra milyarlarca lira bağış toplandı, televizyonlarda kampanyalar yapıldı, yurt dışından bağışlar gönderildi, vatandaşlarımız dişinden tırnağından artırdığı paralarını AFAD'ın kampanyalarına yatırdı. Defalarca sordu muhalefet: Deprem yardımlarına ne oldu değerli arkadaşlar? Yüzyılın afetinde iktidarın arkabahçesine dönüşen Kızılayın çadır, battaniye, kan sattığını maalesef televizyonlarda utanarak izledik. Biz buradan tekrar soruyoruz: Deprem yardımlarına ne oldu? Günlük harcaması 53 milyon yani eski parayla 53 trilyonu geçen sarayın masraflarında mı kullanıldı, yandaş vakıflarına mı ya da yandaş müteahhitlerin hesaplarına mı aktarıldı? Çünkü toplanan yardımların depremzedeler için kullanılmadığı kesin.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarının yirmi iki yıldır yaptığı ve özellikle büyük şirketlere, holdinglere ve bazı yandaş gruplara sağlanan vergi muafiyetleri orta ve dar gelirli vatandaşların vergi yükünü artırmaktadır. Bu adaletsizlik toplumsal güveni sarsmakta ve milleti kutuplaştırmaktadır. Zengin zümreye ve iktidara yakın oluşumlara tanınan vergi istisnaları artan yoksulluk, baskıcı yönetim ve yanlış politikalarla birleşerek Türkiye'yi ağır bir ekonomik krizin içerisine sokmuştur maalesef. İktidar kriz yokmuş gibi davranabilir ancak Türkiye'de açlık sınırı 19 bin lirayken asgari ücret 17 bin lira, yoksulluk sınırı 65 bin lirayken emekli maaşı 12.500 lira. Saray iktidarı yönetiminde maalesef vatandaşımız yoksulluk bile yaşayamıyor. Sorarız "Kriz yok." diyorlar; doğru, saraylarda yaşayanlar lüks ve şatafat içinde devam ediyor nasıl olsa. Vatandaş evine ekmek götürebilmek için ikinci, üçüncü işte çalışırken iktidarın bürokratları ise 4-5 maaş almaya devam ediyor. Yetmiyor, şimdi de sözde SGK prim borcu olan belediyelerin gelirlerine Maliye Bakanlığının el koyacağı söyleniyor. 31 Martta Türkiye genelinde belediyelerin çoğu Cumhuriyet Halk Partisine geçince AKP iktidarı kendi yönetimlerindeyken ödeyemediği borcu şimdi tahsil etmek istiyor.
Bakın, memleketim Adana'dan bir örnek vermek istiyorum: Yüreğir İlçe Belediyesini tam otuz yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi kazandı, bunun yirmi yılını AKP'li belediyeler yönetti. Daha dört ay önce CHP'ye geçen Yüreğir Belediyesinin toplam borcu ise 884 milyon lira, iştiraklerin borcu hariç. Şimdi, tablo bu iken saraydan açıklama geliyor "Borcu olan belediyelerin gelirlerine el koyacağız." deniliyor. Peki, madem öyle, yirmi yıl sizin yönetiminizde olan belediyelerden borcu onlarca yıl niye tahsil etmediniz? Şimdi mi aklınıza geldi tahsil etmek? Aynı durum maalesef büyükşehirlerde Adana gibi, Bursa gibi, Denizli gibi, Manisa gibi birçok ilde de geçerli, hatta il ve ilçelerin tamamında bu var. Yıllarca belediyeleri de yandaş rant kapısı olarak gören zihniyet ekonomiyi batırıp seçimleri kaybedince belediyelere çökmeye başladılar.
Değerli milletvekilleri, hangi zorbalık yapılırsa yapılsın, hangi dayatmalar kanun eliyle uygulanmak istenirse istensin insana, doğaya, hayvana yaşadığı toprakları artık zulmeden bu anlayışın ömrü tükenmiştir. Belki yarın, belki yarından daha yakın bir zamanda kurulacak olan Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında adil, şeffaf bir yönetim anlayışıyla, demokratik değerlerin korunması ve sürdürülebilir ekonomik politikayla bu alaca karanlığı aydınlatacağız inşallah.
Umut dolu yarınlar için birlikte çalışarak daha adil ve refah bir Türkiye inşa edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)