GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 159 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, teklifin 28'inci maddesiyle kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2'den yüzde 2,25'e çıkartılacak. Bu sayede, SGK prim gelirlerinde beş ay içerisinde yaklaşık 4,6 milyar liralık bir artış beklenmekte.

29'uncu madde kamuoyunda çok tartışılan maddelerden bir tanesi, bu maddeyle en düşük emekli maaşı 10.000 liradan 12.500 liraya çıkartılacak yani milyonlarca emeklimiz sefalet ücretiyle yaşamaya devam edecek, mahkûm bırakılacak; bütçeye olan maliyeti de 33,2 milyar TL. Madde 31 de bununla ilgili, bu maddeyle alakalı; bu maddeyle, en düşük emekli maaşında yapılacak düzenlemeyle ortaya çıkacak 33 milyar liralık tutar için Cumhurbaşkanına, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine ödenek ekleme yetkisi verilmektedir.

Şimdi, bilindiği gibi, Anayasa'mıza göre, kurumlar, bütçe kanunuyla verilen ödeneğin üzerinde harcama yapamazlar; gene Anayasa'mıza göre, bütçe ve kesin hesap kanun teklifinin görüşüleceği, kanun edileceği yer burası, Türkiye Büyük Millet Meclisidir, bu yetki de yürütmeye devredilemez. Bu nedenle madde 31 Anayasa'ya aykırıdır; yapılması gereken gelir göstermek kaydıyla ek bütçe yapılmasıdır.

Bildiğiniz gibi, EYT'li olarak bilinen yurttaşlarımızın bir kısmına emekli olma hakkı bu Meclis tarafından getirilmişti. Ayrıca, bu haktan yararlanan emekli olup da aynı iş yerinde çalışmaya devam eden EYT'lilerin sosyal güvenlik destek primi oranlarında 5 puanlık bir indirim yapılmıştı, madde 30'la bu indirim kaldırılmakta. Bu kapsamda çalışmaya devam eden, Cumhurbaşkanımızın tarifiyle "çift dikiş" denilen 2 milyon EYT'li var ve bunların önemli bir kısmı açlık sınırının altında emekli maaşı almakta yani aç kalmamak için çalışan 2 milyon insan var. Bu prim indiriminin kalkması belki SGK'ye 5,7 milyarlık bir ek ödenek getirecek ancak yüz binlerce emeklimizin işsiz kalmasına sebebiyet verebilir.

Değerli milletvekilleri, özellikle 35'inci madde, teklifin 35'inci maddesiyle kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında faaliyet gösteren firmaların kurumlar vergisi yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarılıyor. 44 tane firma var bu kapsamda. Kamuoyunda daha çok bizim "5'li çete" diye bildiğimiz yandaş şirketler bunlar, büyük kamu ihaleleri alan, 21/b'yle alan, pazarlık usulüyle alan şirketler; 44 tane firma var. Bunların kazanca esas matrahı 12 milyar liraymış, tahakkuk eden vergi ise sadece 2,8 milyar lira. Yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkınca kurumlar vergisi oranı bütçeye ilave olarak yalnızca 558 milyon liralık bir gelir gelecek. Bu 558 milyon lira rakamı bize çok az gelmişti "Neden böyle?" diye sormuştuk. Kira ve hizmet bedeli olarak 2005 yılından bugüne kadar yurttaşlarımızın geçmediği, kullanmadığı otoyollardan, tünellerden bu "5'li çete" diye tabir ettiğimiz yandaş şirketlere hazineden 80 milyar dolarlık para aktarılmış, tam 80 milyar lira. 2024 yılında aktarılacak tutar 162 milyar lira, 2025-2026 yıllarını da eklersek üç yılda tam 673 milyar liralık kaynak aktarılacak. Şimdi, 2024 için aktarılacak olan tutar 162 milyar lira ancak bunların hasılatı 162 milyar lira değil, sadece hazineden aktarılacak olan tutar. Esasında hasılatları, ciroları çok daha fazla ve bunların sözleşmeleri dolar üzerinden yapılmış, yıl sonunda bu rakam daha da artabilir. Şimdi, bu kadar büyük bir kaynak, bu kadar büyük bir ciro ancak vergi ödemeye geldiği zaman sadece 2,8 milyar liralık vergi ödemiş bu şirketler. Sorduk: Neden bu kadar az? Cevap aldık: Bu 44 şirketten sadece 7 tanesi vergi ödemiş, geri kalan 37 tanesi matrah bildirmemiş yani vergi ödememiş. Bugüne kadar 80 milyar dolar yani 2,6 trilyon lira kaynak aktarılan bu firmalar vergi ödemiyor. Burada emeklimiz, emekçimiz, çiftçimiz, esnafımız vergi ödüyor, ancak trilyonlarca lira kaynak alan bu firmalar vergi ödemiyorlar. Peki, o zaman sormak lazım, yani bunu 25'ten 30'a çıkarmanın ne manası var? 40'a çıkaralım, nasıl olsa bunlar vergi ödemiyor. Bu konuya daha sonra geleceğiz.

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanı "En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olsun." çağrımıza "Sırtınızda küfe yok." diye cevap vermişti. Biz buradan iktidarın sırtındaki küfenin içindeki yükün emekliler ve EYT'liler olduğunu anlamaktayız. Peki, gerçekten de emekliler yük mü? EYT'nin çıkması küfedeki yükü artırdı mı? Rakamlara bakacağız.

Değerli milletvekilleri, 2020 yılında emekli sayısı toplamda 13 milyon 264 bindi ve tüm bu emeklilere ödenen maaş tutarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 6,9'du yani yüzde 7; 2023 yılında EYT çıktı, emekli sayısı yüzde 20 artışla 16 milyona kadar çıktı. Peki, emekli maaşlarının millî gelire oranı ne oldu? Beklenen, beklenti eğer emekli sayısı yüzde 20 arttıysa emeklilerin millî gelirden aldığı payın da en azından yüzde 20 olması lazım, öyle değil mi? Yani 7 ise 8,5'a, 9'a çıkması lazım ki bu rakamlar Avrupa Birliği ortalamasının da altında. Peki, ne olmuş? Bakıyoruz, emeklilerin millî gelirden aldığı pay 2020 yılında yüzde 6,9 iken EYT'nin çıktığı, emekli sayısının yüzde 20 arttığı, 16 milyona dayandığı 2023 yılında yüzde 5,3'e düşmüş; artmamış, düşmüş. Yani özetle şunu söylemek lazım, siz diyorsunuz ki: "Emekli sayısı isterse 20 milyon olsun, isterse 25 milyon olsun bizim emekliye millî gelirden vereceğimiz pay yüzde 6, bunu geçmez; isterse emekli zebil olsun, emekli aç kalsın, bizim vereceğimiz tutar budur." Bunun anlamı bu.

Emeklinin küfedeki yükünün artıp artmadığını başka nereden anlayabiliriz? Hazineden SGK'ye yapılan transferlere bakmamız lazım ve bu transferlerin de gayrisafi yurt içi hasılaya oranına bakmamız lazım. Öyle ya, emekli sayısı arttı, dolayısıyla bütçeden SGK'ye transferlerin de artması gerekiyor. Eğer böyleyse belki Cumhurbaşkanı şikâyet etmekte haklıdır diyoruz. Bakalım o zaman rakamlara: SGK'ye hazineden yapılan bütçe transferlerinin millî gelire oranı 2020 yılında yüzde 4,9'muş; 5 diyelim. Yıl 2023, emekli sayısı yüzde 20 artmış. Beklenen nedir? 4,9'dan mesela yüzde 6'ya çıkması, yüzde 7'ye çıkması anlamlı bir şeydir. Ancak, bakıyorsunuz 4,9'dan 3,23'e düşmüş yani yük artmamış. Bakın, emekli sayısı artıyor, EYT'li sayısı artıyor, emekli olmuş bunlar ancak yük artmamış. Peki, hani emekli yüktü, hani EYT'li yüktü; rakamlar bunu söylemiyor.

Değerli milletvekilleri, küfede ağırlık yapan emekli değil, EYT'li değil, emekçi insanlar değil; tam tersine, sayıları artmasına rağmen yükleri hafiflemiş. Bu milyonlarca insan açlık ücretleriyle, sefalet ücretleriyle yaşamak zorunda bırakılmış. Küfeye ağırlık yapan emekliler değil, EYT'liler değil; tam tersine, bu insanlar ödedikleri vergilerle, KDV ile ÖTV'yle bütçeyi besleyen insanlar. Küfede ağırlık yapan, ağırlığı her geçen gün artan biraz evvel bahsettiğim kamu-özel iş birliği projeleriyle kaynak aktarılan o 5'li çetelerdir. Rakamlar ortada, bugüne kadar aktarılan tutar tam 2,6 trilyon lira. Ağırlık yapan, yük olan emekli değil, asıl yük olan kur korumalı mevduattır. Kur korumalı mevduatla bir avuç varsıla sadece 2023 yılında tam 1 trilyon lira para aktarıldı. Emekliye verilen tutar ne kadar? 33 milyar lira. Ne kadar? Binde 3'ü. Kur korumalı mevduat ile kamu-özel iş birliği projeleriyle aktarılan trilyonlar yüktür ve bu küfedeki bu yükten kurtulmak gereklidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakırlıoğlu, lütfen tamamlayın.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Kur korumalı mevduatla, kamu-özel projeleriyle aktarılan trilyonlar hakikaten yüktür ve bu küfedeki bu yükten bir an önce kurtulmak gereklidir. Bunun için de ilk yapılması gereken şey bu iktidardan kurtulmaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)