GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:27.07.2024

SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına teklifin 35'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Teklifin en göz boyayan maddelerinden bir tanesi bu. Bir zararı telafi ediyormuş gibi yapıyor, bir yanlışı düzeltiyormuş, bir eksiği gideriyormuş, kamuoyunun tepkisine kulak veriyormuş gibi yapıyor, hatta, herhangi bir takiye üstadının, iyi bir hatibin ağzında, pekâlâ, bir, kul hakkını gözetme, yetim hakkı yedirmeme iradesi, hatta, âdeta bir millî menfaat vesikası olarak da pazarlanabilecek olan; gelin görün ki bırakın herhangi bir açığı yamamayı, kapatmayı, gerçekte bir tek kalemin devası olamayacak bir "Dostlar işte görsün." maddesi var aslında önümüzde. Zira, bu maddenin bağladığı şirket sayısı gerçekte aslında sadece 7. Maddeye göre, 3996 sayılı Kanun'la yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yapılan ve 6428 sayılı Kanun'la KÖİ kapsamında yapılan, kamu-özel iş birliği modeliyle yürütülen projelerde kurumlar vergisi oranı yüzde 30'a artırılıyor. 2024 yılında yap-işlet-devret kapsamında 160 milyar liranın üzerinde bütçe harcaması var, bu harcama giderek de artıyor ve fakat çok yüksek kâr marjı olan bu firmalar vergi ödemiyor. Dolayısıyla Bakanlığın, hazine garantisiyle ihya edilen kuruluşlardan vergi alma gayreti ilk bakışta takdire şayan değil mi, neresine itiraz edebiliriz bunun? Şusuna itiraz edebiliriz: Bu kapsamda yani KÖİ kapsamında devlete iş yapan 44 şirket var, bunlardan 37 tanesi zarar beyan etmiş ve zaten matrah beyan etmemiş dolayısıyla teklifteki vergi artırımının uygulanabileceği 44-37, dediğim gibi, sadece 7 şirket kalıyor geriye, bu da maddeyi göstermelik kılıyor tabii.

Osmangazi Köprüsü için geçiş başına 57 dolar para ödeniyor, bu miktarın rayici 7-8 dolar, vatandaş 7-8 dolar ödüyor, ayrıca hazine yaklaşık 50 dolar ödüyor. 2023 yılında sadece Osmangazi Köprüsü için ödenen 12,5 milyar lira, 1915 Çanakkale Köprüsü için ödenen 11,7 milyar lira, 2024 bütçesinden yap-işlet-devretle köprü ve otoyol yapan şirketlere ödenmesi öngörülen 73,8 milyar lira; yine, 2024 bütçesinden şehir hastanelerine kira ve hizmet alımı kapsamında ödenmesi öngörülen 83,7 milyar lira. Hesap ortada, hesap bu kadar açıkken bu şirketlerin zarar gösterip vergi ödememeleri anlaşılabilir de değildir, kabul edilebilir de değildir, rıza gösterilebilir de değildir. "Kim bunlar?" diye sormak gerekir, Türkiye Cumhuriyeti devleti bütçesini, imkânlarını, Türk milletinin rızkını Yağma Hasan'ın böreğine döndürme cüretinin kaynağı ne olabilir? Kimlerle, hangi ilişkiler, nasıl bir himaye, hangi ortaklıklar ve bölüşmeler... Bu nasıl bir imtiyazdır, ne karşılığı tanınır? Bu şirketlerden derhâl izahat vermesi, bunun için de tabii bu şirketlerden derhâl izahat istenmesi gerekir. Komisyonda yapılan açıklamada bu şirketlerin şu anda kâr etmese de önümüzdeki dönemlerde kâr edeceği ve vergi vermeye başlayacakları ifade edildi. Mesela, ne zaman olacak bu ve hangi yolla olacak? Bu şirketlere daha fazla para aktararak mı?

Mevzubahis, vatandaşların iş bulmak, aş bulmak, başını sokacak bir ev bulmak imkânının kalmadığı bir çöküş ortamında elde edilen milyarlık haksız kazançlardır. Mevzubahis, nüfusun kahir ekseriyetinin yoksullukta eşitlendiği, hızla daha da yoksullaştığı bir ortamda imtiyazlı bir azınlığın, o insanların hak ve hukukları çiğnetilerek çok hızlı ve çok haksız zenginleştirilmesidir. Mevzubahis, artık vebaldir. Mevzubahis, kıymeti yandaşlıktan menkul dar bir grubu abat etmek üzere göze alınır hâle gelen zulümdür ve zulümle abat olunmaz. Hayatın fani olduğu yerde, siyasetin ebedî olma imkânı yoktur, hiç kimseye ve hiçbir şeye, makama, ünvana, gelire, hiçbirine buna ortak olmaya değmez. Devletin hukuk niteliği bir müddet daha zapt edilebilir belki ama bu işin bir de ahireti vardır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)