GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA TURAN YALDIR (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti grubum adına söz almış bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda 17 Temmuzda başlayıp 23 Temmuzda tamamlanan ve toplamda kırk üç saat süren Komisyon görüşmelerinde İYİ Parti Grubu olarak 17 maddelik kanun teklifinin 9 maddesine muhalefet şerhinde bulunup ilgili önergelerimizi sunduk. Bu kanun teklifi, başta, benim gibi, konuyla ilgili uzmanlığı, yetkinliği ve bilgisi olmayan birçok Komisyon üyesi milletvekili tarafından oylanarak Genel Kurula geldi.

Öncelikle belirtmek istiyorum ki İYİ Parti olarak ülkemizde özellikle son yıllarda baş gösteren sokak hayvanları problemini görmezden gelmiyoruz, çözümün Hükûmetin sunduğu ve görüşmekte olduğumuz bu kanun teklifinde olmadığını görüyoruz. Yakınlarını köpek saldırısı sonucunda kaybeden ailelerin acılarını görmezden, feryatlarını duymazdan gelemeyiz, sokaklarda çeteleşmiş, başıboş saldırgan köpeklerin yarattığı tehlikeyi yok sayamayız. Tüm bu gerçekler ülkemizde bir sokak hayvanları sorunu olduğunu göstermektedir. Yirmi küsur yıldır yönetmekte olduğu ülkemizde sorunun bu noktaya geleceğini göremeyen iktidarın, eski Millî Eğitim bakanlarından Emrullah Efendi'nin "Şu mektepler olmasaydı ben bu maarifi ne güzel idare ederdim." sözünde olduğu gibi, sokak köpeklerini ötanazi gibi yöntemlerle yok ederek sorunu yönetmeye çalışmasını doğru bulmuyoruz.

Biz ise İYİ Parti olarak "Öldürme, yaşat." diyoruz, "Topla, kısırlaştır, aşıla ve koru." diyoruz. Milletimizin kucağına atılan kutuplaştırma bombası yani sokak hayvanlarına yönelik kanun teklifine dair tutumumuz bellidir; ne çocuklarımızın can güvenliğini ne de hayvan sevgimizi beceriksizliğe ve öngörüsüzlüğe terk edecek değiliz. Bu sorunu çözebilmek için merkezî Hükûmet ile yerel yönetimler, sivil toplum ve gönüllüler arasında koordinasyon ve iş birliği olmalıdır.

Ülkemizde hâlihazırda sadece 322 barınak vardır ve bu barınaklar 106 bin hayvan barındırma kapasitesine sahiptir. Barınakların birçoğunun şartları hayvan refahı ve sağlığı için yetersizdir. Mevcut barınakların kapasitesi artırılmalı ve can dostlarımızın refahı ve huzuru için altyapıları güçlendirilmelidir. Bununla birlikte, mevcut ve yeni yapılacak olan barınaklarda hayvanseverlerin gönüllülük esasına göre çalışabilmelerinin önü açılmalıdır. Bu barınaklar aynı zamanda veterinerlik hizmetlerinin ve geçici süreli evcil hayvanlar için pansiyon amaçlı hayvan konaklama imkânının olduğu, toplumla iç içe geçmiş sosyal tesisler şeklinde olmalıdır. Bununla birlikte, evcil hayvan ticaretinin yasaklanması, hayvan takip sistemlerinin kurulması, sahipli hayvanların sokağa bırakılmaması için caydırıcı önlemlerin alınması, eğitim müfredatlarında çocuklarımıza hayvan sevgisi ve hayvan hakları eğitimlerine yer verilmesi gibi yöntemlerin uygulamaya geçmesi gerektiğini savunuyoruz.

Sokaklarımızda yaşam mücadelesi veren binlerce kedi ve köpek, bizlerin ilgisine, merhametine ve yardımına muhtaç durumdadır. Bu canlılar, insanlığın en sadık dostları, en yakın arkadaşları olmuşlardır ancak ne yazık ki pek çoğu açlık, hastalık ve kötü muameleyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum sadece hayvanların değil, toplumun da bir sorunudur. Sokak hayvanlarının sayısının kontrolsüz şekilde artması hem hayvanların yaşam kalitesini düşürmekte hem de halk sağlığı açısından riskler yaratmaktadır.

Dünya genelinde bu sorunu çözmek için başarılı örnekler mevcuttur. Örneğin, Hollanda'da kapsamlı kısırlaştırma programları, hayvan sahiplendirme teşvikleri ve sıkı hayvan hakları yasaları sayesinde sokak hayvanları sorunu neredeyse tamamen çözülmüştür. Almanya'da hayvan barınakları ve hayvan hakları koruma dernekleri hayvanların refahını ön planda tutarak sokak hayvanı sayısını minimize etmiştir. Biz de Türkiye olarak sokak hayvanları sorununu çözmek için benzer adımlar atabiliriz. Öncelikle kısırlaştırma ve aşılama programlarını yaygınlaştırarak sokak hayvanlarının sağlıklı bir şekilde yaşamalarını sağlayabiliriz. Hayvan barınaklarının sayısını ve kalitesini artırarak hayvanların geçici değil kalıcı yuvalara kavuşmalarını desteklemeliyiz. Unutmayalım ki bir toplumun medeniyet seviyesi o toplumun hayvanlara ve doğaya gösterdiği saygıyla ölçülür. Hayvanlara karşı duyarlılığımızı artırarak hem onların hem de bizim daha mutlu ve sağlıklı bir dünyada yaşamamızı sağlayabiliriz.

Kıymetli milletvekilleri, 5'inci maddeye özellikle vurgu yapmak istiyorum. Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinden ötanazi uygulamasının kaldırıldığı iddia edilse de bu uygulama sadece gizlenmiş durumda, dolaylı olarak ötanazi hâlen yasalarımızda varlığını sürdürüyor. Kısırlaştırma, eğitim, sahiplendirme ve rehabilitasyon gibi insancıl yöntemler sahipsiz hayvanlar için en ideal uygulamalardır. Komisyon görüşmelerinde yasa teklifinden "ötanazi" ifadesi çıkarılmış olsa da Veteriner Hizmetleri Kanunu'nun 9'uncu maddesinin (3)'üncü fıkrasına atıf yapılarak ötanazi uygulamasının geçerliliğinin devam ettirilmesi amaçlanmaktadır. Zorunlu hâllerde bir ötanazi uygulaması gerekiyorsa bu, tek bir veterinerin kararıyla değil, kurulacak olan yetkin bir kurul kararıyla uygulanmalıdır. Bu konuyu sadece belediyelerin sorumluluğuna ve inisiyatifine bırakmanın da doğru olmadığını savunuyoruz.

Sokak hayvanlarının korunması toplumsal bir sorundur ve bu sorunun çözümünde başta Hükûmet olmak üzere belediyeler, sivil toplum örgütleri ve hayvanseverler birlikte çalışmalıdır. İYİ Parti olarak sokak hayvanlarının geleceğini önemsiyoruz. Bu konu siyasetüstü bir meseledir ve sokak hayvanlarını istismar ederek siyasi rant elde etmeye çalışmanın da sokak hayvanlarını bahane ederek ülkenin ekonomik kriz gibi asıl gündemlerini gizlemeye çalışmanın da kimseye faydası olmayacaktır.

Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi eksiktir ve aynı zamanda mevcut sorunları çözebilecek yeterlilikte asla değildir. Az önce dile getirdiğim gerçekler doğrultusunda bu kanun teklifine karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Kanunun oldubittiye getirilmeden Genel Kurul görüşmelerinden çekilerek ekim ayı sonrasında ilgili komisyonlarda konunun uzmanlarının fiziken ve fikren katılımlarıyla etraflıca görüşülmesi gerektiğini savunuyoruz.

Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)