Konu: | Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 111 |
Tarih: | 28.07.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
1'inci maddede "Kanunun amacı; insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla..." diye geçiyor, okuyunca insanın gözü yaşarıyor ne iyi niyetmiş gibi ama heyhat, gel gör ki bu söz her ne kadar kulağa hoş gelse de ne hâlde olduğumuz ortada. Doğayı tahrip ettik, afetlerden başımızı alamıyoruz, çevre felaketiyle karşı karşıyayız. Belki arkadaşların bilgisi yoktur, 2023 yılında ülkemiz Avrupa Birliği ülkelerinden 12,5 milyon ton çöp ithal etti, çöp ve bu, Avrupa'nın yüzde 39'una tekabül ediyor. Onun için, burada hedef ne çevreyi korumak ne insanı korumak ne de hayvan, maalesef ki bunların hiçbiri yok. Tek hedefiniz, enerjinizi kutuplaşmaya, toplumu kamplaştırmaya yöneltmek. Bu kadar haklı bir konuda, bu kadar bütün milletin muzdarip olduğu bu başıboş hayvanlar hususunda bile şu ortamı nasıl kavgaya çevirdiniz, anlamak mümkün değil.
Ciddi değilsiniz çünkü 2004 yılında kanun çıkarıldı, uygulamadınız; ciddi değilsiniz, 2019 yılında Meclis raporu yayınlandı, Komisyon raporunu ciddiye almadınız ama televizyonlarda, sosyal medyada bir baskı oluşunca, haberleri görünce birden uyandınız çünkü sizin hedefiniz sorun çözmek değil, sorunu yönetmek, topluma mesaj verebilmek. Gerçekten, bu kutuplaşmadaki mahareti anlamak mümkün değil. Daha geçen hafta Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu görüştük, öğretmenleri Meclise sokmadınız; bu hafta Hayvanları Koruma Yasası'nı görüşüyoruz, Komisyona insanları aldınız, bile bile çatışma ortamı bir şekilde oluştu, isteseydiniz müdahale ederdiniz; Meclisin çalışmasının nasıl sabote edildiğini anlamak mümkün değil. Benim şaştığım şu: Nasıl beceriyorsunuz ortamı bu kadar germeyi?
Değerli milletvekilleri, meselenin esası şu, hiçbir konuda kökten çözüm hedefiniz değil, her işte günü kurtarma, özensiz, düzensiz, baştan savma işlerle sonuç yapma. Burada, elbette bazı gayretler oldu ama şu yasa çıkarılırken geniş kapsamlı bir çalıştay yapılsaydı, sivil toplum örgütleri, belediyeler, muhalefet partileri sürece dâhil edilseydi, burada bu tartışmaya meydan vermeden rahatlıkla bu konu çözülürdü ama derdiniz oldubittiye getirerek işi bitirmek. Tabii, mesele toplum psikolojisini yönetmek, mesele sorunu yönetmek ama esas mesele şu değerli AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlar: Çok önemli konulara bile temas edilse çok iyi öneri de getirseniz toplum size güvenmiyor. Şu ötanaziye -hayvana karşı- insan olarak, hele de manevi değerlere bağlı insanların çok daha hassasiyeti olması gerektiği hâlde, herkes bunun altında bir bityeniği arıyor "Acaba yine ne yapacak bunlar?" diye. Tabii, bu süreçte belli ki kamuoyu baskısı oluştu, televizyonlarda bazı haberler çıktı, öyleyse ne yapalım, bir şeyler yapalım ve belli ki işi yerele havale ederek işin içinden sıyrılmak isteniyor, tabii, talimatla da iş olacak zannediyorsunuz. Eğer siz belediyelere ek bütçe vermezseniz... "Barınak yapılacak." deniliyor, hangi parayla yapılacak bu barınak? Ortada bunun çözümü yok. Tabii, siz, işlerin talimatla çözüldüğünü zannediyorsunuz; faiz talimatla düşmedi, enflasyon talimatla düşmedi, hiçbir sorun çözülmedi. Onun için de burada, siz "Yasa çıkardık, talimat verdik, belediyeler bunu çözsün." demenizle bir şey çözülmez; hele zaten şu yasanın, şu saatte, bu kadar gergin bir ortama gelmesi bile başlı başına ne durumda olunduğunu gösteriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Evet, değerli milletvekilleri, ülkemiz önemli bir sorunla karşı karşıya. Değerli milletvekilleri, bu kadar haklı olduğunuz bir konuyu bile nasıl bu gerginlik hâline, nasıl savaş ortamına getirdiğinizi anlamak mümkün değil. Onun için, lütfen biraz ciddiyet, lütfen meselelere kökten çözüm, lütfen muhalefeti ciddiye alın. Burada, bu insanlar bu milletin temsilcisi olarak buraya gelmişse herhâlde bir sözü var. "Oy çokluğumuzla, gücümüzle iş yaparız." derseniz doğru bir iş yapmış olmazsınız. Kötü tavırları olan insanlara da bir söz söylemeniz herhâlde gerekirdi. Burada insanlara hakaret eden kimseler âdeta kahraman oluyor, sahte kahramanlar üretiliyor. Bu da asla bu Meclisin mehabetine yakışmıyor. Onun için, evet, bu problem çok ciddi bir problemdir, bu problem mutlaka çözülmelidir ama bu problem çözülürken sizin kale alınmasını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalışkan, teşekkür ediyorum.
Süreniz bitti efendim, uzatma da verdim.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Uzattınız mı?
Peki, teşekkür ediyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)