GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, teklifin görüşülen maddesine göre, sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların rehabilite edildikten sonra doğal yaşam alanlarına bırakılma uygulamasına son verilmektedir; bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakımevlerinde barındırılması öngörülmektedir. Mevcut barınakların kapasite, hijyen ve personel bakımından yetersizliği göz önünde bulundurulduğunda, yetersiz bakım koşulları yüzünden toplu hayvan ölümlerinin yaşanacağı, ayrıca barınaklarda salgın hastalıkların başlayacağı ve toplum sağlığını da tehlikeye sokacağı açıkça ortadadır. Kaldı ki barınaklar köpek oteli veya kalıcı yaşam alanı değildir, işletme maliyeti çok yüksek kurumlardır. Dolayısıyla köpek popülasyonuyla mücadelede sokak köpeklerinin barınağa tıkılması sürdürülebilir bir strateji değildir.

Evet, ortada bir sorun vardır; bu sorunu çözme yollarının bulunması gerekir. Ancak, AKP, yine sorunu çözmek için akılcı düzenlemeler yerine toplumu bölen, kutuplaştıran ve asıl amaca hizmet etmeyen bir kanun teklifi getirmiştir. Modern bir ülkenin sokak köpeği politikası, hiçbir köpeğin sokakta yaşamaya itilmediği, vatandaşlarının sokaklarda yürürken köpeklerden endişe duymadığı, daha önemlisi, başta çocuklar olmak üzere herhangi bir vatandaşın sokak köpekleri nedeniyle hayatını kaybetmediği şekilde olmalıdır. Bu, göstermelik veya yapmacık bir şekilde değil, bilimsel ve etik kurallara uygun olarak hazırlanmış bir teklif olsaydı bugün hem toplumumuz kutuplaşmamış olur hem de bu sorun uzun vadede kalıcı olarak çözülebilirdi. Ancak, sadece son haftalarda görüştüğümüz tasarruf tedbirlerinde, vergi paketinde, öğretmenlik yasasında olduğu gibi bu kanun teklifinde de iktidarın samimiyetini göremiyoruz. Bunun yerine, iktidar hep yaptığı gibi, toplumu bölüp konuşulmasını istemediği ekonomik krizin, işsizliğin, yolsuzlukların, yoksulluğun üstünü örtmekte, âdeta "Cambaza bak!" oynamaktadır. Bugün iktidar "Köpekler mi ölsün, çocuklar mı?" diyerek yine samimiyetsiz açıklamaların arkasına sığınmakta, toplumu ikiye bölmektedir. Elbette bizim önceliğimiz çocuklardır, kimse "Çocukları feda edelim." demez ve diyemez de. Üstelik çocuklar konusunda en kötü karne, yine bu iktidara aittir.

Değerli milletvekilleri, bugün "sokak köpekleri" kavramı kabul edilebilir değildir. "Biz bu sorunu akılcı şekilde hayvanseverlerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerle çözeceğiz." diyemedikleri için "Bizim elimizde ne veri var ne bütçe ne de altyapı." diye itiraf edemedikleri için bu kanun teklifini çocuklar üzerinden gerekçelendirmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ancak cemaat yurtlarında çocuklarımız istismar edilirken, tarikat yurtlarında çocuklar canlı canlı yanarken çocukları aklına bile getirmeyen iktidarın şimdi aklına çocuklar gelmiş. Milyonlarca çocuğun yatağa aç girdiği bu ülkede iktidarın aklına çocuklar yeni gelmiş. Hayata geçirdikleri tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalarla her geçen gün daha fazla çocuğun işçileştiği bir ülkede çocuk işçi yokmuş gibi bir hava veren bu iktidarın aklına çocuklar bugün gelmiş. Kendi dönemlerinde en az 907 çocuğun iş cinayetine kurban edildiğini unutmuş bu iktidarın aklına çocuklarımız şimdi gelmiş. "Bir kereden bir şey olmaz." diyenlerin, "Cemaate gidiyorlarsa ailelerin tercihi, biz karışamayız." diyenlerin, miting meydanlarında sahneye çıkardıkları çocukları hoşuna giden bir şey söylediğinde alkışlayan, hoşuna gitmediği davranışlarda bulunduğunda kafasına mikrofon vuranların, çocuk yaşta evlilikleri onaylayanların, istismara uğrayan çocuklar için "Küçüğün rızası." diyenlerin çocukları korumak yeni akıllarına gelmiş.

Değerli milletvekilleri, toplumun vicdanını yaralayan, toplumu kutuplaştıran bu söylem, eylem ve teklifler yerine hayvanların yaşam hakkına saygı duyan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ataş, lütfen tamamlayın.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.

...vatandaşların da güvenle yaşadığı, insanın da hayvanın da refahını gözeten ve koruyan bir toplum olma yolunda adım atabiliriz. Yeter ki iktidar samimi olsun, yeter ki gerçekten sorunu çözmek isteyen, hayvana da çocuğa da saygı duysun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)