| Konu: | Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 28.07.2024 |
PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tekrar, gecenin üç buçuğunda değerli halkımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Kanun teklifinin en korkunç iki maddesinden biri olan 5'inci maddeyi yani aslında bu katliam kanununun katliam omurgası olan maddeyi konuşuyoruz. Bu maddenin ilk hâlinde, biliyorsunuz, "ötanazi" diye bir kavram vardı. Aslında önce "itlaf" dediniz, sonra olmadı, "uyutma" dediniz. Birileri...
(Uğultular)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sayın Başkan, duyamıyoruz ki.
BAŞKAN - Sayın Koca, bir dakikanızı alıyorum, süreyi tutalım.
Değerli milletvekilleri, ya hatibi dinleyelim ya da dışarıda konuşalım. Ama içeride bakın, uğultu var ve sayın hatibin konuşmaları duyulmuyor.
Sayın Koca, buyurun.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Evet, bu kanun teklifinin omurgasını konuşuyoruz ve şu anda ülkenin dört bir yanında yurttaşlarımız ne yazık ki bu katliam kanununu takip ediyorlar, özellikle 5'inci maddeyi önemsiyorlar ancak burada uğultudan sesimizi bile duyuramıyoruz. "Ötanazi" kavramı evvelinde -biliyorsunuz- önce "itlaf" dendi, sonra "uyutma" dendi, hatta bu uyutmayı "siesta" sananlarınız oldu. Daha sonra o da olmadı "ötanazi" diye bir kavram uydurdunuz, bir garabet uydurdunuz bizim önümüze getirdiniz. Sonra da sözüm ona Komisyon görüşmelerinde "Ötanazi çıkarıldı." diye bir manipülasyonu, bir algı operasyonunu halkı yanıltarak ortalığa saldınız. Ama gelin görün ki ötanazi demeden ötanazinin dik âlâsını getiriyorsunuz siz.
Şimdi ben size tek tek anlatacağım yapılan değişiklikle ne yapılmak istendiğini. "Ötanazi" ibaresini kaldırdığınız değişiklik önergesindeki atıfta bulunduğunuz 5996 sayılı Kanun'un ilgili maddesinin (c) bendinde şöyle diyor değerli milletvekilleri: "Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda..." ifadesi var. Bu ifade -Komisyonda da defaatle söylemiştik- son derece muğlak bir ifade. Aynı şekilde şunu ifade etmek istiyorum: 5996 sayılı Kanun çok eski bir kanun, üzerinden tam yirmi beş yıl geçmiş. O arada davranış biliminde, çevre biliminde, hayvan sağlığı biliminde çok büyük ilerlemeler katetmişiz, bir tek siz ilerleyememişsiniz o sürecin içinde. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Artık, bilimin geldiği aşamada biz bilimle beraber hayvanların davranış örüntülerini ve hayvanların davranışlarını çok daha iyi biliyoruz. Yani değerli milletvekilleri, 5996 sayılı Kanun'un çıktığı dönemde yaşamıyoruz biz, 2024 Türkiyesinin içinde yaşıyoruz ama illa siz "Ben bu kanuna atıfta bulunacağım." diyorsanız biz diyoruz ki bakın, atıf yaptığınız kanun aynen şöyle: "Hayvan sahipleri veya bakımından sorumlu olan kişiler, hayvan refahının sağlanması amacıyla, hayvanların barınma, bakım, beslenme, sağlık, diğer ihtiyaçlarını karşılamak için -nokta, nokta, nokta- oluşturabilecekleri olumsuz etkilere karşı gerekli önlemleri almakla yükümlüdür." En azından Komisyon üyeleri bu maddeyi biliyordur diye inanmak istiyorum ama burada sormak istiyorum: Siz bu kanun maddesinden yani "Değişiklik yaptım." diye bize sunduğunuz, atıfta bulunduğunuz bu kanun maddesinden ölümden gayrı başka bir şeyi neden anlamıyorsunuz? Burada ölümden başka yapılacak vurgular var. Önlemleri pekâlâ "yaşatma" ilkesiyle de vurgulayabilir ve uygulayabilirsiniz.
Öte yandan, 5'inci maddedeki diğer sorun "olumsuz davranış gösteren hayvanlar..." Yine, son derece muğlak. Bu hayvanların yüzlercesini siz aynı kafese tıkacaksınız. Bunun içerisinde belki onlarca, yüzlerce alfa köpek olacak, bu köpekler birbirine saldıracaklar. Bunu ben söylemiyorum sadece, hayvan bilimcileri bunu söylüyorlar. Zaten travmatize olmuş, şiddet görmüş, belki tecavüze uğramış hayvanlar elbette ki olumsuz davranış gösterecekler; bundan gayrısını beklemek gerçekten mümkün değil.
Öte taraftan, muğlak bir tanım içinde her belediye kendi kafasına göre davranacak, biri ölüm kararı verecek, diğeri vermeyecek; böyle bir hukuk normu olmaz, olamaz. Şu anda belediyelerin elinde Bakanlık genelgesiyle yasaklı ırk olarak tanımlanan ve toplatılan binlerce köpek var, binlerce diyoruz çünkü bunun da verisi yok elimizde şeffaf herhangi bir denetim olmadığı için. Hayvan Hakları İzleme Komitesinden arkadaşlarımız CİMER'e sormuşlar, bizim soru önergelerimiz gibi ona da yanıt bulamamışlar. Dolayısıyla, biz, sizin bu belediyelerinizin toplamış olduğu hayvanların, yasak ırk olan hayvanların akıbetini bilmiyoruz, öldüler mi, kaldılar mı bilmiyoruz. Zaten bu yaptığınız yasayla beraber yasak ırk olmuş, olmamış her an onlarla ilgili bir toplatma ve öldürme kararı bir genelgenizle çıkabilecek. Diyoruz ki hukuk bu kadar gaddar olur mu, bu kadar yoruma açık olur mu? Eğer olursa bunun adı gerçekten hukuk olur mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koca, lütfen tamamlayın.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Ve şunu da biliyoruz ki yirmi iki yıllık iktidar pratiğinizden, bu olsa olsa ancak ve ancak keyfîlik ve gaddarlık hukuku olan AKP'nin hukuku olur.
Şimdi, değişiklik maddelerine dair bir sürü şey daha var; cezasızlıkla ilgili, son, işte eski belediye başkanlarının itiraflarıyla ilgili, ne yazık ki ona sürem kalmayacak. Bir sürü gerekçeyi defaatle Komisyon toplantılarında bildirdik.
Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum: "Ötanazi" diye halkımızı aldatmaya çalışıyorsunuz, göz boyamaya çalışıyorsunuz. Sonra çıkıyor buraya AKP'li vekilleriniz, Komisyon toplantısında bir kelam dahi etmeyi becerememiş vekilleriniz çıkıyor buraya: "Aman efendim, ötanazi yok; aman efendim, ölüm yok." Yok, ya öyle! Halkı kandırmaktan artık vazgeçin. Ötanazinin dik âlâasını yapmaya çalışıyorsunuz, bu katliam maddesine de burada keyifle alkış tutuyorsunuz. Eğer illa birilerini uyutacaksanız, bir şeyleri uyutacaksanız bu ülkeyi kana bulayan yirmi iki yıllık zihniyeti uyutun diyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)