Konu: | Filistin halkına ve davasına Türkiye'nin güçlü desteğini göstermek ve mazlum Filistin halkının sesinin dünyaya duyurulmasını sağlamak amacıyla yapılan olağanüstü toplantının önemine ilişkin konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 113 |
Tarih: | 15.08.2024 |
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, değerli misafirler; bugün burada Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak tarihî bir oturuma ev sahipliği yapıyor, tarihî bir olaya şahitlik ediyoruz. Az sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, burada sizlere hitap edecek ve Filistin davasını Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerinden, burada yapacağı konuşma üzerinden bütün dünya kamuoyuna bir kere daha anlatma fırsatı bulacaktır.
Öncelikle, Gazze'de başlayan, soykırım boyutlarına varan insanlık dışı katliamlara karşı, başladığı andan itibaren, devlet ve millet olarak Filistin davasında Gazze halkının, mazlum ve masum Filistin milletinin yanında ortak bir duruşu sergilemiş dünyadaki ender ülkelerden biriyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, Türkiye'nin bütün kurum ve kuruluşları bütün uluslararası platformlarda Filistin halkının sesi olmak, Filistin'in acılarını hafifletmek ve İsrail'in saldırganlığını durdurmak için elinden gelen bütün güçle mücadele etmeyi sürdürmektedir.
Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz de hemen 8 Ekimden itibaren birçok kez inisiyatif alarak İsrail'deki Netanyahu Hükûmetinin işlediği insanlığa karşı suçlarına kayıtsız kalmamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4 kez bu konuda kararlılık ortaya konulmuştur. Bunlardan 2 tanesinde siyasi parti gruplarımızın ortak imzalarıyla, Filistin'de yaşanan katliamlar, savaş suçları ve insanlık dışı uygulamalar nefretle lanetlenmiştir. Aynı şekilde, 2 kere de Başkanlık tezkeresi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle Filistin konusunda Gazze halkının yanında yer alışımız, bütün dünya kamuoyuna teyiden ifade edilmiştir. Bundan dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli mensuplarına yürekten şükranlarımı bir kere daha ifade ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sözlerimin hemen başında, on yıllar boyunca Filistin topraklarında her türlü zulme maruz kalan, yerlerinden edilen, evleri işgal edilen, hayattan koparılan, şehit edilen, her türlü zulme ve işkenceye uğrayan ama buna karşılık mücadeleden vazgeçmeyen, direnen ve bugünlere kadar Filistin davasını getiren bütün büyük mücahitleri saygıyla anıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Filistin davasının geçmiş büyük önderlerinden sadece 2'sinin ismini burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde anıyorum. Yaser Arafat'ın ve Şeyh Ahmet Yasin'in şahsında Filistin davasının büyük mücahitlerini, büyük mücadelelerini ve büyük mücahidelerini rahmetle, şükranla, minnetle anıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ayrıca, 8 Ekimden bu yana sayıları 40 bini aşmış bulunan Gazze şehitlerinin her birini saygıyla yâd ediyoruz. Çoğu kadın ve çocuk olan masum insanların hayattan koparılışını izleyen dünyayı da bir kere daha sorumluluk almaya davet ediyoruz. Bu çerçevede, Gazze şehitlerinin öncüsü serdarışüheda, Gazze'nin seçilmiş ilk Başbakanı İsmail Haniye kardeşimizin şahsında bütün Gazze şehitlerini rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) İsmail Haniye, Filistin tarihine "seçilmiş ilk Başbakan" olarak geçti ama herhâlde insanlık tarihine geçen tavrı, 3 çocuğu ve 4 torunu şehit edildikten sonra göstermiş olduğu metanetidir. Ayrıca, o muhteşem söz insanlık tarihine yazılmıştır: "Benim evlatlarımın ve torunlarımın kanı, Filistinli çocukların ve kadınların kanlarından daha değerli değildir." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama bu cümleyi tamamlayan, İsmail Haniye'nin evladıdır; o da babasının şehadetinden sonra kalkıp aynı cümleyi kurmuş, "Benim babamın kanı, Gazze şehitlerinden daha değerli değildir." diyerek bütün dünyaya meydan okumuştur. (AK PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Bu ahlak, bu maneviyat, bu samimiyet ve bu metanet aşkını, abidesini bir kere daha hatıralarımıza kaydediyor; rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, biliyoruz ve inanıyoruz ki şehitler ölümsüzdür, onların ruhaniyetlerinin aramızda olduğundan hiçbir şüphemiz yoktur çünkü biz "..."(*) emrine inananlarız yani "Sakın ha, Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyiniz, onlar diridirler ve aranızda yaşıyorlar." Bu salonda Filistin'in bütün şehitlerinin ruhaniyetlerinin aramızda olduğuna inanıyor ve hissediyoruz.
Değerli kardeşlerim, İsmail Haniye'nin şehadetinden sonra Doha'da yapılan cenaze törenine Türkiye en üst düzeyde katılım sağlayan ülke oldu. Bu arada, Türkiye Büyük Millet Meclisinden de 40'a yakın milletvekili arkadaşımız bu törende yerini aldı ve milletimizin taziyelerini ailesinin şahsında bütün Filistin halkına ifade etti.
Değerli milletvekilleri, Uluslararası Adalet Divanının açmış olduğu bu davayla birlikte inanıyoruz ki Filistin için de İsrail için de yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bundan sonra, Netanyahu ve çetesi sanmasın ki -arkasına hangi güçleri alırlarsa alsınlar- dünya bundan sonra onlar için iyiye gidecektir. Bu, onların iyi günleridir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Önümüzdeki dönemlerde, Netanyahu ve çetesinin uluslararası mahkemelerde hesap vereceği ve yargılanacağı günler yakındır.
Bu çerçevede, Türkiye olarak Uluslararası Adalet Divanında göstermiş olduğumuz dirençli ve şahsiyetli duruş dolayısıyla bir kere daha hep birlikte Türkiye'nin yerini teyit ediyoruz. Uluslararası Adalet Divanında, Türkiye, İsrail'in suçlarının sorgulanması konusunda görüş beyan eden bir ülke olarak, Filistin davasına sizlerin ve milletimizin adına bir kere daha sahip çıkmıştır. Bundan sonra artık İsrail için bu güzel günlerin geride kaldığını söylemek isterim çünkü Gazze'deki şühedanın kanı bereketi hürmetine yeryüzünde insanlık cephesi kurulmuş ve her gün kuvvetlenmeye devam etmektedir. Dünyanın birçok yerinde, Gazze'nin masum insanlarının yanında duran, dili, dini, ırkı, siyaseti ne olursa olsun milyarlarca insan artık Filistin halkının yanındadır. Bundan sonra insanlık cephesi Filistin'le beraber yürüyecek ve Filistin'in davası mutlaka başarıya kavuşacaktır.
Son olarak şunu ifade etmek isterim: Filistin ve Gazze, bizim için, Türk milleti için uzakta bir yer değildir, bizimle ilgisiz olan bir mesele değildir; Filistin meselesi, bizim için millî bir davadır. Filistin, Hazreti Ömer'in bize mirasıdır; Filistin, orayı Haçlılardan alan Selâhaddin Eyyubî'nin bize mirasıdır. Filistin, Yafa Kapısı'nın üzerine "La İlahe İllallah, İbrahim Halilullah" yazdıran yani Museviler ve İseviler gücenmesin diye insanlığın en şaheser örneklerinden birini ortaya koyan Kanuni Sultan Süleyman'ın bize mirasıdır. Filistin, en zor zamanlarda bile Siyonizme o Filistin topraklarında yer açmayan Sultan Abdülhamit Han'ın bize emanetidir. Ve nihayetinde, Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı'nda yenildikten sonra geri çekilmek mecburiyetinde kalan ordularımız Filistin topraklarını terk ettikten sonra bile hayatının sonuna kadar Kudüs-i Şerif'i bekleyen Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın bize mirasıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu mirasa sonuna kadar sahip çıkacağız, hayatımızın sonuna kadar sahip çıkacağız ve Allah'ın izniyle bu mirasa sahip çıkan bir ülke olarak, bir millet olarak Filistin davasının başarıya kavuştuğunu da inşallah göreceğiz. Bu sahip çıkmamız ta ki 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen, özgür ve toprak bütünlüğü tam manasıyla sağlanmış bir Filistin devleti kurulana kadar devam edecektir.
Bugün buradaki bu toplantımız, esasında hem Mahmud Abbas Bey'in Filistin Devlet Başkanı olarak Meclisimize hitap etmesi hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinin 85 milyon yurttaşımız adına Filistin davasına bağlılığının teyit edilmesi için tarihî bir oturumdur. Bu oturumu teşrifleriniz dolayısıyla her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, yabancı misyondaki değerli misafirlerimiz olmak üzere bütün misafirlerimize yürekten teşekkür ediyor, hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. (AK PARTİ, MHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas, Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir. Kendilerine yüce Meclisimiz adına hoş geldiniz diyorum.
Şimdi konuşmalarını yapmak üzere Sayın Mahmud Abbas'ı kürsüye davet ediyorum. (Ayakta alkışlar)