Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılının açılışı nedeniyle konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 1 |
Tarih: | 01.10.2024 |
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, her şeyden önce bu yasama yılının hayırlı uğurlu olmasını, bereketli çalışmalara, milletin hayrına olacak çalışmalara vesile olmasını temenni ediyorum; her birinize bu yasama süreci içerisinde yaptığınız faaliyetler çerçevesinde üstün başarılar diliyorum.
Bildiğiniz gibi Meclisimiz, sadece yasama ve denetim fonksiyonunu yerine getiren bir kurum olmanın ötesinde, demokrasimizin, millî birlik ve kardeşliğimizin de teminatı olan, en önemli güvencesi olan kurumlarımızın başında geliyor. Özellikle günümüzün bölgesel ve küresel kriz, çatışma ve kaos ortamının getirdiği şartlar göz önüne alındığında, özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyada artık şirazesi kaçmış bir şekilde İsrail'in saldırgan tutumlarının devam ettiği bir ortamda Türkiye'nin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu aşikârdır. Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan bütün milletvekili arkadaşlarımızın, bütün siyasi parti gruplarının ve bütün farklı kimliklerin bu birlik, beraberlik ruhuna ciddi şekilde katkıda bulunacağına yürekten inanıyorum.
Günümüzde yaşadığımız şartlar, artık zembereğinden boşalmış bir dünya sisteminin, artık çivisi çıkmış bir dünya sisteminin nereye doğru evrileceği belli olmayan yeni çatışma ve gerilim ortamlarına gebe olduğunu da ortaya koymaktadır. Özellikle Gazze diye başlayan İsrail'in saldırgan ve sınır tanımaz tutumları, nihayetinde, bölgedeki bütün ülkelerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir seviyeye ulaşmıştır. Arkasına aldıkları paranoyak, Mesiyanik, sözde bir dinî itikat sonucu Nil'den Fırat'a kadar bütün coğrafyayı kontrolü altına almak isteyen bu gözü dönmüş çetenin hiç şüphesiz hedefinde bulunan ülkelerden biri de Türkiye'dir. Türkiye'nin, bu çerçevede, hem Filistin meselesinde barışı sağlayacak perspektifi koruması ama ondan da daha önemlisi, İsrail'in bu saldırgan tavırlarını önleyecek programları ortaya koyması şarttır. Gazze meselesinin başından itibaren, devlet ve millet olarak birlikte hareket ederek Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu saldırganlığın durdurulması ve Gazze'de ve Batı Şeria'da Filistin halkının barış içerisinde yaşayabileceği bir ortamın tesis edilmesi için elimizden gelen her türlü gayreti sarf ettik. Hatırlayacaksınız, burada ağustos ayında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı hep beraber karşıladık, Mahmud Abbas'ın tarihe not düşen konuşmasına şahitlik ettik ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak Filistin davasına sahip çıktığımızı bir kere daha bütün dünyaya gösterdik. Bir kez daha ifade etmek isterim ki Filistin davası, artık sadece Filistinlilerin davası olmanın çok ötesinde, bütün bölge halklarının, vicdan ve insaf sahibi bütün insanlığın ortak davası hâline gelmiştir. Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu saldırganlığa, bu durdurulamaz İsrail vahşetine karşı her alanda mücadele etmeye kararlıyız ve sonuna kadar mücadele edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekili arkadaşlarım, içinde bulunduğumuz dönemin en önemli özelliklerinden biri de artık çok kutuplu bir dünya sisteminin kurulmakta oluşudur. Dünyanın her bölgesinde, hemen hemen her yerinde farklı güç merkezlerinin, farklı güç denklemlerinin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu çerçevede, Türkiye, bu yeni dünyanın şartları içerisinde önemi ve gücü her gün biraz daha artan bir ülke olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin çok taraflı, etkin ve barış eksenli dış politikasının önemli araçlarından biri de Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, güçlü ve etkin bir parlamento olarak Türkiye'nin yeni dünyanın şartları içerisinde önemli bir şekilde gelişmesine ve siyasetini güçlendirilmesine katkıda bulunacaktır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, geçtiğimiz yıl içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde geneli itibarıyla büyük bir sorumluluk duygusuyla nezaketli ve gerçekten fikrî tartışmaların yapıldığı bir ortam olmuştur. Zaten siyasette herhâlde hepimizin kabul edeceği, fikirlerimiz farklı olsa bile üslubumuzun nezaketli ve karşı tarafı anlamaya çalışan bir üslup olmasıdır. Bu çerçevede, sadece dikkat çekmek için söylemek isterim ki geçtiğimiz yıl içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul ve komisyon çalışmalarında bin beş yüz on iki saat çalışmış, bu bin beş yüz on iki saatte 73 kanun teklifi, 54 Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı kabul edilmiştir. Değerli arkadaşlar, bütün bu çalışmaların içerisinde yeri gelmiş iktidar partisi söz haklarından vazgeçmiş, yeri gelmiş muhalefet partileri verdikleri grup önerilerini geri çekerek daha nezih ve daha demokratik bir ortamın sağlanmasına katkıda bulunmaya çalışmışlardır. Ama ne yazık ki bu kadar yoğun, meşakkatli ve nezaketli bir çalışmaya rağmen, maalesef, birkaç oturumda ortaya çıkan kaba sözler, hakaret eden yıkıcı sözler ve kavga görüntüleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabetine yakışmamış, bu kadar fedakâr çalışmalara ne yazık ki gölge düşürmüştür. Ümit ediyorum ki yeni yasama dönemiyle birlikte, bu yıl içerisinde bizim faaliyetlerimizi çok daha dikkatli, nezih bir üslupla ve gerçekten demokratik bir olgunlukla sürdürmemiz mümkün olsun.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, ayrıca önümüzdeki dönemde, cumhuriyetimizin 2'nci asrının kuruluşunu yapan 28'inci Yasama Döneminin Meclisine büyük sorumluluklar düşüyor. Milletimizin hayrına olacak yasa çalışmalarına hep beraber katkı vereceğimiz gibi Türkiye'de önemli bir merhaleyi aşacağımızı ümit ettiğimiz yeni anayasa çalışmalarıyla da demokrat, katılımcı, kuşatıcı, özgürlükçü ve güçler ayrımını esas alan yeni bir anayasayla Türkiye'ye nefes aldırmak da mümkün olacaktır.
Yine, aynı şekilde Meclisimizin üstüne düşen önemli ödevlerden biri de gerçekten etkin ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkması ve yasama kalitesinin artırılması için Meclisin çalışmalarını daha ilerleteceğini düşündüğümüz çağdaş bir İç Tüzük'ün yapılabilmesi için de siyasi partiler olarak hep birlikte bir araya geleceğiz.
Değerli parlamenterler, değerli milletvekili arkadaşlarım; hiç şüphesiz günümüzün dış politikasında özellikle çok taraflı, etkin ve proaktif dış politika anlayışımız çerçevesinde parlamenter diplomasinin önemi giderek artmaktadır. Bu çerçevede, barış ve adalet ekseninde yeni bir dünyanın kurulabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak geçtiğimiz yasama yılında fevkalade etkin bir parlamenter diplomasi faaliyeti yürüttük, bunları sizler de takip ettiniz; gerek ihtisas komisyonlarımızın gerek uluslararası komisyonların gerek parlamentolar arası dostluk gruplarımızın gerekse de Meclis Başkanlığı olarak bizlerin yapmış olduğumuz parlamenter diplomasi faaliyetleriyle hemen her platformda Türkiye'nin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin sesi olmaya devam ettik. Ümit ederim ki önümüzdeki bu çalışma döneminde de hem yasama faaliyetleri hem denetim faaliyetleri bakımından demokratik standartları yüksek, müzakereci ve istişareye açık bir üslupla Parlamento çalışmalarını sürdüreceğiz hem de yeni anayasa ve İç Tüzük çalışmaları gibi fevkalade önemli ve tarihî görevleri yerine getirmek için gayret sarf edeceğiz; diğer taraftan da parlamenter diplomasinin bütün imkânlarından yararlanarak Türkiye'nin sesini, sözünü daha yüksek hâle getireceğiz.
Ben, bu duygularla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılının hayırlı olmasını; verimli, bereketli çalışmalara vesile olmasını diliyor, hepinize üstün başarılar diliyorum. Hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ, MHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)