| Konu: | 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılına, yeni yasama yılıyla ilgili temennilerine, geçen iki ay boyunca toplumun farklı kesimlerinden birçok insanla bir araya geldiğine, FERNAS Madencilik işçilerinin hak arayışlarıyla ilgili destek verdiklerine, İsrail'in âdeta bir terör devleti hâline geldiğine, dün Genel Başkan Dursun Müsavat Dervişoğlu'yla beraber Danıştaya verdikleri dilekçeye, bu yasama yılında eğitimde eşitliğin sağlanmasını umduklarına, okullardaki hijyen problemine, İstanbul Ticaret Odasının açıkladığı enflasyon rakamına ve ülkedeki kayıt dışı para problemine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 02.10.2024 |
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılı hepimize, ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olur inşallah. Bu dönem, insanımızı merkeze aldığımız, insan hak ve özgürlüklerini merkeze aldığımız, bütün kararlarımızı alırken bunu kendimize şiar edindiğimiz; devletimizin gücünü, milletimizin huzurunu zaafa uğratmayacak kararların altına imza atmak inşallah nasip olur. "Öyle bir dönem olsun ki..." diye ben temennilerde bulunmak istiyorum. Malum, önümüzde uzun bir süreç var. Türkiye'ye dair görüşlerimizi, partimizin fikirlerini burada paylaşacağız ama bugün, ilk gün olması hasebiyle "Öyle bir yasama yılı olsun ki..." diye başlayan cümlelerle herhâlde kendimizi ifade etmek daha doğru olacak. Öyle bir dönem olsun ki dönüp geriye baktığımızda vicdanlarımız pırıl pırıl, tertemiz, başımız da dimdik olsun. Doğru kararlar verebilecek hem akıl hem yürek gücü inşallah bu Mecliste hepimizde olur.
Elbette ki tartışmaların yoğun olduğu bir süreci yaşayacağız, tartışılmalıdır da. Eleştiri çok önemlidir, eleştiri anlayan için büyük bir nimettir; öz eleştiri de yapabilene çok büyük bir fazilettir. Dolayısıyla, bu mekanizmanın çalışması hepimiz için çok çok önemli. Bu kürsü çok önemli. Bu kürsüde konuşanın yükümlülükleri olduğu kadar, dinleyenin de yükümlülükleri var. Bu kürsüde rahatça konuşabilmeyi, birbirimizi eleştirebilmeyi ama sadece eleştirmek değil -zaman zaman ona da ihtiyaç var- belki iktidarın, belki muhalefetin takdir edilmeye de ihtiyaç duyduğu, atmış olduğu olumlu adımlar olur. Yapıcı muhalefet bizim açımızdan da onu gerektirir. Dolayısıyla kürsünün gücünü muhafaza etmek, hepimize düşen bir görev. Konuşan kadar dinleyenin de sorumluluğu var.
Ben, bu geçirdiğimiz iki ay boyunca toplumun farklı kesimlerinden birçok insanla bir araya geldim. İnanın, birçok konuyu konuştuk, görüştük, bu Mecliste çok mühim meseleleri ele aldık ama bütün bu bir yıldan milletimizin aklında kalan bir ya da iki sahne var. O da şu kürsüde kullanılan hakaretamiz sözler ve maalesef, bu sözlere karşı gösterilen reaksiyonlar. Umarım öyle bir yıl olur ki bunları görmeyiz. Dil ve üslup insanın karakteridir, aynasıdır; inşallah bu şuurla hareket edeceğimiz bir yıl olur.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin değindiği konu bizler için de çok önemli. Milletvekillerimiz Ankara'nın girişine gittiler, biz de oradaydık ve haklı mücadelelerinde FERNAS şirketinin, maden şirketinin işçileriyle ilgili, hak arayışlarıyla ilgili desteklerimizi verdik ve kendilerini ifade etmelerinin önünü açacak desteği de ilettik. Buradan, bir kez daha, İYİ Parti olarak bu işçilerimizin haklı mücadelesinde kendilerini selamlıyoruz.
İsrail bir yıldır Gazze'de büyük bir zulüm yapıyor, on binlerce insan katledildi ve dün de Lübnan'a saldırdı ve bir işgal girişimi başlattı. Âdeta bir terör devleti hâline gelmiştir İsrail. Buradan bir kez daha ölenlere Allah'tan rahmet diliyor ve İsrail'in yapmış olduğu bu şiddeti kınıyoruz. Tabii, Lübnan'a yapılan bu çıkarma, yeni bir göç dalgasını da maalesef gündemimize getirdi. Dün biz Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu'yla beraber Danıştay önündeydik ve bir dilekçe verdik, bir suç duyurusunda bulunduk; o da neydi biliyor musunuz? Hatay'la olan tarihî geçmişimizden dolayı şöyle bir kanun maddesi var; Suriyeli, Suriye'den gelen, Suriye vatandaşı olanların Türkiye'de mal ve mülk edinebilme hakkı kanunen yasaklanmış. 278 bine yakın Suriye vatandaşı mülk edinmiş ve bu mülkten dolayı da vatandaşlık almışlar. Bırakın, vatandaşlık almayı, Hatay meselesinden dolayı kanunen mülk edinmeleri bile doğru değil, yasal değil. Bununla ilgili itiraz dilekçemizi verdik, şikâyetimizde bulunduk. Umarım bu yeni yasama yılı, devlet şuuruyla hareket ettiğimiz, bu göçmen meselesinde geleceğimizi tehlike altına atacak yanlış adımları atmadığımız, gözümüzü açtığımız "Hudut namustur." sözünü de yaşatabildiğimiz bir dönem olur, bir yasama yılı olur, bununla ilgili de olumlu adımlar atılır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Gene bu yasama yılıyla ilgili bir başka umudumuz, ümidimiz de eğitimde eşitliğin sağlanması. Bakın, bir rakam açıklandı: İstanbul'da özel okulların oranı yüzde 68'e varmış yani İstanbul'da devlet okullarının toplam okullar içerisindeki oranı sadece yüzde 32. Parası olanın iyi eğitim aldığı, parası olanın iyi hizmet aldığı, iyi sağlık hizmeti aldığı bu devir doğru bir devir değil. Bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması lazım. Biz bununla uğraşmak yerine şu kafa yapısını değiştirmemekte inat ediyoruz: Millete hizmetin aslolması gerektiği bir yerde o hizmeti kim yapacak kavgasını veriyoruz. Falanca yaparsa kıskançlık ve haset içerisine giriyoruz. Okullarda hijyen problemi var arkadaşlar. Yani bunu görmemeye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum Başkanım.
Bunu hangi göz, hangi yürek görmek istemez? Büyükşehir belediye başkanları da çıkıyor, bu sınıfları temizliyor. Bundan rahatsızlık duymak nedir ya? Yani çocukların hijyenik koşullarda eğitim görebilmesiyle ilgili iktidarın yetişemediği yerde devletin devreye girmesine söylenecek tek cümle var: "Allah razı olsun, müteşekkiriz." Millet de bundan memnun olur. Bu, doğru bir yaklaşım, doğru bir tavır değildir.
Enflasyonla ilgili İstanbul Ticaret Odası rakam açıkladı, yüzde 60'a yakın yıllık bir enflasyon var. Umarım öyle bir yasama yılı olur ki... Daha böyle, benim temennilerim uzayıp gidiyor. Öyle bir yasama yılı olur ki bu ekonomik sıkıntıların, kayıt dışı ekonominin engellendiği... Bakın, geçtiğimiz dönem siyasetteki kayıt dışı ekonomiyi konuştuk biz; partisi hiç fark etmiyor, A partisinden de B partisinden de kayıt dışı paranın nasıl ortalıklara saçıldığını hep beraber gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kavuncu, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ülkedeki kayıt dışı para problemi her alanda maalesef bizi irin gibi, bir hastalık gibi kemiriyor. Bununla ilgili umarım gerekli adımların atılacağı bir yıl olur. Umarım bu yasama yılı çetelerin, mafyaların yok edildiği yıl olur. İstanbul'da esnaf haraca bağlanmış durumda, 14-18 yaş grubundaki çocuklar yurt dışındaki baronların taşeronluğunu yapıyor. Ben bütün bunları söylediğimde bazen diyorum ki herhâlde biz farklı iki dünyada yaşıyoruz. Ekonomik problemden bahsederken iktidara mensup milletvekilleri diyor ki: "Hadi oradan! Gençler iş beğenmiyor; ülkede bolluk, bereket var, sıkıntı yok." Ya biz başka ülkede yaşıyoruz ya siz başka bir ülkede yaşıyorsunuz. Bunları görmüyorsunuz ama biz bunları bıkmadan, usanmadan anlatmaya devam edeceğiz.
Ben sözlerime... 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılının milletimize hayırlı olması; insanlığa, ülkemize faydalı olması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.