GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:3
Tarih:03.10.2024

ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi hakkında görüşlerimi dile getirmek için söz almış bulunuyorum.

Hepimizin bildiği gibi, öğretmenlik, sadece bir meslek değildir, toplumu inşa eden, geleceği şekillendiren bir meslek grubudur. Ancak bu teklif de ne yazık ki öğretmenlerin sorunlarını çözmekten uzaktır. Öğretmenler bir ülkenin en değerli hazinesi olan çocuklarımızın geleceğini inşa ederler. Eğitim sistemimizin kalitesi öğretmenlerin motivasyonuna, mesleki gelişimine ve toplumsal statüsüne bağlıdır. Bir ülkenin gerçek gücü öğretmenine verdiği değerle ölçülür. Gelelim binbir zorlukla mücadele ederek öğretmenlik mesleğine adım atan öğretmenlere bu kanunla ne deniyor? "On iki yıl eğitim görecek, ardından üniversite okuyacaksın; birçok sınavı ve uygulamayı geçeceksin, diplomanı alacaksın ama yetmez; öğretmen olabilmek için KPSS'yi kazanacaksın, yetmeyecek, Akademiye alınacaksın çünkü ben iktidar olarak öyle istiyorum." Bu kanunla öğretmenlik diploması yok sayılmaktadır. Binlerce öğretmenin atanma beklediği, mesleğini yapamadığı şu günlerde söylemek isterim ki mezun olduğum 90'lı yılların sonunda eğitim fakültelerinden haziran ayında mezun olan arkadaşlarımız eylül ayında görevinin başındaydı. 2002'de atama bekleyen öğretmen sayısı 68 bin iken 2024 yılıyla 1 milyona ulaştı. Bu gerçek, övünmekle bitiremediğiniz yeni Türkiye modelinizin sonucu olarak üniversite mezunlarının ne hâle geldiğinin açık ve net göstergesidir.

Eğitim sisteminin içeriğine girmek gerekirse ÇEDES ve TÜRGEV gibi uygulamalarla dayatılan protokoller, öğretmenliğin gerçek misyonunu zedelemektedir. Çıkarılmak istenen bu kanun teklifiyle, itiraz etmeyen, sessiz kalan öğretmenler istenmektedir. Sizleri uyarıyoruz: Bu ülkenin kuruluş ayarlarıyla kimse oynamaya kalkmasın. Cumhuriyetin öğretmenleri cumhuriyet dersini vermeye, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği gibi fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye devam edecektir.

Evet, okullarımızın hâli maalesef içler acısı, temizlik ve güvenlik görevlisi çok yetersiz. Okullarda velilerin maddi desteğiyle ya da öğretmenlerin çabasıyla temizlik yapılıyor, belediyelerimiz katkı sağlamak istediğinde ise bu durumu "siyasi şov" olarak nitelendiren Bakanlık asıl görevi olan hizmeti eksik bırakarak sorumluluğunu başka kurumlara yüklemeye çalışıyor.

Uyuşturucu tacirleri, iktidarınız döneminde artan ivmeyle ülkenin dört bir yanında kol gezerken, okul önlerini mesken edinmişken siz, çocuklarımızın sağlığını, güvenliğini hiçe sayarak mı tasarruf edeceksiniz?

Sayın milletvekilleri, ekonomik kriz öğrencilerimizin sağlıklı yiyeceğe ulaşmasını engellemiş durumda. Çok acıdır ki OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sıradayız. Türkiye'de bugün her 4 çocuktan 1'i derin yoksulluk sorunlarıyla yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır. Çocuklarımızın beslenme hakkı pazarlık konusu değildir, talepler nettir, çocuklarımızın beslenme hakkını güvence altına alarak ücretsiz yemek hizmeti derhâl başlatılmalıdır. Ekonomik zorluk içindeki ailelere el uzatılmalıdır. Bakanlık, bütçesini cemaatlere ve tarikatlara değil, çocuklarımızın sağlıklı beslenmesine ve eğitimine ayırmalıdır. Eğitim evrenseldir; bilimsel, çağdaş, laik, demokratik ilkelere göre yapılmalıdır. Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, unutmayınız ki vatanı korumak çocukları korumakla başlar. Ülkemizin geleceği için eğitime ve öğretmenlerimize gereken değeri vermeliyiz, bu konuda gerekli adımları atmak hepimizin sorumluluğudur.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)