Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 3 |
Tarih: | 03.10.2024 |
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi hakkında şahsım adına alacağım söz için hazırlık yaptığımda aslında eğitim kalitesinin hâlipürmelalini, okullara aç giden öğrencilerimizi, okullarda bırakın tuvalet hijyenini, okulun genel olarak temizliğinin bile sağlanamamasını, ortaokullar önünde satılan uyuşturucu maddeleri, müfredat değişimindeki dağınıklık ve savrukluğu, işsizlik alıp başını gitmişken işverenin iş bilen çırak ve usta bulamayışını, üniversite mezunlarının üniversiteyi bitirdikten sonra meslek sınavlarına girmek için üniversite eğitimini yetersiz bulup mutlaka özel kurslara gitmek zorunda kalışını, bu kanunla düzenlemeye çalıştığımız öğretmenlik mesleği açısından ise sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin durumunu, birçok ilimizde öğretmen açığı varken birçok ildeki norm fazlası öğretmen kadrosu arasındaki dengenin bulunamayışını, okul müdürü kadar maaş alamayan şube müdürlerinin yarattığı idari zafiyeti, ek ders ücretlerinin yetersizliğini ve tasarruf genelgesi nedeniyle önce İŞKUR'dan temin edilen temizlik çalışanlarının bu dönem işe çağrılamayışını ve yine halk eğitim merkezi aracılığıyla verilmek zorunda kalınan birçok kursun iptalini konuşmak isterdim ama zamanımız bunların her birine tek tek değinmeye müsait değil. Fakat şöyle bir baktığımızda 3 evladını da Millî Eğitimin okullarında okutmuş bir veli olarak sevgili iktidar partisi milletvekillerimize eğitimin 4 temel paydaşı olan öğrencinin, öğretmenin, ailenin ve ve ister kamu ister özel sektör olsun işverenin mevcut eğitimden memnun olup olmadığının sorgulanmasını sormak istiyorum. Fakat birçok arkadaşımız uzunca bir süredir AK PARTİ'yi laikliğe ve bilime aykırı bir eğitim vermekle suçladığı için fennî ilimlerde, pozitif bilimlerde, meslek eğitiminde durum ortadayken acaba değerler eğitiminde, manevi eğitimde, çok sevilen ifadeyle yerli ve millî eğitimde durum nedir diye merak ettim. Sayın Cumhurbaşkanının çok sevdiği ve sıklıkla okuduğu Necip Fazıl'ın Gençliğe Hitabe'sinde geçen; dininin, dilinin, beyninin, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik acaba yetiştirilebilmiş mi? Öyle ya, sürekli müfredat değişikliği, sistem değişikliği ve yüzde 10'u geçen imam-hatip ortaokul ve liselerinden sonra artık bizim maneviyatı yüksek bir gençliğe sahip olmamız gerekiyordu; öyle ya, 2002'de AK PARTİ iktidara geldiğinde 6 yaşında ilkokul 1'e başlayan bir genç AK PARTİ döneminde ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans ve doktora eğitimi aldı; öyle ya, bugün üniversite mezunlarını yüzde 12'den yüzde 46'ya çıkarmakla hep AK PARTİ övündü. O zaman fennî ilimlerde durum buyken acaba manevi ilimlerde durum ne diye merak ettim ve itiraz edilmeyeceğini umduğum Marmara Üniversitesi ile İbn Haldun Üniversitesinin birlikte yayınladığı Sayılarla Türkiye'de İnanç ve Dindarlık Raporu'na bir göz attım ve başta AK PARTİ'li arkadaşlarımız olmak üzere bu meseleye kafa yoranların da buna şöyle bir bakmasını dilerim. Burada birçok pariteyle birtakım incelemeler yapılmış. Ben konuyu özetlemesi açısından Allah inancı, namaz, oruç ve başörtüsündeki durumu AK PARTİ'li arkadaşlarımızın dikkatine sunmak isterim: Bu rapora göre, arkadaşlar -hep "Yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke." deriz ya- Allah'a kesin inanç oranı yüzde 85'e düşmüş; Allah'a kesin inanç oranını yüzde 85, kesin inançsızlık yüzde 5,7; aradaki yüzde 9 da bir öyle, bir böyle salınıp duruyor. Allah'a kesin inançsızlık durumuna baktığımda, arkadaşlar, iki veri dikkatimi çekiyor. Birincisi, Allah'a en yüksek inançsızlık oranı AK PARTİ döneminde eğitim görmüş gençlerde; ikincisi, Allah'a en yüksek inançsızlık oranı AK PARTİ döneminde üniversiteyi okumuş gençlerde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ekmen, lütfen tamamlayın.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Şimdi, AK PARTİ'li dostlarımızın bu raporu incelemesini istiyorum. Namaz kılma sıklığı, oruç tutma sıklığı, başörtüsü gibi birçok konuya baktığımızda, AK PARTİ döneminde gözlerini hayata açıp eğitim almış bütün gençlerin ve üniversite mezunlarının, Türkiye'nin o beğenmediğimiz koalisyonlar ve CHP dönemi iktidarı dönemlerinin çok altında bir dindarlık seviyesinde olduğunu görüyoruz. Bunun üzerinde bir kafa yormak gerekmez mi? Niçin gençler dinden uzaklaşıyor; tarzısiyasetinizden dolayı mı, kurduğunuz medya düzeninden dolayı mı, yarattığınız adalet sisteminden dolayı mı, yaptığınız gösteriş ve israf düzeninden dolayı mı, yoksa ayyuka çıkan yolsuzluklardan dolayı mı?
Sevgili arkadaşlar, bir ifade var, daha doğrusu bir anekdot var. Demirel'e Almanya'da sormuşlar: "Kürtlere kötü davrandığınız iddia ediliyor?"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - O da "Kürtlere kötü davranıyoruz da binaenaleyh Türklere iyi mi davranıyoruz." demiş.
Şimdi, fennî ilimlerde durum burada, manevi durumlarda, manevi eğitimde durum nedir bunu da ortaya koyduk; bu açıdan, yirmi iki yılın sonunda arkadaşlarımızı bir muhasebeye davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)