Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 3 |
Tarih: | 03.10.2024 |
KAYIHAN PALA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddede disiplin hükümleri düzenleniyor. Eğer devlet memuru olarak çalışanlara ilişkin 657 sayılı Kanun dışında bir disiplin hükmü belirlenecekse o zaman bunun çok açık olarak belirlenmesi gerekir, aksi hâlde uygulamada bazı sorunlara yol açabilir. Bakın, burada iki temel konuda subjektif bir değerlendirmeye çok açık ve açık olmayan, insanları, öğretmenleri bir ölçüde sindirmeye dönük düzenlemeler var. İlk düzenlemeden söz etmek isterim. Kanun teklifinde "öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmayacak şekilde öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek söz, davranış, hâl ve hareketlerde bulunanlara..." diye bir düzenleme var. Çok açık bir şekilde "öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmayacak" diye tanımlanan kavramın ne olduğunun ortaya konulması gerekir. Kime göre bağdaşmayacak, nasıl bağdaşmayacak? Eğer biz bunları açık olarak ortaya koymazsak daha sonra kendi ideolojisine uygun olmadığı değerlendirilen öğretmenler açısından bu bir sıkıntı kaynağı olabilir. Nitekim hem Millî Eğitim Bakanlığında hem Sağlık Bakanlığında bu tip uygulamaların zaman zaman karşımıza geldiğini görüyoruz.
Yine bu maddede disiplin hükümleri içerisinde çok daha sorunlu bir başka düzenleme karşımızda duruyor maalesef. Burada da "eğitim öğretim sürecinde Bakanlıkça onaylanan öğretim programının belirlediği amaç ve hedeflere aykırı faaliyet ve uygulamalar yapanlara..." deniliyor. Bakın, burada Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenme yaklaşımı, bu kanun teklifinin hem Komisyonda hem Genel Kurulda görüşüldüğü sırada ne kadar sıkıntılarla dolu olduğu göz önüne alındığında doğru bir yaklaşım değil. Adına "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" denen bu yaklaşımın aslında doğru düzgün bir eğitim düzenlemesi içermediği, öğretmenlerin haklarını korumadığı, özellikle özel sektörde çalışan öğretmenler açısından herhangi bir düzenleme getirmemesinin yanı sıra Türkiye'de verilen lisans eğitimini yok sayan yaklaşımı nedeniyle Türkiye'nin ihtiyaçlarına hiç yanıt veremediği çok ortada.
Değerli milletvekilleri, eğitim bir ülkenin geleceğini belirleyen en önemli etmenlerden biri ve Türkiye'nin geldiği noktada, OECD ülkeleri içerisinde, örneğin, velilerin memnuniyeti söz konusu olduğunda en düşük memnuniyete sahip olduğu ve giderek de bu memnuniyetin azaldığı düşünülecek olursa bu düzenlemeler hem öğretmenleri hem öğrencileri hem de öğrenci velilerini çok daha olumsuz etkilemeye dönük düzenlemelerdir. Şöyle ki, biliyorsunuz, uzun bir zamandır özellikle okullarda laiklik karşıtı bir girişimin olduğu ve burada Sayın Bakanın tarikatlarla, cemaatlerle -biz ne kadar bunu eleştirirsek eleştirelim- birlikte davranacağına ilişkin demeçler verdiği basına da yansıdı, buradan bizi izleyenler de duydu. Bakın, laiklik karşıtı girişimlerin bile bu maddenin Bakanlıkça onaylanan eğitim programı dışında değerlendirilebileceği kavramı içerisinde... Bu, disiplin hükmü açısından ciddi sorunlar içeriyor, bunun mutlaka ortadan kaldırılması gerekir. Çünkü bu hâliyle hem mevcut öğretmenlerin hem de yeni istihdam edilecek öğretmenlerin gerçekten korkulu rüyası hâline gelebilecek bir düzenlemeden söz ediyoruz. Eğer öğretmen kendini özgür hissetmezse, eğer öğretmen öğretmenlik mesleğini özerk bir şekilde yerine getiremezse o zaman Türkiye'deki eğitim sistemini bizim "bir davranış değişikliğine yol açan sistem" olarak tanımlamamıza olanak sağlamaz. Eğitim sistemi bilgi verecek bir sistem değil, eğitim sistemi muhafazakârlığı sürdürecek bir yaklaşım değil, eğitim sistemi aksine, kuşakları iyi yetiştirecek, geleceğe, aydınlanmaya hazırlayacak bir davranış değişikliği sağlama sistemi olmalıdır. Bu nedenle de bu disiplin hükümleri ortadan kaldırılırken bir yandan da Türkiye'nin hem okul öncesi hem ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde, toplumsal cinsiyet eşitliği de söz konusu olduğunda okullaşma oranlarını da yukarıya doğru götürecek birtakım davranışlara, birtakım tutumlara ihtiyacımız var. Bu düzenlemeyle birlikte okullaşma oranlarında bir artışa gidilse bile bu düzenleme yüzünden öğretmenlerin kendilerini özgür ve özerk hissedemeyeceği bir yapılanmanın karşımızda olduğu çok açıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayın.
KAYIHAN PALA (Devamla) - Değerli milletvekilleri -daha önce de söylemiştim, yine söyleyeyim- bu ülkedeki resmî rakamlar yoksul, yoksun ve sosyal dışlanma riski altındaki çocukların oranının yüzde 40'ların üstünde olduğunu gösteriyor. Bizim, bu çocukları eğitime erişimde fırsat eşitliği sağlayabilecek bir eğitim sistemiyle buluşturmamız gerekir. Bu bağlamda, mülakat sonuçlarının bir an önce açıklanması ve herhangi bir kişinin kafasında soru işaretine yer bırakmayacak şekilde bir adaletle ortaya konulması gerekir. Çünkü öğrenciler öğretmen bekliyor, öğretmenler de atanmayı bekliyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)