| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2012 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir ülkenin ne durumda olduğu o ülkenin eğitim sistemiyle yakından ilgilidir. Kaliteli ve etkili bir eğitim sisteminden mahrum olan ülkeler hiçbir konuda başarılı olamazlar. Demokratik, ekonomik ve sosyal yönden gelişmiş bir ülke olmak yolunda eğitim reformunda önceliğimiz yaratıcılık, yenilikçilik, eleştirel düşünme, araştırma, analitik ve yabancı dil becerileri yüksek gençler yetiştirmek olmalıdır.
Çocuklarımızın iyi birer dünya vatandaşı olmaları için çevre bilinci, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok kültürlülük gibi konularda da erken yaşlardan itibaren eğitilmeleri önem taşımaktadır. Demokratikleşme süreciyle, iyi eğitimli, çoğulcu, özgürlükçü niteliklere sahip bir topluma ulaşmak ana hedef olmalıdır.
Ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin 26'ncı maddesinin ikinci fıkrasında şöyle denilmektedir: "Eğitim, insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir."
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun teklifinde ise bu hedeflere nasıl varılacağı tam net değildir. Yasa teklifinde ilköğretimin ikinci kademesinde verilecek farklı seçmeli dersler arasında din derslerinin de öngörüldüğü kamuoyunda tartışılmaktadır. Din eğitimi, isteğe bağlı olduğu, toplumdaki inanç çeşitliliğini yansıtan katılımcı bir süreçle belirlendiği takdirde din ve vicdan özgürlüğüne hizmet edebilir. Dolayısıyla, bu derslerin, çocuklar arasında nefreti körüklemeyen, barışı ve kardeşliği öngören bir içerikte olması gerekmektedir. Bu bağlamda, inançsızlık da dâhil farklı inançlar, dinler ve mezhepler arasında karşılıklı saygı ve anlayışı yaygınlaştırmayı amaçlayan, nefret söylemi barındırmayan, dinler hakkında temel eğitimi öngören bir anlayışın hâkim olması gerekmektedir.
Üzerinde konuştuğumuz yasa teklifinde zorunlu eğitimin süresi uzatılırken okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması büyük önem taşımaktadır. Kanun teklifinde bu yönde bir düzenleme yapılmamıştır. Oysa okul öncesi eğitim, ülkemizdeki sosyoekonomik eşitsizlik ve farklılıkların azaltılması, özellikle düşük sosyoekonomik çevrelerden gelen çocukların okulda daha fazla kalmasının sağlanması ve okuldaki başarılarının artabilmesi için gereklidir.
Okul öncesi eğitimin maliyetiyle yararlarını karşılaştıran bilimsel çalışmalar, okul öncesi eğitimin yararlarının, maliyetinden 6-7 kat fazla olduğunu göstermiştir.
Hızlı teknolojik değişimler, toplumdaki herkesin bu değişime ayak uydurmak için temel eğitimlerinin ve becerilerinin güçlü olmasını gerektirmektedir. Bu husus, rekabet gücümüzün artması bakımından önem taşımaktadır. Ancak kanun teklifi mesleki yönlendirmenin erken yaşlara çekilmesi, temel eğitim ve becerilerin yetersiz kalması ve bilinçsiz meslek seçimleri gibi riskleri barındırmaktadır. Ayrıca bu düzenleme, mesleki yönlendirmeyi geciktirmeye ilişkin diğer Avrupa Birliği ülkeleri politikaları ile de çelişmektedir. Ayrıca, çıraklık yaşının on bire indirilmesi sonucunu doğuracak bir düzenlemenin sakıncaları da dikkate alınmalıdır.
Mesleki eğitimi yücelten ve sermayeye çocuk yaşta, ucuz ve nitelikli yedek iş gücü yetiştirmeyi hedefleyen yasa teklifi, ülkemizde meslek lisesi mezunlarının çoğunun işsiz ya da okudukları bölümün dışında asgari ücretli işler yaptığı gerçeğini göz ardı etmektedir.
Öncelikle eğitimin temel sorunları çözülmeli, okulların fiziki, sosyal altyapıları güçlendirilmeli, eğitim emekçilerine insanca bir ücret ödenmeli, ana dilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalı, eğitim herkesin erişimine açık ve ücretsiz bir yapıya kavuşturulmalıdır. Ancak o zaman teknoloji kullanımına yönelik projeler gerçekten hedefine ulaşabilir ve eğitimde kaliteyi artırabilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifle ilgili en büyük eksikliklerden biri de mevcut kanunda "devlet okullarında eğitimin parasız olduğu" ibaresinin yeni yasa teklifinde kaldırılmış olmasıdır. Paralı eğitimin önünü açacak bu düzenleme, Anayasa'mızın sosyal devlet olma ilkesiyle çelişmektedir.
Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Dora.